T.C. BRÜKSEL BAŞKONSOLOSU DİLŞAD KIRBAŞLI KARAOĞLU VEDA MESAJINDA ÇALIŞMALARINI DEĞERLENDİRDİ

T.C. Brüksel Başkonsolosu Sayın Dilşad Kırbaşlı Karaoğlu, görev süresince yaptığı çalışmalarını ve önemli mesajlarını dergimize değerlendirdi. Brüksel'in ilk kadın başkonsolosu olan, "Konsolosluk sizin eviniz" sloganını kullanan, başarılı ve aktif çalışmalarıyla, 3,5 yıldan beri ekibiyle pekçok hizmet veren ve Belçika Türk Toplumu'nun kalbinde taht kuran Sayın Karaoğlu, çalışmalarını dergimiz Genel Yayın Yönetmeni Celil Gündoğdu'na şu şekilde aktardı:

T.C. Brüksel Başkonsolosu Sayın Dilşad Kırbaşlı Karaoğlu, görev süresince yaptığı çalışmalarını ve önemli mesajlarını dergimize değerlendirdi. Brüksel’in ilk kadın başkonsolosu olan, “Konsolosluk sizin eviniz” sloganını kullanan, başarılı ve aktif çalışmalarıyla, 3,5 yıldan beri ekibiyle pekçok hizmet veren ve Belçika Türk Toplumu’nun kalbinde taht kuran Sayın Karaoğlu, çalışmalarını dergimiz Genel Yayın Yönetmeni Celil Gündoğdu’na şu şekilde aktardı:

“3,5 yıl önce buraya görevli geldiğimde, ilk defa bir başkonsoloslukta ve başkonsolos olarak çalışacaktım. Elimden geleni yapmak için kendi kendime acaba ben neyi farklı yapabilirim diye düşündüm, çünkü benden önce diğer başkonsoloslarımız çok değerli çalışmalar yapmışlardı. Ben de daha çok çocukların ve gençlerin üstüne eğilmeye karar verdim.

“KONSOLOSLUK SİZİN EVİNİZ” SLOGANINI GELİŞTİRDİK

“‘Konsolosluk sizin eviniz” sloganını geliştirdik, bunu ilke edindik. Vatandaşlarımız sadece işlemlerini yapmak için konsolosluğumuza gelmesinler, mutlaka akşamları, hafta sonları, öğlenleri çok çeşitli etkinlikler içinde buraya gelsinler, burayı kendi evleri gibi benimsesinler istedik. Ev bir simge aslında, evde ne olur? Evde karşılıklı sevgi olur, saygı olur, ikram olur, hediye olur, güven olur, sorunlar çözülür, her yerden konuk gelir. Biz de her kesim ve yaştan, normalde yolu belki de konsolosluğa düşmeyecek vatandaşlarımıza kapılarımızı açtık. Etkinliklerimizin pek çoğuna siz de katıldınız, çok teşekkür ediyoruz.

VATANDAŞLARIMIZ İÇİN BİR “TÜRK KÜLTÜR MERKEZİ”, “TÜRKİYE EVİ” YARATMAK İSTEDİK

Konsolosluğu bir “Türk kültür merkezi, Türkiye evi” olarak kullanmak, vatandaşlarımızın sürekli girip çıkabilecekleri, çok çeşitli aktivitelerin olduğu bir atmosfer yaratmak istedik. Etkinliklerimizi hep Türkçe ve Türk kültürü üzerine yaptık. Belçika’da 50 küsur yıldır yaşayan Belçikalı Türklerin aidiyetlerinin devam etmesi ve Türk kültüründen kopmamaları temel önceliğimizdi. Çocuklara, gençlere, kadınlara ve yetişkinlere ayrı ayrı etkinlikler yaptık.

TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİMİZ HACİVAT İLE KARAGÖZ’Ü SAHNELEDİLER

Aralarında eşimin de olduğu Türkçe ve Türk Kültürü öğretmenlerimiz 2017 yılında, Başkonsolosluğumuzun da desteğiyle Hacivat-Karagöz kukla tiyatrosu kurdular. Hem canlı olarak oynadılar hem de perde arkasında kuklaları oynattılar. Belçika’da pekçok farklı şehirde ve hatta Almanya’da bu oyunu 2 yıl boyunca sahnelediler. 2000’e yakın çocuğa ulaştılar, hepsi de hayatlarında ilk defa bizim kadim kültürümüzün bir parçası olan bu oyunu seyretmiş oldu. Yine Türkçe öğretmenlerimizin emeğiyle, 2 yıl boyunca Başkonsoloslukta çocuk kulübü düzenledik. Tüm etkinliklerimizi hep bize destek olan gönüllülerimizle yaptık, satranç kulübümüz, folklor kulübümüz, kitap okuma günlerimiz, sinema gecelerimiz, hepsi birbirinden değerli ve özverili vatandaşlarımızın emeğiyle mümkün oldu. Çocuklar, gençler ve yetişkinler konsoloslukta ebru yapımından, ilkyardım seminerine, türkü ve şiir gecesinden, Erasmus seminerine kadar çok farklı konularda etkinliklere iştirak ettiler. Personelimiz, etkinliklerde olsun, gişelerde olsun canla başla çalıştılar, bu bir ekip işiydi ve ben çok şanslıydım, hepsine teşekkür ediyorum. Şimdiye kadar çalıştığım tüm amirlerimin, Belçika’da görev yapan diğer Büyükelçilerimizin hep desteğini gördüm, müteşekkirim. Bir teşekkür de zamanlarından çaldığım ailem için, çoğu zaman konsoloslukta etkinliklerin hazırlıklarına yardım ederek büyüyüp gittiler.

DİĞER HEDEFİMİZ DE BELÇİKA TÜRK DİASPORASININ OLUŞMASINA KATKI SUNMAK

Özellikle gençlere yaptığımız etkinliklerde başka bir hedefimiz daha vardı, o da Belçika Türk diasporasının zenginleşmesine katkıda bulunmak. İstiyoruz ki etkinliklerimizde birbirleriyle onlu yaşlarında, yirmili yaşlarında tanışan ve kaynaşan gençler, ileride iyi yerlere gelsinler, gelmelerini can-ı gönülden diliyorum. Bu grupların içinden, dernek kuranların, devlette çalışanların, beyaz yakalı olanların, uluslararası ticaret yapanların çıkmasını ümit ediyoruz. Diaspora dediğimiz de böyle oluşuyor, şimdiden birbirlerini tanıyacaklar, iş üretecekler ve bulundukları ülkede birinci sınıf vatandaş olacaklar. Gençlerin bir araya gelmesi için, ağ kurma etkinlikleri düzenledik, özellikle 19 Mayıslarımızı bu şekilde kutladık. Etkinliklerimizde tanışan gençlerin dernek kurmalarına, AB projelerine başvurup kabul almalarına şahitlik ettik, emeğimizin karşılığını da böylece almış olduk.

VATANDAŞA VERDİĞİMİZ OTOMASYON HİZMETLERİ, YABANCI MESLEKTAŞLARIMIZIN DA TAKDİRİNİ ALMAKTA

Bir başka hedefimiz de konsolosluk işlemlerimizin daha da iyileştirilmesiydi. Başkonsolosluğumuza gelen vatandaşımız ya işlemini yaptırıp teşekkür edip gidebilmeli ya da işinin neden yapılamadığı veya nasıl yapılması gerektiği konusunda bilgilendirilmiş olmalı, “benimle ilgilenildi” diye ayrılmalı.  Devletimizin imkanları bu konuda çok gelişmiş, konsolosluk işlemlerindeki, vize ve randevu sistemimizdeki otomasyon, bizi ziyaret eden diğer Başkonsolosların da takdirini kazanıyor. Vatandaşlarımıza kolaylık olması için Brüksel Başkonsolosluğu’na özel konsolosluk işlem kılavuzu hazırladık ve sürekli güncelleyip, derneklerle, vatandaşlarla paylaştık. Düzenli olarak hizmet içi eğitimler yaparak standartlarımızı yukarıya taşımaya çalıştık. Vatandaşlarımızı bilgilendirmek için konsolosluk konularında 100’e yakın kamu spotu hazırladık. Sosyal medya hesaplarımızı yoğun bir şekilde kullanıyoruz ve vatandaşlarımızın da konsolosluk konularındaki en güncel bilgileri kolaylıkla bulabilmeleri için takip etmesini rica ediyoruz. Gişe katımızı güzelleştirdik. Şimdi geldiğinizde, Türk müziği dinlerken, Türk televizyonu seyredebilir, kamu spotlarımızı izleyebilir, yaptırdığımız kütüphaneden kitap alıp okuyabilir, çocuk köşemizden faydalanabilirsiniz. Vatandaşlarımızdan ricamız, işlemleri için zamanında ve yeteri sayıda randevu alarak gelmeleri, zira sistem ne kadar iyi olursa olsun, kullanıcıların buna uygun hareket etmesi halinde güzel işliyor. 

TÜM DERNEKLERİMİZ BAŞIMIZIN TACIDIR

Başkonsoloslukların en büyük destekçisi, beraber omuz omuza çalıştığımız derneklerimiz. Yıllar önce binbir emekle kurulan derneklerimizin sayısının ve yaptıkları işlerin gittikçe arttığını görmekten çok mutluyuz. Görev bölgemizde çok değerli derneklerin pekçok güzel çalışmaya imza attığını gördük. Özellikle pandemi döneminde bu durum iyice ortaya çıktı ve derneklerimizin yaptıkları yardım çalışmaları tüm Belçika’da takdir topladı. Ben de görev sürem boyunca, ülkemizin temel değerlerine bağlı bütün derneklerimizin etkinliklerine gittim. Hepsini destekledik, hepsi başımızın tacı. Düğünlerde, bayramlarda ve cenazelerde vatandaşlarımızla hep birlikte olduk, devletin gülen yüzünü, kucaklayıcı yüzünü vatandaşımıza göstermek, yalnız olmadığını derneklerimize, vatandaşlarımıza hissettirmek istedik.

BELÇİKA TÜRK MEDYASI TÜRKÇEMİZİN YAŞATILMASINDA ETKİN ROL OYNAMAKTA

Beraber çalıştığımız bir başka grup da Belçika Türk medyası oldu. Basın her zaman kıymetli, ama yurt dışındaki Türkler için, Türkçe basının önemi daha büyük. Belçika Türk medyası sadece Türk toplumuyla ilgili haber vermiyor, aynı zamanda kültürümüzün yaşatılması için, güzel Türkçemizin yaşatılması için de bir öğretmen gibi çalışıyor. Eminim Belçika Aydın Haber de Celil Gündoğdu ve Zerrin Aydın’ın emekleriyle uzun yıllar yaşayacak. Sizler bizim için çok kıymetlisiniz. Ümit ediyorum vatandaşlarımız Belçika Türk medyasına sahip çıksınlar, destek olsunlar.

BELÇİKA MAKAMLARI HER ZAMAN BİZE YARDIMCI OLDU KENDİLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUZ

Belçika, Türkler açısından potansiyeli yüksek bir ülke. 50 küsur yıl önce madenlerde çalışmak için gelen büyüklerimiz şimdi burada toplumun her alanında varlar, bu güzel ülkenin altyapısı ve ekonomisine katkıda bulunuyorlar. Evlatlarımızın da ülkenin eğitim hizmetlerinden istifade etmeleri en büyük temennimiz. Belçika makamları bütün faaliyetlerimizde bizlere yardımcı oldu, burada iki seçim düzenledik, tüm ilgili birimlerle uyum içinde çalıştık, hepsine teşekkür ediyorum. Belçika’da çok güzel dostlar edindik, bu ülkede yaşamaktan ailecek büyük keyif aldık.

VATANDAŞLARIMIZDAN EN BÜYÜK RİCAMIZ İYİ DERECEDE TÜRKÇE ÖĞRENMELERİ 

Vatandaşlarımızdan en büyük ricamız iyi derecede Türkçe öğrenmeleri. Elbette hepimiz Türkçe konuşuyoruz, ama Türkçe konuşmak, Türkçeyi iyi bildiğimiz anlamına gelmiyor. Bunu görev sürem boyunca da üzülerek gözlemledim. Anne ve babaların evlerde çocuklarıyla mutlaka ve sadece Türkçe konuşmaları gerek. Çocuklarımız Fransızcayı Flamancayı okulda nasılsa öğrenecekler. Ama bizler evde Türkçe konuşmazsak, hiçbir zaman Türkçe öğrenemeyecek. Anadilini kaybeden, kültürünü de kaybeder, Türkçe bizim herşeyimiz. Devletimiz çok geniş imkanlar sunuyor yurtdışındaki Türkler için, okullarda Türkçe ve Türk kültürü dersleri var, Maarif Vakfı faaliyetlerine başladı, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi var, Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın yürüttüğü projeler var, siz yeter ki Türk kültürünü, Türkçeyi öğrenmek istiyorum deyin, devletin tüm imkanları sizin için.

HER EVDEN BİR ÜNİVERSİTE MEZUNU ÇIKSIN

Son olarak, görev bölgemizdeki vatandaşlarımız için temennilerimi söylemek istiyorum. Birincisi, her evden bir üniversite mezunu çıkaralım. Her çocuk okuyacak diye bir şey yok ama her evden bir kişiyi üniversiteye göndermeliyiz. İkincisi her evden bir beyaz yakalı çıkaralım, yani masa başı iş yapan biri olsun. Ticaret yapmak çok güzel elbette, ama mutlaka kamuda çalışan vatandaşlarımız da olmalı. 

KIZ ÇOCUKLARIMIZI OKUTMAK LAZIM

Eğer bir seçim yapmamız gerekirse, mutlaka kız çocuklarımızı okutmamız, meslek sahibi yapmamız lazım, kollarına altın bileziği takalım. Böylece ileride aile kurduklarında çok daha iyi yetişecek o annenin çocukları. Belçika’da üniversiteye sınavsız girebiliyorsunuz, bunu değerlendirelim. Ayrıca yine devletimizin size sağladığı imkanlar var. Eğitiminiz yarıda kaldı diye üzülüyorsanız, Belçika’da oturup Türkiye’den diploma alabilirsiniz, dışarıdan ortaokulu, liseyi, üniversiteyi okuyup bitirebilirsiniz, sınavlara Belçika’da giriyorsunuz, çok büyük kolaylık.

FRANSIZCA VE FLAMANCA DİLLERİNE DE HAKİM OLMANIZ LAZIM

Belçika’da birinci sınıf vatandaş olmak için mutlaka yerel dillere hakim olmamız lazım. Fransızca ve Flamanca bilmeden herhangi bir şekilde ben buralıyım demenin imkanı yok, iyi bir okula iyi bir işe girmenin imkanı yok.  

BİR EV DAHA ALMAK DEĞİL, BİR DİPLOMA DAHA ALMANIN PEŞİNDE OLMALIYIZ

Vatandaşlarımızdan bir ricamız daha var. Yatırımlarımızı ve harcamalarımızı artık bir ev daha almak için değil, bir diploma daha almaya kullanalım, çocuklarımızın eğitimine yatıralım, onları kurslara faaliyetlere göndererek, gelişimlerine katkı sağlayalım. Buraya yaptığımız yatırım onlara ömür boyu yetecektir.

HANIMLARIMIZIN SOSYAL HAYATA KARIŞMASINI BEKLİYORUZ

Belçika’da tanıştığım tüm hanımlar birbirinden cevval, çok güzel gönüllü faaliyetler yaptılar, hem iyiliklere vesile oldular hem kültürümüzü Belçika’da yaşattılar ve tanıttılar. Bu nedenle burada bulunan hanımlarımızın potansiyellerini değerlendirmelerini, evlerden çıkıp kamu hayatına daha çok karışmalarını ümit ediyorum. Elbette ki ailemize yönelik sorumluluklarımızı yerine getireceğiz. Kendilerine uygun bir iş, faaliyet, dernek çalışması mutlaka vardır.

Son olarak, burada tanıştığım herkese çok teşekkür ediyorum, sadece iyilik gördüm, biz de tüm ekibimizle birlikte elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Bizim gönlümüz ve kapımız vatandaşlarımıza sonuna kadar açık, her zaman konsolosluğa gönül rahatlığıyla gelmenizi, devletin tüm imkanları kullanmanızı, Türkçemize sahip çıkmanızı ümit ediyorum. Allahaısmarladık, sağlıcakla kalın.    

www.belcikaaydinhaber.com