Mevlana’yı anlayabilmek /Birgül Kapaklıkaya

Bildiğimiz gibi 2007 yılı UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu) tarafından Mevlana yılı olarak ilan edilmişti. Mevlana’nın 800. doğum yılıydı geçen yıl.

Bildiğimiz gibi 2007 yılı UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu) tarafından Mevlana yılı olarak ilan edilmişti. Mevlana’nın 800. doğum yılıydı geçen yıl. Tüm dünyada bir çok etkinlik yapıldı o muhteşem insanı anlamak için. Bizler de burada, Brüksel’de bu etkinliklerden bazılarına katılmaktan büyük mutluluk duyduk. Katılmasına katıldık ama acaba o büyük insanı ne kadar anlayabildik ? Ne kadar anlayabiliyoruz ? Mevlana’yı anlamak için onun nasıl bir filozof, nasıl bir gönül dostu olduğunu bilmek yetmez bence. Onun fikirlerini, yaşama felsefesini anlayıp günlük hayata uygulamak gerekir. Çünkü onun bütün sözleri o kadar güzel ve anlamlı ki… Her sözüyle bizlere ışık tutuyor, yol gösteriyor… Bütün sözlerinde doğruluğu, dürüstlüğü, paylaşmayı, sevmeyi ve saymayı, hoşgörüyü, insan olmanın verdiği gururu kısacası insanlık kelimesinin anlamını görüyoruz. "Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez." diyor Mevlana. Bu felsefeyle yola çıkarak elimizden geldiği kadar iyilik yaparsak iyiliğimizden ne kaybederiz ki? Örneğin Birileriyle mutluluğumuzu paylaşırsak mutluluğumuzdan bir şey eksilir mi? Aksine güzel şeyleri paylaşmak mutluluğumuza mutluluk katmaz mi? Günümüzde toplumsal, ekonomik ve sosyal yönden hızlı değişiklikler yaşanıyor . Bu da hayat tarzımızı, olaylara bakış açımızı değiştiriyor. O eski birlik beraberlik, dayanışma kavramları yerini rekabet, yarışma, üstünlük kelimelerine bırakıyor. Rekabet ve yarışma arttıkça insanlar daha çok yoruluyor, yorulan insan yükünü taşıyamaz hale geliyor. Böylece daha stresli bir yaşama biçimi oluşuyor. Mutlu bir hayat dururken neden stresli bir hayatı tercih edelim ki? Bu duruma dur deme görevi ise kesinlikle bireylere yani bizlere düşüyor. Çünkü toplumu bireyler, bizler oluşturuyoruz. O halde bu görev hepimizindir… Unutmayalım, mutlu toplumlar mutlu bireylerden oluşur... Gerçek mutluluğa giden yol da iyilik, doğruluk, paylaşmak, sevmek.. vb gibi kavramlardan geçer. Mevlana’yı en iyi bir şekilde anlayabilmek dileğiyle herkese basarılar…