İşte CHP'nin hazırlağı medya raporu

CHP’nin gazeteci kökenli milletvekilleri muhalif medyayı gezerek 3 sayfalık rapor hazırladı.

CHP’nin gazeteci kökenli milletvekilleri muhalif medyayı gezerek 3 sayfalık rapor hazırladı.

Muhalif basına yönelik iktidar baskısına karşı CHP’nin gazeteci kökenli milletvekilleri tarafından oluşturulan CHP basın komisyonu üyeleri ziyaretlerini bugün de sürdürdü. CHP Basın Komisyonu'nda Enis Berberoğlu, Utku Çakırözer, Barış Yarkadaş ve Eren Erdem yer aldı.

İŞTE CHP'NİN TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ'NE SUNDUĞU 3 SAYFALIK O RAPOR...

"Cumhuriyet Halk Partisi, medyaya dönük risk/tehditler içeren tartışmaları kaygı ile takip ediyor.

Özgürlükçü yayın politikası izleyen farklı medya kuruluşlarına nasıl el konulacağı ve sahiplerinin tutuklanacağı isim verilerek ayrıntıları ile yazılıp çizilirken Hükümetten ne bir yalanlama ne de kınama duyuluyor. Adeta sükut ikrardan geliyor! Medya üzerindeki baskıların derecesini anlamak üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından oluşturulan Medya Komisyonu'nun koordinasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu tarafından üstlenildi. Heyette Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile İstanbul Milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Eren Erdem yer aldı.

Komisyon 48 saatten kısa bir sürede sırasıyla polis baskınına uğrayan İpek Medya Grubu'nu, Cumhuriyet, Sözcü, Taraf, Zaman, Yurt ve Birgün gazetelerini ziyaret etti, yöneticileri ile görüştü.

Hükümet, hatta devlet baskısının medyanın işini yapmasına ne ölçüde ve nasıl engel çıkarttığı samimi ve ayrıntılı sohbetlerde masaya yatırıldı.

Sonuçta özgür medyanın temel ve ortak bazı sorunları ortaya çıktı:

Mali açıdan haksız rekabet

* Gazetelerin tirajları, TV'lerin izlenme oranları şeffaf bir şekilde ölçülmüyor. Erişim rakamları ile havuz medyası lehine oynanıyor. Özellikle bedava dağıtım ve şişirilmiş rakamlarla hem okur hem de reklam veren aldatılıyor.

* Uydurma ölçümlerle bile izah edilemeyen haksız rekabetten şikâyet yaygın. Aynı tiraj ve ratinge sahip gözüken gazete veya kanaldan hükümete yakın olanı rakibine oranla asgari yüzde 50-75 oranında daha fazla reklam alıyor.

* Kamu bankaları, şirketleri, hatta düşük de olsa kamu payı taşıyan özel şirketler Ankara'nın açık talimatı ile özgür medyaya reklam ambargosu uyguluyor. Devletin büyük ihale müteahhitleri de aynı yasağa uyuyor.

Haber alma hakkına engel

* Hükümet özgür ve muhalif medyaya keyfi bir akreditasyon dayatıyor. Basın toplantısı ve gezi gibi etkinliklere davet etmiyor. Medya birimleri yazılı sorulara yanıt vermiyor. Halkın anayasal haber alma hakkı engelleniyor.

* Devlet suçları devlet sırrı diye koruma altına alınıyor. Evrensel habercilik kuralları çerçevesinde doğru ve yansız kaleme alınan manşetler devletin en tepesinden teşekkür yerine açık tehdit ve dava ile karşılanıyor.

* Mülkiyeti dahi tartışmalı bazı medya organlarında, özel görev verilmiş bazı tetikçi kalemler meslektaşlarını hedef gösteriyor. Tehdit ediyor, savcı ve polis marifetiyle korku salmaya çalışıyor. Adalet bu rezalete kayıtsız kalıyor.

Bağımlı yargı cezaları

* Hükümete tam bağımlı savcı ve hâkimler, tekzip (yanıt hakkı) müessesesini özgür medyayı susturma amaçlı kullanıyor. Öyle ki muhalefet liderlerinin hükümeti hedef alan açıklamaları bile medyaya tekzip ettiriliyor.

* Muhalif kalemler ve medya kuruluşları bitmek bilmeyen, ağır tazminat hatta hapis cezası istenen davalarla korkutulmaya çalışılıyor. Ekte sadece örnek olarak sunulan İpek Medya dava dosyalarını ibretlik bulduk.

* Anayasa medya kuruluşlarına el konulmasını açıkça yasaklarken, Terörle Mücadele Yasası kullanılarak matbaalar basılıyor. Medya kuruluşlarının yasal bahanelerle iş yapamaz hale getirilmesi asla kabul edilemez.

Sonuç ve öneri

* Şerefli mesleğinize yıllarca emek vermiş siyasetçiler olarak bizlere gösterdiğiniz yakınlık ve Cemiyet'imizin misafirperverliğine içtenlikle teşekkürü borç biliriz. Bu yaklaşım bizlere en anlamlı teşviktir.

* Çok kısa bir zaman dilimine sıkışan veri toplama sürecinde eksiklikler olduğunun farkındayız. Örgütsüzlük, kadrosuz istihdam, ödeme sıkıntıları ve baskın siyasetçi-korkak patron arasında ezilenler, işsiz kalanlar gibi.

* Ziyaret ettiğimiz bir gazetenin yöneticisi aynen şunu söyledi: 'Çarpıcı ve ses getirecek bir manşetle çıktığımız günlerde, açıkçası korkuyla bekliyoruz. Polis mi gelecek, SPK'dan birisi mi, yoksa Maliyeci mi?'

* Yaklaşan seçimlerde medya üzerindeki baskının artacağı kesindir. Bu baskıları teşhir ve kamuoyu ile paylaşma amacıyla 'İzleme Komitesi' kurulmasını öneriyoruz. Kurulması halinde bu komiteye tam desteğimizi sunacağımızı peşinen taahhüt ediyoruz."