BADD: 'Hakkımızda verilen karar kabul edilemez'

Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği (BADD) bu gün basın toplantısı düzenledi. Başkan İsmail Sönmez, Başkan Yardımcısı

Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği (BADD) bu gün basın toplantısı düzenledi. Başkan İsmail Sönmez, Başkan Yardımcısı Adnan Kotaoğlu, Sekreter Ulaş Sarıtaş ve yönetim kurulu üyelerinden Ali İhsan İnce ve Mustafa Tanrıkulu ile birlikte basın karşısına çıktı. Başkan Sönmez, koordinatörleri Pierre Bastin'in görevden alınması, derneğin koordinatörlük kadrosunun devredışı bırakılması ve politik çalışmalarına yönelik rezerv konulması ile ilgili bakanlık kararını eleştirerek, mağdur olduklarını ve haklarını arayacaklarını belirtti. Daha sonra hazırlanan basın bildirisini okuyan Sönmez şunları söyledi: "Kurulduğu günden itibaren Belçika-Türk toplumunun bir zenginliği olan BADD hem Türk toplumuna, hem Belçika toplumuna bir çok faydalı çalışmalarda bulunmuştur. BADD’nin var olma nedenlerinden, - Belçika Türk toplumunun yaşadığı ülkeye uyumu, - Belçika’da sosyal hukuk devletini savunmak, Belçika’da kültür derinliği ve zenginliği yaratmak, sosyal barışa katkıda bulunmak. Modern, çağdaş, laik yaşantıyı hayata gerçirmektir. Bu anlayıştaki faaliyetlerle 10 yıldır Belçika’ya zenginlik katmış ve katmaya devam edecektir. Maalesef son zamanlarda gerek BADD’ye gerek Belçika Türk toplumuna inanılmaz baskılar, tehditler ve yıldırma politikaları izlenmektedir. Hukuk ve demokrasi ilkeleri hiçe sayılmaktadır. Basın toplantımızın gerekçesi : Yaklaşık iki ay önce ‘Belçika Türk Platformu’nun düzenlemiş olduğu ve Türk Tarih Kurumu Başkanı sayın Prof. Y. Halaçoğlu’nun katıldığı konferans ile ilgili : “Devlet yardımı ile inkarcılık yapılıyor” diye yalan, yanlış ve maksatlı haberler yapıldı. Olay bazı televizyon kanallarında, ulusal basında ve Brüksel bölge meclisinde gündeme getirildi ve tartışıldı. Bundan dolayı derneğimiz hakkında Çalışma Bakanı Benoit Cerex tarafından soruşturma başlatıldı. Dün elimize geçen resmi yazı ile soruşturmanın sonuçlandığı bize bildirildi. Buna göre şöyle denilmektedir. 1- Orbem müfettişinin 21 Şubat 2007 tarihli raporunun sonucunda; derneğin politik eylemlerine rezerv konulmuştur. Politik eylemler şöyle ifade ediliyor. 1915’teki Ermeni Soykırımı’nın inkar edilmesi ile ilgili konferans, imza kampanyası ve benzeri faaliyetler... (*) 2- Tüm bu faaliyetlere aktif olarak katıldığından dolayı Pierre Bastin’in görevine son verilmesi ve BADD’nin koordinatör kadrosunun alınmasına karar verilmiştir. (**) Bu kararlar ile bize şöyle denmek istenmektedir: • -Derneğin politik eylemlerine rezerv konulması ne demektir? Siz 1915’te yaşanan olaylara aynen bizim gibi bakmak zorundasınız. Eğer farklı düşünüyorsanız diğer faaliyetlerinizi de yapamazsınız, yaptırmayız denmektedir. Çok açık ve kabul edilemez bir tehdittir. Bu düşünce hukuk devletine, temel insan haklarına uymamaktadır. Kaldı ki, ‘Ermeni Soykırımı’ ile ilgili ortada hiç bir bağlayıcı hukuk kuralı yoktur. Bu bağlamda ‘soykırım’ sadece bağımsız mahkemelerin vereceği bir karardır. Kişiler, parlamentolar ve senatolar kendilerini hukuk yerine koyamazlar. Çünkü; demokrasilerde yasama ve yürütme ayrıdır. Belçika kendi evinde, bir çok terör örgütü mensubunu barındırarak, onlara bir çok olanak ve ifade özgürlüğü tanırken, bize bu konuda kendimizi ifade etme hakkını tanımaması akıl alır şey değildir. Bu tam anlamıyla bir çifte standarttır. **- Derneğimizde görev yapan Pierre Bastin koordinatörlüğü esnasında hiç bir şekilde politik etkinliklerimize katılmamıştır. Bu tür etkinlikler sadece BADD Yönetim Kurulu’nun insiyatifiyle yapılmıştır. Yardımlar ve kadrolar sadece sosyal, kültürel ve uyum etkinliklerinde kullanılmıştır. Pierre Bastin yaptığı hizmetlerle Türk-Belçika toplumları arasında bir köprü olmuş, son derece başarılı işler yapmıştır. Pierre Bastin’e verilen ceza aynı zamanda uyum süreci ile ilişkili yaptığımız etkinliklere de vurulmuş bir darbedir. Bu durum çok büyük bir haksızlıktır. Bir sosyal kurum olan Orbem’in almış olduğu bu siyasi derneğimizde gönüllü olarak çalışanlarımıza yönelik baskı unsuru görülmektedir. Düşünceye rezev koyma isteği hiç bir sosyal hukuk kuralıyla izah edilemmeyeceği gibi, asli görevi sosyal çalışmaları içeren tüzük kararlarıyla da çelişmekte. Orbem’in görevi çalışanlarına düşüncelerinden dolayı rezerv koymak değildir. Orbem siyasi bir kurum değil, sosyal bir kurumdur. Bize görevimizi hatırlatmaya çalışanların kendi görevlerini siyasallaştırdıklarını görmekteyiz. Bu anlayışı kınıyor düşüncelere rezerv değil entegrasyona katkı oluşturacak hoşgörü ortamını oluşturmak olduğunu düşünüyoruz. Bu konuyla derneğimizi mağdur duruma düşürmek isteyenlere karşı her türlü hukuki haklarımızı kullanacağımızı da buradan bilgilerinize sunuyoruz. BADD YÖNETİM KURULU Basın toplantısı Başkan Sönmez'in gazetecilerin yönelttiği sorulara cevap vermesiyle son buldu. www.belcikahaber.be