BÜYÜKELÇİ GÜMRÜKÇÜ: "ATATÜRK, AYDINLIK BİR IŞIKTIR ÇOCUKLARIMIZA ONU ANLATMALI VE TANITMALIYIZ"

~~Ulu Önder Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 80. yıldönümü vesilesiyle, T.C. Brüksel Büyükelçisi Levent Gümrükçü'nün himayesinde, Brüksel Başkonsolosluğu toplantı salonunda bir anma toplantısı gerçekleştirildi.

~~Ulu Önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 80. yıldönümü vesilesiyle, T.C. Brüksel Büyükelçisi Levent Gümrükçü’nün himayesinde, Brüksel Başkonsolosluğu toplantı salonunda bir anma toplantısı gerçekleştirildi.

10 KASIM NEDENİYLE T.C. BRÜKSEL BÜYÜKELÇİLİĞİ BİR ANMA GERÇEKLEŞTİRDİ

Anma programına Büyükelçi Levent Gümrükçü, eşi Sefire Simay Gümrükçü, KKTC Brüksel Temsilci BüyükelçisiDamla Güçlü, Başkonsolos Dilşad Kırbaşlı Karaoğlu,  Askeri Ateşe Piyade Kurmay Albay Ahmet Aşık, Müsteşarlar, Ateşeler, Müşavirler, Türkçe ve Türk Kültürü Öğretmenleri, Öğrenciler ve STK Temsilcileri katıldı.

Başarılı sunucu Türkçe ve Türk kültürü Öğretmeni Zeynep Uludüz’ün sunumuyla başlayan program tam saat 09:05 geçe başlayan saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasıyla başladı.

ALBAY AŞIK:  "ATATÜRK DÜNYANIN TAKDİR ETTİĞİ BİR ASKERİ DEHAYDI"

Programın ilk konuşmacısı Askeri Ateşe Piyade Kurmay Albay Ahmet Aşık oldu. Albay Aşık, “Cumhuriyetimizin kurucusu ve büyük devlet adamı ve baş komutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün aramızdan ayrılışının 80. Yıldönümünde O’nu Saygı, özlem ve minnet anıyoruz” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti.

“Hepinizin bildiği gibi, her toplumu ayakta tutan değerler vardır. Bu değerlerin yıkılması toplumun dağılmasına, ülkenin çökmesine, işgal edilmesine hatta tarih sahnesinden silinmesine neden olur.

Günümüzde başta komşularımız, Suriye ve Irak olmak üzere dünyanın dört bir köşesinde yaşanan trajediler, Türk milletinin büyük önderi Atatürk'ün fikir ve ideallerine daha sıkı sarılmamızın, milli değerlerimizi ve kültürümüzü korumamızın bizi bugünlere taşıyan tarihimizi, çocuklarımıza öğretmemizin önemini daha da arttırmıştır. Ata'mızı anlaya bilmek ve bize gösterdiği yolda ilerleyebilmek için O'nu bize kazandıran dönemi iyi analiz etmek gerekir.

Tarih 19 Mayıs 1919, 1.Dünya Savaşı, sonunda yenik sayılmış, orduları dağıtılmış, tershanelerine girilmiş, ağır silahlarına tüm haberleşme ve ulaşım vasıtalarına el konulmuş, başkent İstanbul dahil ülkesinin birçok bölgesi işgal edilmiş bir devlet. Yaşlısı, kadını, çocuğu ile 23 Milyon İmparatorluk nüfusundan yaklaşık 7 Milyonunu kaybetmiş dede, baba,  oğul bir arada savaşacak kadar erkek nüfusunun bir neslini tamamen yitirmiş, fakru zaruret içerisinde harap ve bitap düşmüş, nerede ise savaşma ve varlığını koruma, imkan ve kabiliyeti kalmamış bir millet! Osmanlı topraklarındaki, doğal kaynaklara ve jeopolitik önemi haiz bölgelere göz dikmiş, asırlardır Türk yurdu olan Anadolu'yu parçalayıp, bölüştürme fırsatını yakalamış Sevr hazırlığındaki işgal devletleri. Ve daha da vahimi şahsi çıkarlarını işgalcilerle bütünleştirmiş ihanet grupları !..

Milletin ümitlerini neredeyse kaybettiği bu en zor dönemde, ortaya atılan “özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek, “manda ve himayeyi” reddeden, yalnızca Türk Ulusu'nun vatan sevgisine ve özgürlük tutkusuna güvenerek, Kurtuluş Savaşı'nı başlatan bir liderdir Gazi Mustafa Kemal.

ATATÜRK “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” DİYEREK ZAFERLERE İMZA ATMIŞTIR

O'nun önderliğinde her evden bir çorap, bir fanila alınarak asker giydirilmiş, hurda demirlerden silah, mermi, bomba, nal yapılmış , kadını,  yaşlısı, çocuğu ile atla ve kağnı ile yalnızca düşmanla değil, hainlere karşı dava savaşılmış, parolası, “Ya İstiklal,Ya Ölüm” olan dünyada eşi görülmemiş bir Kurtuluş Savaşı kazanılmıştır.

Başarı ile sonuçlandırılan Kurtuluş Savaşı'ndan hemen sonra hayatın her alanında yeniden yapılanma çalışmaları başlatılmış, Avrupa'nın rönesans ve reform hareketleri ile yaklaşık 200 Yılda aldığı yol, yalnızca 15 Yıla sığdırılmıştır.

Türk Milleti'nin bu yeniden doğuşu, günümüzde hala fikirleri ve eserleri ile yolumuzu aydınlatmaya devam eden Atatürk'ün, tarihte çok az sayıda liderde bir arada görülebilecek özellikleri şahsında bulunduran olağanüstü bilgisi, sabrı, akılcılığı ve planlama ve zamanlamadaki dehası, hedeflerine varma azmi, kararlılığı ve enerjisi ile gerçekleştirilmiştir.

“ATATÜRK ÇOK OKUYAN, HEM FİKİR HEM DE HAREKET ADAMIDI”

O, sadece muharebe meydanlarında Türklüğü esaretten kurtaran bir kumandan ve askeri yönüyle  değil, siyasi, iktisadi ve kültürel yönüyle de donanımlı bir liderdi. Bu donanımını ise okumaya ve araştırmaya verdiği önemden kaynaklanmaktaydı. Atatürk o dönemlerce cephelerde bulunmasına rağmen, çeşitli dillerde binlerce kitap okumuş, yeni bir devlet yaratmak için hayatını milletine vakfetmiştir. Atatürk, Hem fikir hem hareket adamıdır. Fikir ve düşünceleri her türlü doğmatik fikirden sıyrılmış,  akılcı bir dünya görüşüdür” diyerek sözlerini şu şekilde tamamladı.

“Aziz Atam' bükülmez bileklerimizde kuvvet, gözlerimizde ışıksın. Aydın dimağlarımızda ilkelerin, kalplerimizde senin sevgin ve inancın var. Acı kaybının yıl dönümünde yasınla başlarımız eğik, ancak azim ve gururla, senin gösterdiğin hedeflere ulaşma yolunda el, ele ve gönül birliği içinde yürüyecek ilke ve inklaplarını sonsuza denk koruyacak ve yaktığın meş'alenin alevini büyüterek, gelecek nesillere aktaracağız. Ruhun şad olsun!” 

Programda  Türkçe ve Türk Kültürü öğrencilerinden  Kerim Kızıldağı ile Sadi Gülçakır'ın okuduğu 'Atatürk' şiirleri ile  büyük alkış aldılar.

BÜYÜKELÇİ GÜMRÜKÇÜ : “DÜNYA’DA  80 YILDIR SEVİLEN VE ANILAN ATATÜRK GİBİ BİR LİDER DAHA YOK”

Daha sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Büyükelçi levent Gümrükçü protokolü ve davetlileri selamlayarak , “Ulu Önder Atatürk'ü Belçika'da dört yerde düzenlenen törenlerle andıklarını” belirterek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bir 10 Kasım'da daha tüm yurtta olduğu gibi dünya üzerinde Türklerin yaşadığı her yerde Ata'mızı anmak için toplanmış bulunuyoruz. Her sene aynı şevk ve heyecanla, aynı saygı, özlem ve minnetle Ata'mızı anıyoruz. Bu bize çok doğal geliyor tabi ki, esasında olağan üstü bir durum.

Zira dünyada hiç bir lider yoktur ki ölümünden 80 yıl sonra dahi böylesine sevgiyle saygıyla, muhabbetle anılsın. Ben bunun devamlı da böyle devam edeceğine inanıyorum. Çünkü bugün biz burada bağımsız bir devletin başı dik, aklı ve fikri hür vatandaşları olarak bulunabiliyorsak; bunu her şeyden önce, Atatürk'e ve onun uzun yıllar süren savaşlardan bitap düşmüş bir milleti yeniden şahlandırarak, muassır medeniyetler seviyesine çıkarma azmine, heyecanına, cesaretine ve vizyonuna borçluyuz.

Dönemi sona ermiş bir imparatorluktan, özgüveni yüksek geleceğe ümitle bakan barışa tamamıyla bağlı bir Cumhuriyet yaratmak hangi açıdan bakılırsa bakılsın, gerçekten mücizevi bir başarıdır. " şeklinde konuştu.

Ama işin daha da güzel ve ilginç yanı, Atatürk’ün bu mücizevi başarısına başından beri inanmasıdır. Kimsenin bunu tahayyül bile edemediği dönemlerde buna inanmasıdır.

"ATATÜRK, MÜCİZEVİ BİR BAŞARIYA İMZA ATMIŞTIR"

Yıl 1921 kurtuluş savaşının en yoğun yaşandığı bir dönemde, düşmanın ayak seslerinin Ankara’da duyulmakta olduğu bir dönemde, milli mücadelenin ham boş olup, olmadığının tartışıldığı bir dönemde, manda formüllerinin konuşulduğu bir dönemde, Atatürk,  Ankara’da 40’ı kadın 120 delegenin katılımıyla Milli Maarif Kongresini yapmaktaydı. Bu kongre için cepheden ayrılarak gelip, bizzat bu kongrenin açılış konuşmasını yapmıştır. Neden bu şartlarda bu kongreyi düzenlediniz? diye kendisine sorulduğunda ‘Cehaletle savaşmak, düşmanla savaşmaktan daha az önemli değildir’  gelecekte Türk milletinin eğitimli nesillere ihtiyacı vardır.

Aslında Atatürk’ü anlatmaya, 10 Kasımlar, aylar seneler yetmez. Bilindiği gibi daha Lozan anlaşmasına gitmeden İzmir’de ‘İktisat Kongresini Toplamıştır’. Her zaman büyük değer verdiği kadınlarımıza Avrupa ülkelerinden çok önceleri haklarını vermiştir. Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını vermiştir. O kısıtlı zamanlarda başarılı öğrencileri eğitim almaları için Avrupa’ya göndermiştir.

1926 yılında Türk ürünlerinin tanıtılması için bir ‘Karadeniz’ adlı gemiyi 86 gün boyunca o dönemde Avrupa’ya göndermiştir ki bu gemi Anvers limanına da gelen bu gemi 11 gün burada kalmıştır. Atamız Cumhuriyetin temellerini bir nakış gibi işlemiştir.

Bizler Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in birinci derecede yararlanıcıları olarak, O’nu bizler için ışık saçan bir güneş, modern Cumhuriyet için bir yol gösterici olan bir lider olarak görüyoruz. Geleceği ümit ve güvenle bakmamızı sağlayan çok güçlü bir liderdir. Bugün bile attığımız her adımda O’nun bize sunduğu güven ve bilinçle, O’nun bizlere bıraktığı miras ve değerlerle itici güçle hareket etmekteyiz.

VEFATINDA BATILI VE DOĞULU ASKERİ, SİYASİ VE İLİM OTORİTELERİ SÖZLERİYLE ATATÜRK'Ü SAYGIYLA ANDILAR

Zaman zaman Atatürk’e dışarıdan bakmanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum” diyerek batılı askeri, siyası ve bilim adamlarının Atatürk ile ilgili sözlerini aktararak, 10 Kasım 1938 tarihli ‘Le Soir’ gazetesinde yayınlanan ‘Türkiye Liderine Ağlıyor’ manşetiyle birinci sayfadan gördüğü Atatürk’ün vefatı’ ile ilgili haberi davetlilere göstererek, Belçikalı yöneticilerin ve halkının Atatürk ile ilgili üzüntülerini aktardı. Batılıların ve doğuluların anlatımlarında da vurguladıkları gibi kısacası dünyanın takdir ettiği bir lidere sahip olmamızdan dolayı çok gururlandım.

"ATATÜRK, CUMHURİYETİ ÇOCUKLARIMIZA VE GENÇLERE EMANET ETTİ"

Atatürk’ün çok büyük bir lider olduğunu çocuklarımıza anlatmak gerekir. Atatürk’ün ‘Benim Naciz vücudum elbet birgün toprak olacaktır ancak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” sözünü bugün çocuklarımızın gözündeki ışıltıda görmekteyiz.

Atatürk başta olmak üzere tüm şehşitlerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun” dedi.

Anma töreni, Atatürk köşesinde hazırlanan ‘Hatıra Defteri’ne duyguların yazılması ve Atatürk’ün kısaca yaşamı ve mücadelesini içeren sinevizyon gösterimiyle son buldu.

NATO Temsilciliği’nde anma töreni

Türkiye’nin NATO Daimi Temsilciliği’nde düzenlenen törene Daimi Temsilcisi Büyükelçi Fatih Ceylan, NATO nezdindeki Türk Askeri Temsilcisi Korgeneral Nihat Kökmen, NATO Genel Sekreter Yardımcısı Tacan İldem ile diplomatik erkandan birçok isim katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan anma töreni, Büyükelçi Ceylan’ın konuşması ve Atatürk’ün fotoğraf ve görüntülerine ilişkin sunum ile son buldu.

Öte yandan, Türkiye’nin Anvers Başkonsolosluğu’nda da Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikali dolayısıyla anma töreni düzenlendi.