KERBELA ERBAİN ZİYARETİMİZDEN NOTLAR… (1) Celil GÜNDOĞDU

Alemlere rahmet olarak gönderilen İslam Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’ın sevgili torunu, İlim kapısı İmam Ali (as), Cennet kadınlarının hanımefendisi Hz. Fatıma (s.a)’ın sevgili evlatları Cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin (a.s) ve Kerbela şehitleri bizler için çok önemli şahsiyetlerdir.

Alemlere rahmet olarak gönderilen İslam Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’ın sevgili torunu, İlim kapısı İmam Ali (as), Cennet kadınlarının hanımefendisi Hz. Fatıma (s.a)’ın sevgili evlatları Cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin (a.s) ve Kerbela şehitleri bizler için çok önemli şahsiyetlerdir.

Ehlibeyt denince kalbimiz titrer. Zira islam’ın en pak ve ilim dolu şahsiyetleri ne yazık ki Emevi zihniyeti teröre kurban gitmişlerdir. Muaviye oğlu zalim Yezid tarafından kalleşçe şehit edilen İmam Hüseyin evlatları ve yarenleriyle pâk islam’ın lekelenmemesi adına şehit olmuşlardır.

Resulullah (s.a.s)’ın iki ağır emanet olarak bıraktığı Kuran ve Ehlibeyt  (Sekaleyn), zamanın zalimleri tarafından her fırsatta saldırıya uğramaktaydı. Kuran’ı en iyi şekilde anlayan ve yaşayan Ehlibeyt özellikle hedef seçilerek, Kuran’ın anlaşılması nakıs bırakılmak istenmekteydi.

Muaviye ve oğlu Yezid her fırsatta Ehlibeyti dışlamak ve kendi heva ve heveslerine göre iktidar sürdürmek için çalışmaktaydılar. Muaviye döneminde Ehlibeyt dostlarını incitmek adına özellikle camilerde 80 yıl imam Ali (a.s) ve yarenlerine hakaret edildi ve bu ibadet sayıldı. Muaviye oğlu Yezid’e bağlı katiller sürüsü, Ehlibeyt’in evlatlarına adeta soykırım uygulamak için Kerbela’da kan döktü. Masum olan altı aylık Aliasger adlı bebeği boğazından oklayarak şehit etti. Zulüm arşa dayanmış yer gök kan ağlamıştı.

İmam Hüseyin haramzadelerin biatına kanıyla karşılık vermiş Yezid’i asla onaylamayarak şehadet şerbeti içmişti.

Kerbela zulmünün mağdurları asırlardan beri kalplerinde acı ve hüzünle yaşayarak kerbela mesajını günümüze kadar taşımış İmam Hüseyin sevdasını ve onun hakk mesajını günümüze kadar getirmişlerdir. Biz Ehlibeyt sevenleri matemlerimiz, ağıtlarımız ve mersiyelerimizde İmam Hüseyini yaşatarak onun acısına ortak olup, savunduğu Hakk davasına her daim ‘Lebbeyk demekteyiz. İmam Hüseyin sevgisi iliklerimize kadar işlemiş kalbimizde farklı bir sevgi oluşturmakta.

Tüm bu nedenledir ki, imam Hüseyin özlemi, O’nun mübarek türbesini ziyaret etme, hep bizim hayalimiz olmuştur. Kısa bir ömrün hasreti olan İmam Hüseyin ile buluşmak, O’nun manevi huzuruna çıkmak her Ehlibeyt dostunun en önemli arzusudur.

Bende yıllardan beri bu arzunun özlemini çekmekteydim. Namazlarımda Yüce Allah’a yalvararak ‘Ya Rabbim izninle İmam çağırsın ben icabet edeyim, manevi kokusunu hissedeyim” diye yalvararak dua ediyordum. Ben ömrümün büyük bir kısmını gazeteci olarak Ehlibeyt sevdasıyla geçirdim. Her makalemde mutlak Kuran’ı en iyi anlayan ve yaşayan Ehlibeyt’ten bahsetmek, onları tanıtmak için medya kanalıyla Anadolu’dan Avrupa’ya gelen süreçte mücadele ettim.

‘İmamın çağıracağına o kadar emindim’  ancak tez canlı bir yapıya sahip olduğum için sabırsızlanıyordum.’  Bir an evvel Özlemini çektiğim İmam Hüseyin (a.s)’a kavuşmanın hayali gün geçtikçe ruhumda ağırlık oluşturuyordu.

2023 Haziran ayı içerisinde değerli gazeteci ve tv program yapımcısı kardeşim Kasım Alcan’dan bir telefon geldi. Bana ‘El Etabatul Mukaddese Hüseyniye ve Karbala Center’in 7.cisini düzenlediği Erbain Konferansı için Belçika’dan en az iki basın mensubu katılımcı davet edileceğini belirterek, bu konuda fikir sordu.

Ben de katılabileceğimizi ifade ederek, Organizatörler kabul ederlerse, Belçika Aydın Vakfı Başkanımız  Zerrin Aydın ve Belçika Aydın ve Alemdar Dergileri Genel Yayın Yönetmeni olarak katılabileceğimizi bildirdik.

Kasım bey yetkililerle görüşmüş ve katılımımız için yetkililerden onay çıkmıştı. Kısa bir zaman sonra ‘Kerbela Center’ merkezinden Direktör Abdul Ameer Al-Quraishi imzalı davetiyelerimiz tarafımıza iletildi. Bu haberi alınca içimden “ Çok şükür İmam sesimi duydu makamına davet ettiriyor” diye içimden geçirerek, sevinç gözyaşlarım göz pınarlarımdan bir anda akmış, İmam’a adeta manevi olarak teşekkür etmiştim.

Biz hemen pasaport ve vize işlemlerimize başladık, ilerleyen günlerde biletlerimizi alarak, 2 Eylül 2023 günü Erbain Yürüyüşü ve Konferansına katılmak üzere Bağdat’a uçup, oradan da Kerbela’ya geçtik. Bağdat Havaalanında biz Kurum yetkilileri karşılayarak, bizi Kerbela’da bulunan merkeze bağlı bir otele yerleştirdiler. Bizlerle birlikte değişik ülkelerden gelen takriben 60’a yakın davetli vardı. Türkiye’den ise Kasım Alcan’ın yanında İlahiyatçı ve Araştırmacı-Yazar Hasan Kanaatlı’da vardı. Organizatörlerin Centilmen davranışları takdire şayandı. Herkes gelip Otelin dinlenme salonunda birbirleriyle tanışıyorlardı. Davetliler arasında Papaz, Piskopos, Alim, Ulema, Bilim Adamı, Sosyolog, Yazar, Basın mensupları, Araştırmacı-Yazarlar gibi bir çok dalda konunun uzmanı şahsiyetler katılmıştı.

Bağdat’ta başlayan duygulu anlarımız Kerbela’da zirveye dönerek, hüzünle gözyaşları döktük. Her yer siyaha bürünmüş dünyanın değişik kıta ve ülkelerinden gelen milyonlar adeta Kerbela’ya akmış, her yeri hüzne boğmuştu. Her yerde ‘Lebbeyk Ya Hüseyin!’ nidaları yükseliyordu. Kortejler halinde siyahlar giymiş gençler sine vurup mersiyeler okuyup göz yaşları döküyorlardı. Gelen milyonlarca Hüseyin misafirine ikramlarda bulunmak için Irak halkı adeta seferber olmuştu. Ellerindeki Kerbela kahramanlarının temsili resimleri ve diğer görsellerle şehir tam bir matem şehrine dönüşmüştü. Bazı konaklama ve meskenler Irak’ta ve İran’da olan Müçtehid ve şehitlerin resimleriyle donatılmıştı. Resimler arasında Ayetullah Sistani, Rehber Ali Hamanei, şehit Kasım Süleymani, Mühendisi ve Irak şehitlerinin resimleri vardı. 

Bizi izlemeye devam ediniz devamı yarın...