ALEM SENSİN IŞIKTA SENSİN

“Sen kendini küçük bir cisim sanırsın ama en büyük âlem sende gizlidir.” (Hz.Ali as)'ın bu güzel hadisini; ofisime gelen bütün danışanlarıma hatırlatırım.

“Sen kendini küçük bir cisim sanırsın ama en büyük âlem sende gizlidir.” (Hz.Ali as)'ın bu güzel hadisini; ofisime gelen bütün danışanlarıma hatırlatırım.

Kendini aciz sanırken insan, tüm kainati insan için yaratırken yüce Rabbimize nankörlük olmuyor mu?
Peki yaşam gayemiz nedir?

Edindiğim tecrübelerimden yola çıkarak şunu söyleyebilirim; insanın en çok  zorlandığı nokta burasıdır.
Yaşam gayesini anlamak ve idrakine varmak gibi, Buna imtihanlarla veya hayat dersleriyle anlamaya zorlanıyoruz.

Hiçbir insan yoktur ki zaman zaman hayatında dersler veya imtihanlar olmasın.  Hepimizin başından geçti veya geçiyor, tıpkı peygamberlerimizin hayatında olduğu gibi...
İnsanın kamil yolculuğu çok uzun ve çetin bir yolculuktur.  Üzerimize giydirilen kimliklerden sıyrılıp özümüze kavuşarak içimizdeki alemi keşfederek ona göre dış dünyamızı inşa ederiz. Yaşadığımız zorluklar, tecrübeler bizi yıldırmak veya yıkmak için değil. Aksine büründüğümüz kalıplar onları yıkmak içindir.
İçimizdeki alemden kurtulup özümüze kavuşmadığımız sürece dış dünyaya baktığımız pencere hem dar hem bulanık olur.  Çünkü orda insanın gölgesi var, zayıf noktaları var hatta iyileşmeyen yaraları var.

İnsan isterse mucizeler gerçekleşir ve bu mucizeler eylemlerden sonra gerçekleşir.  Ve yine bu eylemler emek ister teslimiyet ve inanmak gibi.  
Her yeni doğum sancılarla gelir, ve bu sancıları çekmeyip konfor alanımızda kaldığımız sürece yeniden doğmak mümkün degildir.  Konfor alanı çok güvenli ve rahat olduğu için insan baktığı pencerenin gölgesinde yaşar. Ömrü boyunca ve sürekli şikayet etmeye meyillidir. Halbuki alem yanlız insan oğlunun baktığı pencereden ibaret değil. Alem dipsiz bucaksız hiçlik noktasından ibaret aslında.  

O hiçlikte sukünet ve dinginlik var.  Ve o hiçliğin içinde dünya ve kainat var oldu.  Yani insan sukünet ve dinginlik içerisindeyken isteği, inanci ve teslimiyeti tam yerindeyken kendi kainatini inşa edebilir.  

Rabb'imin lütfu ve isteği bu; sana sunduğum kainatin içinde özünü keşfet ve kendi kainatini inşa et.  Gizli alemini bul nitekim kendini bilen Rabbini bilir. İnşa edebilmen için şunları göz ardi etme; teslimiyet, sebat, istikrar ve niyet.  İmtihanlar kader değil, şikayet etmeden ilerle.  Ve ben hep şunu söylerim en büyük zulümü insan kendine yapar imtihanları kader sayıp ders çıkarmadığı takdirde;

Nitekim İsra Sûresi/ 13.ayetinde şöyle der:

“Biz, her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.”    

Geç olmadan, kendi alemini gör farket, istekle ve istikrarla ilerle. Göreceksin ki yeni kapılar tam zorlandığın anda açılacaktır.
Çünkü ne demistik ?  Her yeni doğum, sancıyla gelir.   

Selam ve Saygılarımla