CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Irak’a giderken, “Bu ziyaretimiz Türkiye’nin barışçıl yüzünü yeniden hatırlatmaya katkı yapacaktır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Irak’a giderken, “Bu ziyaretimiz Türkiye’nin barışçıl yüzünü yeniden hatırlatmaya katkı yapacaktır” dedi.
-“Biz bölgede barış ve istikrara katkıda bulunmak istiyoruz. Ayrıca, CHP iktidarında demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve barış doğrultusunda atacağımız adımları muhataplarımızla paylaşacağız”
-“Türkiye sadece AKP’den ibaret değildir. Türkiye’de güçlü bir sosyal demokrat damar vardır. Türkiye’nin çıkarlarını bütün siyasal partiler hep beraber koruyacağız”
-“Bir insanın gözü var görmüyorsa, kulakları var duymuyorsa ve sadece dilleriyle konuşuyorlarsa o adamdan hükümet sözcüsü olmaz”
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu, Erdoğan Toprak, Gürsel Tekin, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, bazı köşe yazarları ve çok sayıda işadamı ile birlikte, Irak Başbakanı Maliki’nin davetlisi olarak Irak’a gitti.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu Irak’a hareketinden önce Esenboğa havalimanı VİP salonunda açıklama yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması ile sorulara verdiği yanıtlar şöyle;
“Değerli basın mensupları,
Komşumuz Irak’a tarihi önemde bir ziyaret gerçekleştirmeyi umut ediyoruz. İnanıyorum ki bu ziyaretimiz Türkiye’nin bölgesel işbirliğine ve iyi komşuluk ilişkilerine önem veren Türkiye’nin barışçıl yüzünü yeniden hatırlatmaya katkı yapacaktır.
Güçlü, ekonomik refahını, siyasal ve sosyal istikrarını sağlamış bir Irak devleti hepimizin ortak arzusudur. Çünkü her sağduyulu siyasetçi şunu çok iyi bilir ki, Ortadoğu’da bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında Irak önemli bir kilometre taşıdır.
Ziyaretimizin amacı Türkiye – Irak ilişkilerini siyasi ve ekonomik konular başta olmak üzere her alanda önünü açmak, rahatlatmak ve gelişmesine katkıda bulunmaktır.
Özetle; Türkiye’nin çıkarlarını korumak ve bölgesel istikrarı güçlendirmek için Irak’a gidiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün komşularımızın ve dolayısıyla Irak’ın da bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygılıyız. Irak politikamız içişlerine karışmama, karşılıklı saygı, ortak tarih, kültür ve çıkarlarımıza uygun olarak etkin işbirliği ilkelerine dayanmaktadır. Irak ticari ve ekonomik açısından da Türkiye için önemli bir ülkedir. Orada çalışan işadamlarımızın sorunlarının çözümüne yardımcı olmak ve onlar için yeni imkanlar açmak ziyaretimizin önde gelen hedeflerindendir. İnanıyoruz ki, ekonomik ve ticari ilişkilerimiz ne kadar güçlü olursa iki ülkede o kadar güçlü olur.
Irak ziyaretimizle ikili ilişkilerimizi daha sağlıklı bir konuma getirerek güçlendirmek istiyoruz. Biz bölgede barış ve istikrara katkıda bulunmak istiyoruz. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve barış doğrultusunda atacağımız adımları muhataplarımızla paylaşacağız. Bu önemli ziyaretin Türkiye ve Irak için olumlu sonuçlar doğurmasını istiyorum.
Hepinize teşekkür ederim değerli basın mensupları.
Soru- Efendim bu ziyaret öncesinde Dışişleri Bakanlığından güvenlik vurgusu ön planda bazı açıklamalar geldi. Bugünde beraberinizde giden bazı köşe yazarlarından helallik istiyorum şeklinde açıklamalar var. Sizin bir kaygınız var mı? Sizde helallik istiyor musunuz?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Takdiri ilahiye ne söylenebilir? Helallik isteyen arkadaşımız Sayın Hakan arkanızda oturuyor. Dışişleri Bakanlığı bu tür uyarıları yapabilir ama ben güven içinde gidip döneceğimize inanıyorum. İnşallah öyle gerçekleşir.
Soru- Efendim sonbaharda ABD’ye gitmeyi planladığınızı açıkladınız. Acaba o ziyaretinizle ilgili tarih belli oldu mu? Ya da planlanan görüşmeleriniz neler olacak?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Görüşmeler devam ediyor, çalışmalar devam ediyor. Sonbaharda gerçekleştirmeyi umuyoruz. Şunu herkesin çok iyi bilmesini isteriz. Türkiye sadece AKP’den ibaret değildir. Türkiye’de güçlü bir sosyal demokrat damar vardır. Türkiye’nin çıkarlarını hep beraber bütün siyasal partiler ortak koruyacağız, hep beraber Türkiye’nin çıkarları için çaba göstereceğiz. Biz bu kanallardan birisini açıyoruz. Daha önce Çin’e gittik. Yine iş dünyasıyla beraber gittik. Şimdi Irak’a gidiyoruz. İş dünyamızla beraber gidiyoruz. Bütün hedefimiz şu; Türkiye bölgesinde gerçekten güçlü ve etkin bir devlet olmalı, soyutlanmamalı, Türkiye’nin çıkarları çok önemlidir. Bölge istikrarı açısından Türkiye’de çok önemlidir, Irak’ta çok önemlidir, Mısır’da çok önemlidir. Biz barışı, dostluğu, komşuluğu her tarafa duyurmak istiyoruz. Dış politikanın ülkelerin ortak çıkarları üzerine inşa edildiğini unutmamamız gerekiyor. Hedefimiz bu, amacımızda bu.
Soru- Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Hacı Bektaş-i Veli etkinlikleri sırasındaki saldırıyla ilgili size yönelik bir tepkisi oldu. Bununla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı acaba?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Sayın Bozdağ’la yan yana oturuyorduk. Bana Hacı Bektaş-i Veli’nin Makalat kitabını da getirdi. Kendisine teşekkür ettim. Kendisi protesto edildiği zaman konuşması sırasında Sayın Adnan Keskin yanımda oturuyordu. Acaba biz bu protestoları sonlandırabilir miyiz, bunun için bir çaba harcayın diye söyledim. Kesilmedi arkası. Kürsüye çıktığım zaman Hacı Bektaş-i Veli’nin belediye binasına asılan bir cümlesiyle sözüme başladım. “İncinsen de incitme” ve bu meydanın yani Hacı Bektaş-i Veli’yi anma törenlerindeki meydanın barış, dostluk ve kardeşlik meydanı olması gerektiğinin altını özenle çizdim. Daha sonra konuşmamı bitirip Sayın Bekir Bozdağ’ın yanına oturduğumda kendisinin şiddete maruz kaldığını öğrendim kendi ağzından. Yumruk atıldı dedi. Daha sonra gazeteci arkadaşlarıma bunu da kınadığımı ifade ettim. Hem gazeteler yazdı, hem televizyonlar gösterdi.
Ama dün Bülent Arınç’ı anlamakta gerçekten zorluk çektim. Bir insanın gözü var görmüyorsa, kulakları var duymuyorsa ve sadece dilleriyle konuşuyorlarsa o adamdan hükümet sözcüsü olmaz. Benim ne söylediğimi bilmiyor, kınadığımı da bilmiyor. Bakın kınamayı da şöyle yaptım. Sadece Hacı Bektaş’ta değil, bir politikacıya hangi koşullarda ve nerede olursa olsun şiddet uygulanmasını doğru bulmadığımı ifade ettim. Hacı Bektaş-i Veli’de bunun yapılması çok daha ağır bir suç bana göre. Ama biz politikacıların protestolara alışık olmamız gerektiğini de hepimiz biliyoruz. Siyasete atılıyorsan vatandaşın tepkisini saygıyla karşılayacaksın. Ama bu şiddete dönüştüğü zaman bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur.
Hepinize teşekkürler arkadaşlar.”