Tarihi uyarı!

İslam tarihi profösörü İhsan Süreyya Sırma, Lübnan'a asker gönderme konusunda karar alan hükümete, AKP'li vekillere ve tüm meclise tarihi uyarılarda bulundu! İşte Profösürün ikazları! TBMM’nin Sayın Milletvekilleri!

İslam tarihi profösörü İhsan Süreyya Sırma, Lübnan'a asker gönderme konusunda karar alan hükümete, AKP'li vekillere ve tüm meclise tarihi uyarılarda bulundu! İşte Profösürün ikazları! TBMM’nin Sayın Milletvekilleri! İnsan ve melekleri kendiniz aleyhinde şahitler yapmayınız! Geçtiğimiz günlerde meydana gelen ve Orta Doğu’yu büyük bir savaşın eşiğine kadar getiren İsrail-Hizbullah çatışmasında, bir türlü kan dökmeye doymayan Siyonist İsrail, zannettiği gibi başarılı olamayınca ve Hizbullah karşısında aciz kalınca, Amerika’dan savaşı durdurmayı istemiş, Amerika da kendi uydusu olan BM’ye emrederek savaşı durdurmuştur. Amerika bununla da yetinmemiş, İsrail’in, yaptığı ve yapacağı cinayetlerde manevra kabiliyetini artırmak için, BM askerlerini onun emrine verme kararı almıştır: Siyonist İsrailliler şimdilik keyiflerine bakacak, mavi bereli BM askerleri de onlar adına Hizbullah’la mücadele edecek, onları silahsızlandıracak! Elbette ABD’nin zoruyla alınan BM kararının kâğıt üzerindeki ifadesi böyle değildir! Ne de olsa birilerinin gözlerini boyamaları, o birilerini kandırarak kendi mülevves ihtiraslarına alet etmeleri gerekiyor! Lübnan’a asker gönderme işi, bu şekilde görünürde sanki BM kararıymış gibi, dünya kamuoyunu kandırmaya çalışan ABD, doğrudan doğruya İsrail’in şu son ayda işgal etmiş olduğu Lübnan topraklarının, tıpkı 1967 savaşında olduğu gibi, zaman içerisinde İsrail’e bırakılma planlarını yapıyor. ABD canavarına karşı efsunlanmış dünya devletleri ise, aykırı düşünmedikleri gibi, sadece bu canavarın emirleri doğrultusunda hareket ediyor, onun günahlarına ortak oluyorlar. Haçlı zihniyetli bazı devletlerin böyle düşünmelerini anlıyoruz. Çünkü onlar zaten Armegedon’ların peşindeler! Ya Müslüman devlet(!)ler? Sadece “sahibinin sesi”ni dile getiren Mısır, Ürdün, Pakistan vs. gibi zavallı devlet(!)leri bir tarafa bırakalım da, kendi coğrafyamıza bakalım: Dün (29 Ağustos 06) T.C. Hükümeti Bakanlar Kurulu toplanıp, Lübnan’a asker gönderme kararı aldı. Biraz gerilere gidelim: Amerika’nın Irak’a saldırmasının arefesinde de Amerikalı ve İngiliz Haçlı ordularıyla birlikte Irak topraklarını işgal etmek üzere (bunun bir Saddam diktatoryasından kurtarma, ya da demokrasi operasyonu olmadığı ta başından beri belli olduğu gibi, daha sonra bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış, hâlâ her gün yüzlerce insan yok yere ölmektedir) Irak’a asker gönderilmesi T.C. Hükümeti Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmiş, fakat Meclis’teki basiretli ve Allah rızasını, insan haklarını, kendi siyasi çıkarlarına tercih eden bir grup milletvekili tarafından, o mahut 1 Mart tezkeresi reddedilmişti. T.C. Parlamentosu bu asil tavrıyla dünyaya, özellikle de İslam dünyasına örnek olmuştu. Fakat bu şahsiyetli karara üzülen Amerika, İngiltere ve tabi İsrail sadece üzülmemişler, bu kararından dolayı Türkiye’yi kınamışlar; ve her an onu cezalandırmanın fırsatını aramışlardır: Nasıl olur da Türkiye bize aykırı davranabilir? İşte sürekli olarak o kini içinde saklayan Amerika(özellikle Amerika’daki Yahudi lobisi), bu 1 Mart tezkeresinin intikamını almak istiyordu. İşte şimdi tam sırası! Amerika Türkiye’ye şöyle diyor: - Hadi bakalım, eski kusurunu kapatmak için sana bir fırsat daha veriyorum. Bakalım benim dediğimi nasıl yerine getireceksin? Daha açıkçası Amerika, Türkiye’den Lübnan’a asker gönderterek, ona diyet ödetmek, onu cezalandırmak istiyor! Şimdi ise AKP milletvekilleri büyük bir imtihanla karşı karşıyalar: Ya Amerika ve İsrail’in istekleri doğrultusunda Lübnan’a asker gönderme kararı alacaklar; ya da 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi, o asil davranışlarını bir daha dünyaya gösterip, önlerine konan tezkereyi reddedecekler… AKP’li bakanlar veya milletvekilleri istedikleri kadar bu Lübnan’a asker gönderme işini tevil etmeye çalışsınlar, bütün dünya bunun bir “Müslüman’ı Müslüman’a kırdırarak cezalandırma” olduğunu biliyor ve de Türkiye’nin bu konuda vereceği kararı çok yakından takip ediyor. Hiç kimse şu soruyu sormuyor: — Mademki, BM ve bu arada Türkiye, İsrail ile Lübnan arasında vaki bu problemi çözmek üzere, arabulucu olarak asker gönderiyor, neden gönderilen/gönderilecek olan askerler İsrail topraklarında, ya da daha adili her iki devletin topraklarında değil de, Lübnan topraklarında konuşlandırılıyor? Çünkü oyun, İsrail için, ona toprak kazandırmak için oynanıyor! Geçenlerde bir camide Cuma namazından çıkıyorduk. Bir vatandaş, o gün o camide namaz kılan ve hükümetin en kritik koltuğunu işgal eden Sayın Bakan’a, Lübnan’a asker gönderip göndermeyeceklerini sordu. Sayın Bakanın cevabı şu oldu: - Canım orası bizim eski bir vilayetimiz! Biz gitmeyelim de Amerikalılara Fransızlara mı bırakalım? Bir hükümet yetkilisi bu kadar yakışıksız konuşur mu? Peki ya Filistin? 1948’e kadar Kudüs sizin bir vilayetiniz değil miydi Sayın Bakan? Bu uyduruk BM’nin, keza uyduruk kararıyla orada, sizin topraklar işgal edilerek İsrail diye bir korsan devlet kurulmadı mı? Bunu neden görmezlikten geliyor, kendi vatandaşını kandırıyorsun? Lübnan’a asker gönderme kararını açıklayan AKP hükümeti sözcüsünün tavrı ise bambaşka bir talihsizlik! Sözcü açıklamasını yaparken, kendileri gibi düşünmeyen, bu kararlarından dolayı kendilerini eleştirenleri de, “politik çıkarlar” için bunu yaptıklarını söyledi: - Sayın Bakan! Biz ve bizim gibi düşünen yüz binlerce vatandaşın, sizin zannettiğiniz gibi herhangi bir politik çıkarları yoktur! Çünkü bizler, sizin gibi politikacı değil, sıradan vatandaşlarız! Bari “başkaları kabul etmezse de bizim hükümetimiz böyle bir karar aldı” şeklinde konuşma alicenaplığını gösterin, ve sizin gibi düşünmeyenleri suçlama gafletine düşmeyiniz! Zira siz bu tavrınızla kendi fiilinizi dillendiriyorsunuz da farkında değilsiniz! Siz bu milleti, hiçbir şeyi anlamaz, mankafa mı zannediyorsunuz? Hükümetin tavır ve tutumu bu! Şimdi karar Meclis’in! Ya oradaki üyeler o Meclis’e yaraşır bir biçimde aklıselimlerini kullanıp, dünyanın her tarafında kan döken katil emperyalistlerin oyunlarına gelmeyerek, Lübnan’a asker gönderme macerasına “hayır!” diyecekler; ya da, Sayın Hükümet sözcüsünün dile getirdiği gibi, politik çıkarlarını düşünerek büyüklerinin ve büyüklerinin büyüklerinin emirleri doğrultusunda oy kullanacaklar! Sayın milletvekilleri! Bütün dünyanın gözü sizde! Bütün Müslüman ve mazlumların gözleri sizde! Başta Amerika ve İsrail olmak üzere bütün emperyalist ve müstekbirlerin katliamcıların, işgalcilerin gözleri sizde! Liderlerinizin gözleri sizde! Parti başkanlarınızın gözleri sizde! Seçmenlerinizin gözleri sizde! Zaman zaman istemeyerek de olsa kendileriyle karşılaştığınız biz sıradan vatandaşların gözleri sizde! Ve nihâyet, yaptığınız her amelden haberdar olan, onları yazan “Kirâmen Kâtibin”in gözleri de sizde! Ona göre düşünün ve kararınızı verin! Allah size doğru yolda hareket etmeyi nasib etsin! http://www.ihsansureyyasirma.com