BÜYÜKELÇİ ULUSOY'DAN TÜRK KÖKENLİ BELÇİKALI GENÇLERE TAVSİYESİ: "GENÇLER, BELÇİKA'DA KRAL OLAMAYABİLİRSİNİZ, AMA HEDEFLERİNİZ ARASINDA BAŞBAKAN OLMAKTA OLABİLİR"

Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçisi Dr. Hasan Ulusoy'un "˜Belçika Aydın Haber' dergimiz genel yayın yönetmeni Celil Gündoğdu'ya veda öncesi, verdiği mesajlarını sizlerle paylaşıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçisi Dr. Hasan Ulusoy’un ‘Belçika Aydın Haber’ dergimiz genel yayın yönetmeni Celil Gündoğdu’ya veda öncesi, verdiği mesajlarını sizlerle paylaşıyoruz.

Biz 2020 yılının Ocak ayında buraya geldik. Geldiğimizde en büyük beklenti 300 bini aşkın insanımızın olduğu ülkede birlikte neler yapabiliriz? İki müttefik ülkeyiz. Aynı zamanda Ekonomik ilişkilerimiz çok çok iyi. Ülkemizle ticaret ve yatırım konusunda Belçika, AB içinde ilk altıya veya yediye yürüyor. Bunlar çok önemli ve olumlu unsurlardır. Negatif diyebileceğimiz unsurlarda var, PKK ve FETÖ terör örgütü mensuplarının yapılanması ve burada mercek olması gibi. Bunlar ile ilgili de görüşmeler sürdürülmekte. Bunları birlikte ele alıp, iki müttefik ülke olarak birlikte yaşama kültürü arasında neler yaparak, geliştirebiliriz? diye düşündüm.

“PANDEMİYE RAĞMEN, MUHATAPLARIMIZ VE VATANDAŞLARIMIZLA SOSYAL MEDYA VE ÇEVRİM İÇİ GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM ETTİ”

Projelere başlıyorduk ki, maalesef Mart ayında Covid 19 salgını nedeniyle, Pandemi kuralları bizi çok engelledi. Benim görev sürem bugün 2 yıl 8 ay oldu.  2020 yıl dahil, Belçika makamlarıyla Federal, Bölge, yerel belediye ve kuruluşlar olmak üzere, anlamda 250’ye aşkın temasım oldu. Bunların 70’i çevrimiçi olmuş. Esasen Belçika makamlarının da Covid tedbirleri süresi içerisinde, temasları sürdürme yönündeki isteğini vurgulayan bir şey, yoksa Covid bahanesiyle hiçbir şey yapamazdık. Bunu yapmadılar…

İki ülke de ilişkileri geliştirmek istiyor. Ekonomik olsun, diğer hususlarda olsun. Tabi bir de Türklerin yani insanlarımızın yaşadığı bu ülkede her iki ülke tarafı da huzur istiyor. İnsanlarımız, iki ülke halkının dostluğu sağlam bir çimentosu ve köprüsü olmasını istiyor. İnsanlarımızda çok çok çalıştı.

Burada yaşayan vatandaşlarımızla fiziki irtibat olmadığı dönemlerde internet üzerinden buluşmalarımız devam etti.  Covid ortamında çevrim içi toplantılar ve Sosyal medya üzerinden videolarla görüşmeleri elden bırakmadık.  Evimizi bir sosyal medya stüdyosuna çevirerek mesaj içerikli 60 aşkın temasımız oldu vatandaşlarla.  Bunların 15 Çevrimiçi olmuş. Bu çevrimiçi görüşmelerde  sorun ve taleplerini dinledik. Zaman zaman vatandaşlarımızı yetkili kurum ve kuruluş temsilcileriyle buluşturarak, onları bilgilendirdik. Konsolosluklarımızda ve bazı bölgelerde vatandaşlarımızla buluştuk.

BELÇİKA’DA KAYITLI 275 BİN VATANDAŞIMIZ VAR, BUNUN % 85’İ BELÇİKALI

Derneklerimizle bir araya geldik. Burada yaşayan 275 bini aşkın insanımız konsolosluklarımızda kayıtlı görülmekte. Geçen 60 yıla yakın süreçte, 4. Kuşak oluşmuş durumda. Üçüncü ve dördüncü kuşaklarla buradaki İnsanlarımızın artık bu güzel ülke Belçika’nın ayrılmaz birer parçası olduklarını görmekteyiz. İnsanlarımızın hepsi de iyi birer Belçikalı oluyorlar. Vatandaşlarımızın % 85’i de zaten Türk vatandaşlığı yanında, Belçika vatandaşlığını da almış durumdalar.

Bizim için asıl önemli olan vatandaşlarımızın, aynı zamanda kültürel zenginliklerini, Türk kimliklerini, ananelerini ve inançlarını bu ülkede de rahat yaşayabilmeleri. Biz de onun için derneklerimizle konuşup, elimizden geldiğince yönlendirmeye çalıştık. Bayağı da iyi olduğunu düşünüyorum. Ama, benim öncelik alanlarım dezavantajlı guruplardır. Kimdir bunlar? Kadınlarımız, Yaşlılarımız, Gençlerimiz ve Çocuklarımız. Bunlara özellikle eğilmek gerekir. Neden? Çünkü, bir şekilde, bunların özel ihtiyaçları var. İnsanlarımızın da burada özellikle Türkiye’den gelen halk dilinde ‘İthal Gelin, ithal Damat’ları dikkate aldığımızda,  onların da daha iyi topluma entegre olabilmeleri ve bir arada yaşayabilmeleri, yönlendirilmeleri ve bilgilendirilmeleri için çalışmaların yapılması lazım. Zaten insanlarımız bu konuda yeterince bilinçli biz elimizden geldiğince yönlendirmeye çalıştık.

Tabi bunu yaparken de kültürel alanda, iki ülkenin ne kadar birbirine yakın olduğunu vurgulamaya çalıştık. Baktığınız zaman Avrupa’nın iki ucunda yaşıyoruz. Ama dediğim gibi ortak değerleri paylaşıyoruz. Avrupa kıtası içerisinde ve evrensel temelde paylaştığımız değerler belli. Örgütlerdeki üyeliklerimiz belli. En önemlisi ise, Türkler burada yaşıyor. Bunları vurgulayacak çeşitli etkinlikler de yaptık. Bunlarında sayısı 55 oldu. Bunun yarısı çevrim içi olmuş. Uzun zaman kalabalık etkinlikler yapamadık. Daha yeni yeni kalabalık etkinlikler yapmaktaydık ki, Yaz tatili araya girdi.

Özetleyecek olursak, her iki ülke arasında sağlam bir zemin var. İki ülke birbirini anlamak istiyor. Zaten birbirimizi iyi anlarsak, her iki ülkenin de zararına çalışan yapıları da Belçika’nın daha iyi anlaması mümkün olacaktır. Bu da bu ülkede yaşayan, bir şekilde iltica politikaları nedeniyle, kendine yer bulan terör yapılanmalarının da ülke dışına bir şekilde çıkmasına ve dışlanmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum.

YEREL TÜRK BASINI İÇİN: “GERÇEKTEN TAKDİRE ŞAYANSINIZ”

Ama bizim insanlarımız hiçbir zaman bunlara paye vermedikleri için ben insanlarımıza ve derneklerimize teşekkür etmek istiyorum. Yerel Türk Basını tüm olanaksızlıklara rağmen, bir taraftan burada yaşayan Türkleri bilgilendirmek, bir taraftan da Türkiye’nin sesi olup, buradaki kültürel çeşitliliğe, zenginliğe katkı yapma yönünde çok çalışıyorlar. Bu çalışmalarınız gerçekten takdire şayan çalışmalardır. Bunu ben büyük bir inançla söylüyorum. Bu nedenle buraya Eski adıyla Basın Ateşesi yeni adıyla İletişim Ateşesi gelmesi için çok çalıştım. Bana söz verildi, yakında gelecek. Bu vesileyle, Yerel Türk basın mensuplarına da çok teşekkür ediyorum.

Uzun yıllardan sonra, Kültür ve Turizm Müşavirimiz geldi. Yeni Büyükelçimiz bu anlamda daha şanslı olacak.

“KALBİNİN BİR KENARINDA TÜRKİYE SEVGİSİ OLAN TÜM VATANDAŞLARIMIZI KUCAKLAMAYA ÇALIŞTIK”

Ben burada yaşayan toplumumuzun her kesimiyle imkanlar dahilinde görüşerek, onları kucaklayıp, onların özel günlerinde yanlarında oldum. Buradaki Süryani vatandaşlarımızı da ziyaret edip, özel günlerinde yanında oldu.

Burada yaşayan Alevi vatandaşlarımızla da buluşup Muharrem Oruçlarını birlikte açmayı düşünüyorduk. Ancak Türkiye’de oluşum ve Büyükelçiler Toplantısı nedeniyle, bunu gerçekleştiremedim. Yine de Alevi vatandaşlarımızın Muharrem Orucu ve Kerbela matemlerinin kabul olmasını diliyor, kendilerini selamlıyorum.

2023 yılındaki  ‘Cumhuriyetimizin Kuruluşu’nun 100. Yılı ve 2024 yılındaki Belçika’ya Türk Göçünün 60. Yıldönümü kutlama projelerinde Özellikle Kadınlar ve dördüncü kuşak olan çocuklarımızı ön plana çıkartmak istiyordum. Bunu Yeni Büyükelçi değerlendirir inşallah.

“GENÇLER, BELÇİKA’DA KRAL OLAMAYABİLİRSİNİZ, AMA HEDEFLERİNİZ ARASINDA BAŞBAKAN OLMAKTA OLABİLİR”

Gençlerimizin gelecek planlamalarında hem kendilerine hem, ailelerine ve ebeveynlerine bir mesajım olacak hep söylüyorum. Eşim, Didem Ulusoy zaten uzun bir süre bu konuda Kadın dernekleriyle çalıştı. Buda şu lütfen, lütfen ben hayallerinizi, gelecek beklentilerinizi belli sınırlamalar altına koymayın. Kendinizi karamsar bir dünya içerisinde görmeyin. Cesaretinizi koruyun her şey olabilirler. Onlar birer zenginlik. Türkçeleri, Türkçe bilmeleri layıkıyla yazıp okuyabilmeleri, Belçika’da gerek ekonomi dünyasında, gerek kültürel dünyasında, Belçika’nın kendi içindeki zenginliğinde artı değer. Herkes keşke başka dilleri konuşup yaşatabilse. İşte bizim Türk gençlerimiz, böyle insanlar. Çok iyi Belçika dillerini biliyorlar ve bilmek zorundalar. Esasen, aynı zamanda iyi şekilde Türkçeyi de bildiklerinde, hem iki ülke arasındaki ekonomik alandaki yatırımlar ve istihdam da çok aranan kişiler olacaklar. Hem de bütün sektörlerde var olabilecekler.

Gençlerimiz için benim en büyük sloganım:

‘Gençler, Evet sizler, Belçika’da Kral olamayabilirsiniz ama, hedefleriniz arasında başbakan olmakta olabilir” İnşallah beklentimiz bu, duamız bu…

Tüm okurlarınızı ve vatandaşlarımızı selamlıyor,  sağlıklı günler diliyorum