~PANDEMİ SONRASI DÜNYA... Ayşe Yiğit

Bütün dünya pandemiden dolayı zor günler yaşamakta. Her ülke Koronavirüse yönelik tedbir ve tedavi yöntemleri konuşulurken diğer taraftan da bu salgının siyasî, ekonomik, ve sosyolojik değişikler yapacağı kaçınılmaz.

Bütün dünya pandemiden dolayı zor günler yaşamakta. Her ülke Koronavirüse yönelik tedbir ve tedavi yöntemleri konuşulurken diğer taraftan da bu salgının siyasî, ekonomik, ve sosyolojik  değişikler yapacağı kaçınılmaz.

Ayrıca kültürel anlamda neler olabileceğine ciddi değişikler olacağı kesin. Yeni döneme dair öngörüler geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle islam dünyasında inananların kültürel yaşamlarının nasıl ve niceliği konusunda düşünmek gerekir. Çünkü cematle kılınan namazlar, düğün ve cenaze merasimleri gibi bayramlaşmalarımız hep iç içe bir paylaşım içinde hayatımızın sevinç ve hüzünlerimizi paylaşmaktayız.

Pandemi-sonrası dünya düzeninin nasıl şekilleneceği, konusu bizim için her yönüyle hala büyük bir soru ve sorun… Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kurumların durumlarının ne olacağı; tartışılırken Türkiye dünyaya maske ve nefes darlığı yaşayan hastalara hayati önemi olan vantretör gönderdi. Bu davranışı tarihteki gibi merhametli Türkler olduğunu bir daha ispatladı. Bazı çevrelerin önyargılı yaklaşımları inadi olduğu için onların gözleri kör kulakları sağır. Avrupada bir çok devlet başkasına ait maske yüklü kargo uçaklarına el koymayı kendilerine mübah gördüğüne herkes şahit oldu.

Dünyada korona tedbirleri konusunda öncelikle Müslüman devletler tedbirleri alma noktasında hızlı davrandıklarını söyleyebiliriz. Özellikle Türkiye sağlık sistemi ile dünyaya kendini isbatladı. ABD de yaşlılar ölüme terk edilirken Türkiye ücretsiz maske ve sağlık hizmetleri ile dünyaya örnek olmayı başardı. Doğrusu tüm dünya buna şahitlik etti ve bizde ülkemiz ile gurur duyduk doğrusu.

Kabe’nin tavafa kapatıldığı, Mescid-i Nebevî’nin ve Mescid-i Aksa’nın kapalı olduğu, belki de Haccın yapılamayacağı günlerden geçiyoruz. Bu dönemde Müslümanlar alınan tedbirlere genel olarak uydular. Cuma namazları belli bir dönem kılınmadı. Cematle kılınan namazlarda mesafe kontrolüne uyuldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve sivil toplum hareketleri başta olmak üzere bir çok kuruluşlar adına gençler yaşlıların evlerine giderek onlara hizmet etti. Esasında Batıya göç eden göçmenleri gören Avrupalılar Türklerin dışındaki bu milletleri yakinen tanıyınca Türkiye’nin ve Türklerin ne kadar uyumlu ve çalışkan olduklarını gördüler.

Hala Türkiye’yi ortadoğuda zanneden veya oralarda görmek isteyen batılıları görmekteyiz. Sağduyulu bir çok bilim insanı, siyasetçi ve entelektüel batılılar esasında herşeyin farkında.

Dünyada aşıların bulunması ile aşılamalara başlandı. Ne kadar komplo teorisi olsa da dünyanın başındaki bu bela aşılarla kontrol altına alınabilir. Bu konuda okuyucularıma şunu söylemek istiyorum Müslümanlar açısından belki de en önemli meydan okumalarından biri, din-bilim ilişkisini doğru kurmak olacaktır. Bu konuda çok da hazırlıklı olmayan Müslümanlar belki de İslâm’a yönelik pek çok soruyla/sorunla yüzleşeceklerdir. Zira pandemi sürecinde ihtisas ve bilimin önemi bir kez daha böylece fark edildi.

Müslümanlar, Avrupa’nın birçok ülkesinde aşırılıklardan uzak kanunlara uyan topluluklar olarak görmekteyiz. Biz burada ekmeğimizi kazanıyor burada yaşıyoruz. Burası bizim için ikinci vatan çünkü biz namazlarımızı burada evimiz olduğu için muhkim olarak kılıyoruz. Yani seferde değil ikinci vatanımızdayız.

 Korona hastalığının şakası yok. Bundan dolayı 2021 yılının sonuna kadar sabretmek durumundayız ve aşı olmak durumundayız.

İnanın bu günlerde geçecek güzel günler de yine birlikte olacağız inşallah…

Kaynak: Anadolu Ajansı web sitesi