Türkiye´yi Erovizyon yarışmasında temsil eden Sertap Erener ve Demir Demirkıranâın ´Palais des Beaux-Arts´ da (Bozarâ salonunda verdiği konsere tepkiler halen sürüyor. Basındaâda yer aldığı gibi konseri k
Türkiye´yi Eurovizyon yarışmasında temsil eden Sertap Erener ve Demir Demirkıranâın ´Palais des Beaux-Arts´ Bozarâ salonunda verdiği konsere tepkiler halen sürüyor. Basındaâda yer aldığı gibi konser kalabalık bir grup tarafından protesto etmişti. Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının sponsorluğunda Brükselâde tanıtımını yaptıkları Painted on water albümün´(Suya resim yapmak-Suyas yazı yazmak) tanıtım konserinde Sertap Erenerâin hareketleri ve sözleri hayranlarında büyük hayal kırıklığı yaşatmıştı. Kendisi onuruna verilen Resepsiyona katılmayacak kadarı kaba davranan Erenerâin konseri Belçikaâda kelimenin tam anlamıyla bir rezalete dönüştü. Belçikaâdaki Türk Resmi ricalininde tam tekmil bulunduğu Cumhuriyet bayramı gecesine denk gelen konserde tüm davetliler şok yaşadı ve bu güzel bayram gecesi berbat oldu. Erener gitti tepkiler bitmedi. Sertap Erener ve ona sponsor olan Kültür Bakanlığı okuyucuların tepkilerine neden oldu. Bazı davetliler Ebru sanatı ve Hintli sanatçıânın Sertap Ereneri gölgede bıraktığını belirttiler. Sizlere okuyuculardan gelen tepkileri aktarıyoruz. NOT:RESİMLER YAZILARIN SONUNDA ------------------------------------------------------------- ADNAN KOTAOĞLU/SANATÃI TÃRKÃLERİMİZE DOKUNULMASIN Ben de diğer sanatseverler gibi büyük umutlarla Sertap Erener'i dinlemeye gidenlerdenim. Konser ile ilgili düşüncelerimi aktarmak istiyorum. Kültür bakanlığı eliyle Türkülerimizin bu şekilde katledilmesine halen bir anlam veremedim. Türkülerimiz Türk diliyle anlam buluyor. Türküleri başka bir dil ile söylemenin rezil edilme örneğini Sertap'ta yaşadık ve şok olduk. Unutmamak gerekir ki; Türküler Türkçe olduğu için Türküdür. Belki bir çok konuda komplekslerimiz olabilir. Ama türkülerimizde konusunda komplek olamaz. Türkülerimiz dünyanın en güzel dili olan Türkçemizi en güzel şekilde ifade eden halk sanatımızdır. Türkülerimizin İngilizce okunduğu gece salonda yabancı diyebileceğimiz 50 kişi yoktu. Salonun % 90'ı Türk kökenlilerin katıldığı türkülerin İngilizce okunması ayrı bir olay. Madem hedef kitleniz Belçikalılar ve diğer Avrupalılardı bu insanlar neden yoktu? Tüm uyarılara rağmen tek bir türküyü dahi Türkçe okumayan, Türkü dinlemek isteyenlerin Türkiye'ye gelmeye davet eden sanatçı Sertap Erener maalesef eksi puan alarak hayranlarını şoke etti. Kültür bakanlığının sanatseverlerin bu tepkilerini dikkate alarak bundan sonra kimlere sponsor olduklarını milletin parasıyla milletin türkülerinin nasıl tarumar edildiği gerçeğini göreceklerini umuyor, sanatçıyı bir kez daha protesto ediyorum. ---------------------- DOST ACI SÃYLERMİŞ! Yaşar TÃMBAŞ Dün akşam yüzlerce Türk ve Türk dostu yabancıların beklediği güzellikte bir Sertap konseri dinleyemedik maalesef ! Oysaki davetiyeler gayet güzel bir kompozisyon ve dizayn ile zevkli bir şekilde bastırılmiştı ..Göğsümüz kabarmıştı . Salon Avrupa´nın baskentine gelen en seçkin klasik müzik grupları ve çok ünlü solistlere mekân olan görkemli bir yerdi. Davetiyeleri yabanci dostlarımıza dağıtırken onlara " Eurovision´u kazanmış" bir Türk as solistini izleyeceklerini söylemiştik... Konserin Cumhuriyet Bayramı günü yapılması bize azıcık da bu Milli Bayramın onuruna verilen bir konser-gala görünümü veriyordu. ...Ve gurur duymuştuk.... Evet konserin teması " Painted on water" idi, ancak içeriğinin biraz daha memleket kokacağını zannetmiştik ...Ãstelik bir de ön resepsiyon vardı bazı davetlilere ( VIP´lere). Bunu da Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu sanan çok kişi vardı... Hevesimiz kursağımızda kald ! Bayan Sevtap ve sevgili müzisyen arkadaşları bir açık hava konseri temposunda insanların kulak zarını patlatacak derecede gürültülü müzikleri ile hem Türk seyircileri hem de Türkiye´den esintiler bekleyen yabancıları sükûtu hayale uğrattılar ! Bu gürültü içinde Türk ezgilerden derlenmiş parçaların ne sözü ne de özü anlaşılabildi ! Buna bir de sevgili Sertap´in biraz "arrogant" sözleri de eklenince gece buz gibi bir rüzgâr hatta fırtına havasına büründü ! Bu denli nezih bir ve akustiği güzel olan bir salonda yüksel desibelli rap veya rok müziği çalmanın zevkine varan çok az kişi vardı . Ãnce ingilizce de bilgiler veren Demirkan-Erener ikilisi, sonra işi tamamiyle Türkçe´ye döktü. Salondaki yabancılar bu söylenenleri ve izahatları anlayamadı! "Suya yazı yazma sanatçısı" beyefendi konuşturuldu . Bunu sadece bizler anlayabildik. Yabancı misfairlere yine bir şey yoktu ! Yani tanıtım yarım oldu ! Oysaki örneğin ben tam 10 yabancı arkadaşımı davet etmiştim gelip görsünler ve öğrensinler diye . Ve hiçbiri de öyle sitayişkâr konuşmadılar bu konser hakkında: zira onlara anlatamadık bu süper amerikanca şarkıların altında yatan hazineleri !! Bir Allah´ın kulu çıkıp önceden bir tanıtma konuşması yapabilirdi. Konserin teması izah edilebilirdi. Amacı anlatilabilirdi... Sanatçilar resepsiyonda misafirlerle bir araya gelip azicik sohbet edip kendilerini tanıtabilirlerdi... Bunların hiçbiri olmadı ve bu kadar masraf da tam hedefine ulaşmadı... Ve son söz , ne olurdu yani, sevgili Sertap kardeşimiz salondaki hemşerilerine bir "Happy Bayram " dileseydi? Ve hiç olmazsa bu fırtına konseri Eurovision´da kendisini ünlü eden o güzel şarkısı ile bitirseydi , ne güzel olurdu.... Dost aci söylermis ! Yaşar Tümbaş ----------------------------------------------------------------------------- A la crème tarhana çorbası olur mu? Değerli okurlarımızla Pazar günü akşamı Brüksel´de yapılan Sertap Erener konseriyle ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Büyük heyecanla konsere gelen Türk ve Belçikalı dostlarımız büyük hayal kırıklığına uğradılar. Hadi biz kültürsüz insan yerine koyulduk, sanattan anlayamadık olduk, Peki ya Belçikalılar. Onlar da mı anlamadı? Ben size anlatmaya çalışayım Sertap hanım. Belçikalılar´ın bu konserde en çok hoşlarına giden ise şey ebru sanatı ve sahnedeki halılar olmustur. Hepsi bu.. Belçikalı arkadaşımda bizde de ´´11 Temmuz Flaman Topluluğu bayramında, Flamanca şarkıları söylenir´´ dedi. Bizim oturduğumuz locada oturan Belçikalılar´da, konser sırasında sıkılarak salonu terkettiler. Onlarda mı sanattan anlamadılar dersiniz?. Kıyafetinizden tutun, üslubunuza kadar rezaletti. Bunu sadece ben demiyorum. Belçikalı dostlarımızda aynı kanıda. Bozar Güzel sanatlar sarayına ilk defa gitmiyoruz. Yıllardır, yerli yabancı sergilere, tiyatro gösterilerine, klasik müziği dinlemeye giden insanlarız. Emeğe saygısızlık etmek istemiyorum, ama batının kültürünü, batılılara satmayalım. Sizden önce bazı sanatçılarımız türküleri, Türkçe poplaştıranların durumunu görmediniz mi?. Tatilde de aynı durum yaşanmakta. Türk kültürünü tanımak isteyen turistlere Rus revüsü gösterilmekte. Turistin gerçek anlamda ne istediğini anlayan, bilen ve soran yok. Oysa turistler tatil dönüşü İbrahim Tatlıses, Tarkan, Serdar Ortaç cd´ leriyle dönüyorlar. Uçakta kendim kaç defa şahit olmuşumdur. Tarhana çorbasını, tarhana çorbası gibi pişirelim ve öyle sunalım. Tarhana diye bize yutturulan ´´a la crème çorbasının tadı nasıl olur´´ dersiniz?. Nebahat Acar ------------------------------------------------ Devrim Yener KÃÃÃK'ün tepkisi Herkese selam, Aslında "Sertap Erener" demem lazım, ama artık sadece Sertap. En azından benim için bu geceden sonra öyle... Evet 2003 *Eurovision Şarkı Yarışması*'nda "Every Way That I Can" adlı parçasıyla ülkemizi temsil eden *Eurovision* birincisi olan ve bizi gururlandıran "Sertap"... 29 Ekim kutlamaları çerçevesinde, Sertap ve Demir Demirkan bir konser vermek üzere Bruksel'e davet edilmişler. Son dakika telefonu ile ben de katılmaya karar verdim. Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay ve birçok konuk da bu konsere izleyici olarak gelenler arasında. Bozart'daki büyük salon da hemen hemen dolu...... Davetiyelerde "*Painted on Water"* yazıyor, ne olduğunu konser başlayınca anlıyoruz. Şarkılar söylenirken projeksiyon ile yansıtılan ebru sanatını izlemek çok da keyifli... Ingilizce şarkılar arka arkaya gelmeye başlıyor. Sertap, binlerce Anadolu ezgisini dinleyerek taradıklarını , aralarından 10-12 tanesini seçtiklerini, bunlara ingilizce sözler yazdiklarını ve yorumladıklarını, yeni bir albüm hazırladıklarını ve bu albümü de daha bir hafta önce bitirdiklerini söylüyor. Bana kalırsa, albüm daha da tam bitmemiş gibi, çünkü Sertap ikide bir şarkı sözleri için önündeki tuvale bakıyor ve ordan okuyor... Arada enstrümental parçalar da dinliyoruz. Ancak 29 ekim bayramını kutlama etkinlikleri için Brüksel'e davet edilen Sertap , hala Cumhuriyet bayramımızı kutlamıyor.. . 6-7 şarkıdan sonra seyircilerden biri Sertap'a "Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun " diye seslenince, Sertap, "Herşeyin sırası var" diyerek, seslenen kişiyi kaale almıyor. (Sırası ne zamanmış ben de anlamadım açıkcası) Sonra dünyaca ünlü bir hintli ustayı Demir Demirkan anons ediyor: " Ben daha doğmadan, ustadımız dünyada turneler yapıyordu" diyor ve tevazuyla hintli ustaya bırakıyor sahneyi. Hintli ustadın sempatik solo gosterisi bitince herkes çok ictenlikle alkışlıyor ve bundan sonra olanlar oluyor. Arka sıralardan 5-10 kişilik bir grup " Türkce şarki istiyoruz, türkce sarkı istiyoruz " diye bağırıyorlar. .. Sertap da tam bu noktada Sertap oluyor ve şu cevabi veriyor. "Herhalde bazıları bu konserin amacını bilmiyor. Biz albüm yaptık ve albümümüzle Türkiye'yi tanıtıyoruz. Anlamayanlar icin bir kez daha anlatayım" diyor. Fazıl Say konserinde bazı seyircilerin de buna benzer cahillik yaptıklarını, tüm seyircilerin yüzüne, tokat gibi vuruyor. Seyircinin yaptığı belki çok hoş değil, ancak Sertap'ın yaptığı ise tek kelimeyle terbiyesizlik. Bu lafları söylerken yüz ifadesini görmeliydiniz. (Bu yazıyı okuyup o ifadeyi görenler varsa o aşağılayıcı ifadeyi yazarlar belki buraya)... Aklıma, "*Ben sana vali olamazsın demedim , adam olamazsın dedim " diyen baba ile oğulun sohbeti geldi. Sertap 2003 yılında kendisine 12 puan vererek Eurovizyonu kazanmasında çok büyük payı olan Belcika'daki Türkleri azarlıyor, cahillikle suçluyor ve bu konserde inadına sadece ingilizce söyleceğini söylerek konserine devam ediyordu. "Konserin sonunda iki tane de Türkçe şarkı söylerim, sizi mi kıracagım"dese, kendisini izlemeye 70 Euroya kadar bilet alıp gelen yüzlerce seyircinin gönlünü çok da kolay bir şekilde alabilirdi. Zaten Turkiye'deki son günlerdeki terör olayları ve birkaç gün önce de Brüksel'deki gösteride olanlar yüzünden bir burukluk yaşayan seyirci, bizden biri geldi diye sevinmek isterken , bu aşağılayıcı tepkiyle, ne yazikki gelenin bizden biri olmadığını anladım. Konseri o anda terkeden yaklaşık 200 kişiden biri olarak Sertap'a "*Painted on Water*" diyerek geldiğin konserde "*Drowned in that water*" olarak gidiyorsun diyorum, başarılarının devamını diliyorum!!! ! Son olarak Sertap'a not: 1- 3 tane konserini izledim, bundan sonra senin hiçbir konserine gitmeyeceğim. 2- Bir daha Eurovizyon'a falan da katılmazsın umarım, katılırsan da Belcika'dan puan bekleme derim.... Devrim Yener KÃÃÃK ------------------------------------------------------------------ Türkay AVCI'nın Tepkisi Şimdi bu yazıya" welcome" diye başlasam yazının geri kalanının ne olacağı hakkında fikir yürütmeye başlamaz mısınız?. Peki "good evening, hello everybody, how are you?" diye devam etsem kim bilir neler düsünürsünüz? Tüm bunları yazan Sertap Erener olsa düşünceleriniz değişir mi? Aslında 29 ekim akşamı ne de güzel başlamıştı : Ilik bir rüzgar, doğanın kendini yavaş yavaş değiştirmeye başladığı büyülü anlardan biri, gecenin karşı koyulmaz ; insanı baştan çıkaran güzelliği, belki bir yıldız gülümsemesi, bir de yağmur ; yere düşen her damlanın ayrı güzellikte ağır ağır, usul usul ebruli şekillere dönüşmesi, Cumhuriyet'in aydınlattığı yüzler , umut dolu insanlarımız⦠Böyle bir Brüksel akşamında unutulmayacağını düşündüğümüz gecelerden birine hazırdık. Ve Sertap Erenerâ¦. Biz onu ufak boyu, Eurovision şarkı yarışmasındaki birinciliği, muhteşem sesiyle tanımıştık. Bir çift gülen yüzdü çoğumuz için. Kulaklarda sonu gelmeyecekmiş gibi duyulan bir yankıydı sesi. Biz onu o haliyle sevmiştik. Bizden biriydi kısaca. 29 ekim gecesi Sertap Erener konseri böyle bir ortamda başlamıştı. Heyecanlıydık. Böyle bir gecede böyle bir bayram akşamı ve bizden olduğuna inandığımız bir Sertap Erener. Gecenin ortasına seyircilerden birinin derinden, özlem dolu, hasret kokan "Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun" çığlığı düşüverdi bir anda. Ve alkışlarâ¦.alkışlar⦠Bizden olanların sesiydi bu. Yüzü Cumhuriyet'e, devrimlere, ileriye, bakanların haykırışıydı. Biz bunlara alışktık⦠Ãoğunluğu Türk olan ve Türkçe konuşan seyircilerin önünde kendi aralarında İngilizce konuşan bir Sertap Erener ve bir de Demir Demikan bu güzel ekim akşamını soğutmaya yetmişti. Şarkılar Ingilizceydi. Diyelim ki kabul ettik. Peki türkülerimizi Ingilizce söylemeye ne demeli? Uşak'tan gelin alma ezgilerini Amerikan tarzı yorumlayarak mı dünyaya açılacağız? " Iyi akşamlar, tesekkürler" sözcüklerini bile Amerikan aksanıyla söyleyen, tarihlere sığmayan binlerce yıllık geçmişimizi İngiliz şarkıları karşısında küçük düşürmeye çalışanlarla daha ne kadar ileriye bakabiliriz? Cumhuriyet Türk'ü ve Türkçe'yi küçümseyenler için kurulmadı. Sertap Erener ve Demir Demirkan gibiler Ingilizce bilmeyen yurdum insanlarini hiçe saydılar, onları hor gördüler, küçümsediler. Ancak bu Anadolu insanları Ãanakkale'de, Izmir'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, Gabar'da, Beslan'da, Anadolu'nun dört bir köşesinde vatan uğruna, kendilerinin göremeyecekleri bir avuç toprak parçası için toprağa düştüler. Onlar hiçbir zaman tarih diye bağıran türkülerini başka bir dilde söylemeyi beceremediler. Onlar asla İngilizce'yi sizler gibi konuşamadılar ancak ben aziz vatanımı anlatan zafer şarkılarını onların kahramanlıklarını dinleyerek öğrendim. Siz Amerikan uşaklığına devam edin biz sizler için de düşüneceğiz, sizler için de bu topraklara düşeceğiz. Ãünkü biz bu toprakları, memleketimin kah hüzün kah umut kokan geçmişi ve yarınları kadar seviyoruz. Türkçe'mizi sevelim çünkü o biziz. Türk demek Türkçe demektir Türkay AVCI