CUMHURİYET BAYRAMINI COŞKUYLA KUTLADILAR

Çağdaş Dernekler Federasyonu Cumhuriyet’in 90. Kuruluş Yıldönümünü Brüksel’de Atatürkçü Düşünce Derneği Atatürk Kültür Merkezi’nde kutladı.

Çağdaş Dernekler Federasyonu Cumhuriyet’in 90. Kuruluş Yıldönümünü Brüksel’de  Atatürkçü Düşünce Derneği Atatürk Kültür Merkezi’nde kutladı.

Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında, Çağdaş Dernekler Federasyonu tarafından organize edilen programda Cumhuriyet’in 90. Kuruluş Yıldönümü oyun ve türkülerle kutlandı.

Brüksel Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan program Perrin Karakuzu'nun sunumu ve İstiklal Marşı ile başladı. Çağdaş Dernekler Federasyonu Başkanı Okyay Karakaş Cumhuriyet Bayramı ile ilgili bir konuşma yaptı. Konuşmasında Cumhuriyet’in önemine dikkat çeken Başkan Karakaş, “Nice yıllara Cumhuriyet” diyerek sözlerini bitirdi.

Türk Kadınlar Birliği Başkanı Leyla Teker'in kaleme aldığı 'Cumhuriyet Nasıl ilan edildi?' ile ilgili makaleyi Karakuzu okudu. Makalenin tam metni haberin altında bulabilirsiniz.

Türkçe ve Türk Kültürü öğretmeni Nurettin Göde ise günün anlamı ile ilgili bir konuşma yaparak davetlilerin bayramını kutladı. 

Şair Nihat kemal Ateş'in okuduğu şiirler ilgiyle ve coşkuyla dinlendi.

Dilek Çil yönetimindeki Dillere Destan Folklör genç ve çocuk folklor ekiplerinin gösterileri alkışlarla karşılandı.  

Özgür Yıldırım (saz), Robert Akdeniz (Cajon), Orhan Ziya Demir (Davul), Ayaz Özlü (solist), Ahmet Doğan (solist), Mustafa Polat (solist – gitarist), Çiğdem Topkaya (konuk solist) gibi genç sanatçılardan oluşan grup, Kara Toprak, Sunam, Bülbül Havalanmış ve Ağlama Yar gibi türküleri seslendirdiler.

Kutlamaya Schaerbeek Belediye Başkan Yardımcısı Sait Köse, Schaerbeek Belediye Meclis Üyeleri Derya Alıc ve Döne Sönmez, Evere Belediye Meclis Üyesi Ali İhsan İnce, Bakan Danışmanı Nebahat Acar, Erenler Derneği Onursal Başkanı Halil Şahbaz, Beringen Müzik Kulüp Başkanı ismail Erdoğdu, Belçika CHP Birliği üyeleri ve Gençlik Kolu Başkanı Eylül Çaktı, TGB Başkanı Deniz Küçük ve üyeleri, Belçika Haber Halkla İlişkiler Müdiresi Zerrin Aydın, Ressam Sevim Ünal, Nergiz Şahin, Sanatçılar Platform üyeleri ve kalabalık davetli katıldı.

Türk Kadınlar Birliği Başkanı Leyla Teker'in kaleme aldığı 'Cumhuriyet Nasıl ilan edildi?' adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.

CUMHURİYET NASIL İLAN EDİLDİ?

Cumhuriyet bayramımız hepimize kutlu olsun.
Cumhuriyetin kurulması kolay olmamıştır. Bunu iyi görmemiz için, Cumhuriyetin ilanına nasıl gelinmiştir. Bunu iyi bilmemiz gerekir.
 Sultanlık ve Halifelik’in egemenliğine dayanan bir dünya görüşünü değiştirip, onun yerine  Cumhuriyet rejimini getirmek hiç de kolay bir iş değildi. Gerçekten de, Müslüman ülkelerde bunu başaran bir ülke daha göremezsiniz. O ülkelerin, nice on yıllar sonra,  ‘Arap Baharı’ adı altında; bugün aynı  devrimi yapmak zorunda kaldıklarını ve bunda nasıl başarısızlık içine düştüklerini çok iyi görüyoruz.
 Atatürk, yurdumuzu düşman işgalinden kurtardıktan sonra ve  Cumhuriyeti ilan etmeden önce, 1 Kasım 1922’de Padişahın egemenliğine son verdi. Son Padişah Vahdettin, bir İngiliz gemisine sığınarak Türkiye’nin  dışına kaçtı.
Artık bundan sonra Cumhuriyet’i ilan etmek zamanı gelmişti. Ancak hala eskiye bağlı kişilerin temsil ettiği geri kafalılık direniyordu. Fakat Atatürk kararlıydı ve ulusun egemenliğini bütün dünyaya açıklayacaktı. 28 Ekim 1923 günü yakın arkadaşlarından bir gruba kararını açıkladı. Ertesi gün, Mustafa Kemal Türkiye Büyük Millet Meclisinde kürsüye geldi ve daha önce hazırlanan öneriyi Meclis’e sundu.  Yoğun tartışmalar sonucu, akşam saatlerine kadar süren  oturumun sonunda tasarı oya kondu. ‘Kabul’ sesleri arasında tasarı okundu Daha sonra, birçok milletvekilinin ‘Yaşasın Cumhuriyet !’diye alkışlanarak konuşmaların ardından kabul edildi.
Daha sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Toplanan oyların sonucu şöyle açıklandı:
‘Yapılan oylamaya yüzeli sekiz kişi katılmış ve Cumhurbaşkanlığına yüzeli sekiz üye, oybirliğiyle, Ankara milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşayı seçmişlerdir.
Yapılacak işler daha bitmemişti.  Padişahlığın kaldırılmasından beri hoşnut olmayan ve eskiye bağlı kişiler dört elle Halife Abdülmecit Efendi’ye sarılmışlardı. Halifeyi hala Padişah saymaya çaba gösteriyorlardı.  Oysa Atatürk şöyle diyordu:’Baylar, çürümüş bir Padişah soyunun, Halife adı altinda başta kalmasını zorunlu sayan bir devlette, Cumhuriyet ilan olunsa bile yaşatılamaz. Böylece, Yavuz Sultan Selim’in  nasıl aldığı tartışmalı olan ve  O ve ondan sonraki padişahların taşıdığı halifeliği , yani Tüm Müslümanların Dini ve siyasi liderliğini 3 Mart 1924’te kaldırılmış oluyordu.
Bu arada, Bu padişahın bir çok alevinin kanına girmiş olduğu gerçeği tarihçiler tarafından tesbit edilmiştir.
Bundan sonra alınan bir dizi kararla, Türkiye Cumhuriyeti  devletinin laik bir devlet olması sağlanıyordu.
Ne yazık ki, Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kurarken hemen her adımda ona karşı gelen ve eski köhne düzeni geri getirmeye çalışan kişiler, ilerde de her fırsatta  karşı çıkacaklardı. Buna bugün bile tanık oluyor ve devlet dairelerinin kapılarından Türkiye Cumhuriyeti kelimelerinin kaldırıldığını görüyoruz.