Siyaset vitrinlere yansıdı

Belçika'da 8 ekim 2006'da yapılacak yerel seçimler hız kazanıyor. İlk defa Belçika'da resmi olarak 5 yıl oturduğunu ve belediyede kaydı olduğunu ispatlayanlara verilen oy hakkına rağmen, bu hakka sahip olanların müracaatları beklenenin çok altında old

Belçika'da 8 ekim 2006'da yapılacak yerel seçimler hız kazanıyor. İlk defa Belçika'da resmi olarak 5 yıl oturduğunu ve belediyede kaydı olduğunu ispatlayanlara verilen oy hakkına rağmen, bu hakka sahip olanların müracaatları beklenenin çok altında oldu. Kaçırılan bir fırsata rağmen, tabiiki seçmenliğe hak kazananların katılımında işin tatile yakın bir zamanda olması etken oldu. Verilen tarihlerde insanların büyük bir bölümü tatile çıkmıştı. Tabi tatil yapmayan bazı siyasetçiler Belçika'da seçim startının verildiği gün afişleme ve propaganda'ya başlamışlardı. Özellikle Schaerbeek'de ilk olarak Emin Özkara'nın afişleri vitrinleri süsledi. Aradan geçen zamanda yine PS'li adaylar vitrinlerde boy gösterdi. Atkasından CDH partisi adayları ve onun arkasından da MR ve ECOLU adaylarının vitrinlere çıkmasıyla hemen hemen her liste kendisini göstermiş oldu. Şimdi Schaerbeek ve Saint Josse'de tüm esnafların, lokallerin hatta bazı evlerin camları onlarca adayın resimleriyle doldu. Hemen hemen her adayın en azından A3 afişi varken Emir Kır'ın küçük el ilanı ebatındaki afişleri ise tek tük görülmekte. Belki de afişlemeyi erken bulduğundan daha büyük afişlerini daha sonra asacağını düşünüyoruz. Herşeye rağmen etrafa bir renklilik geldi. Önce MR'li adayların tanıtıldığı seçim bürosu arkasından da CDH'ın seçim bürosu açılışları yapıldı. CDH resmi açılışını daha sonra yapacağını duyurmasına rağmen, gelin odası gibi bayraklarla süslü bir mekanı büro haline getirdi. Schaerbeek'te PS'nin seçim bürosu ile ilgili bilgimiz daha yok. Onlarında bu konuda çalışacaklarını biliyoruz. Her şeye rağmen güzel bir atmosferde medeni bir şekilde seçim çalışmalarının yapılacağını düşünüyoruz. Türklerdeki seçim kültürü çeşitli yönleriyle buraya da yansımış durumda. Afiş ve pankartların erkenden asılması. Adayların yakışıklı, güzel ve güleryüzlü posterleriyle vitrinleri süslemesi. CD'li propogandalar, araçların afişlenmesi, el ilanları bildiriler vs... Tabi daha şu an görmediğimiz cadde ve sokaklararasına asılan binlerce parti bayraklarının olması. Araçlar üzerinden geçişler, davullu zurnalı ortamlar. Hepsi güzel şeyler. İnsanları belki bir zaman stresten uzak tutmaya yarasa da bazıları içinde bu atmosferler son derece sıkıcı olabilmekte. Nerden çıktı bu seçim kulaktan, baştan olduk? şikayetleride olmuyor değil. Ancak zaman zaman bu tür insanlarda kendilerini bu sıcak atmosferde bulmaktalar. Bu ortamın en heyecanını yaşayan ise adaylar. Adaylar iki ay boyu seöim tarihine kadar gülmek zorundalar. Onların sıkıntılı yüzlerini görmeye kimsenin tahammülü olamayacağını bildiklerinden ne kadar dertli ve sıkıntılı olduklarını hissetseler dahi bunu dışarıya yansıtmamak için ellerinden geleni yapacaklardır. En önemli şey bir vatandaşlık hakkı olan oyun kullanılması. Her yiğidin gönlünde bir aslan yatmakta. Kim ne kadar propaganda yaparsa yapsın kişi daha şimdiden kime oy vereceğini hesaplamış. Oy verenlerde diğer adaylara gülmek tebessüm etmek zorunda hisediyor kendini. Çünkü kimseyi kırmak istemiyor. Aman herkes böyle centilmen olsunda bir iki oy için tüm bu güzel atmosfer bozulmasın. Kardeşlik içerisinde bir seçim geçsin. En doğru kararı vatandaşın vereceğini unutmamalıyız. Demokratik bir şekilde yapılacak seçimde en önemli şey hoşgörü ve anlayış olmalı... Hiç bir kimse vatandaşın hür iradesine müdahale etmemeli. Bilinmeliki oy verecek vatandaş da en az oy verecekleri adaylar kadar konulara vakıftırlar.