Sayın okuyucular, Ãnlü bir Türk atasözümüz vardır,"Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" diye.
Sayın okuyucular, Ãnlü bir Türk atasözümüz vardır,"Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" diye. Neden bu sözle başladım, biraz açayım. Bilindiği gibi Dünyanın heryerinde güçlü lobileriyle sözde "Ermeni Soykırım"ı her fırsatta gündem eden Ermeniler'den bahsetmek istiyorum. Ermeni diasporası tarihte yaptıkları katliamları kamufule etmek için her fırsatta Osmanlı'nın Ermenileri katlettiği safsatasını gündem ederek, bu günkü Türkiye Cumhuriyeti'ni mahkum ettirip, bedel ödetmek istiyorlar. Tarihte olduğu gibi bu gün yani yakın tarihimizde komşuları Azerbaycan'a Rus birlikleri eşliğinde saldırarak, onbinlerce insanın ölümüne milyonlarca insanın topraklarından uzaklaştırılmasına, neden olan Ermeniler, Azerbaycan'ın %20 toprağını işgal etmiş durumdalar. Ermeniler, bu gün işgalci oldukları, savunmasız insanları acımasızca katlettikleri halde dünya kamuoyunun gözlerinin içine baka baka Türkleri, Azerileri soykırım yapmakla suçlamaktalar. Ermeniler ya kendilerini çok akıllı, yada dünya kamuoyunu çok aptal(!) görmekteler. Kendi ellerindeki kanlar daha kurumamışken, Türklere yönelik hakaret ve saldırıları haddini aşmakta. Ermeni diasporası, dünyanın her yerinde özellikle Avrupa parlamentolarında ideolojileri doğrultusunda Avrupa kamuoyunu yanıltarak "Sözde ermeni soykırım"la ilgili kararların çıkması için vargüçleriyle çalışmaktalar. Ermeniler haksız bir davalarını böylesine canugönülden savunurken, bizim siviltoplum örgütlerimiz neler yapmaktalar? Ermenilerin bu çalışmalarına alternatif olarak ne tür etkinlikler yapmaktalar? Bu konuda sanırım çok zayıf çalışmalar var. Ermenilerin oyunlarını bozmak, tarihteki gerçekleri kendi çıkarları yönünde çarpıtan Ermenilere özellikle bağımsız tarihçiler cevap vermeli. Bağımsız tarihçilerin yaptıkları onlarca araştırma ve eser, Türk sivil kurum temsilcileri kanalıyla özellikle gündemde tutulmalı. Sergiler, konferanslar ve evrensel etkinliklerle Ermenilerin yalan dolu iftiraları ve saldırılarının önü alınmalı. Açılan toplu mezarlar, Akdam, Hocalı gibi katliamlarını dünya kamuoyunun gözleri önüne sermeliyiz. Azeri ve Türk Siviltoplum örgütleri birlikte demokratik platformlarda konuyu gündem ederek, ortak çalışmalar yapmalılar. Amaç kin ve nefret değil, tarihi tarihçilere bırakarak, meselelerin çözümüne katkıda bulunmak olmalıdır. Ermenilerin kin dolu ısrarcı politikalarının dünya barışına katkıda bulunamayacağı gerçeği kendilerine anlatılmalıdır. Bir ulusu soykırım yapmakla suçlayan Ermenilerin Akdam, Hocalı gibi katliamları neden yaptığını dünya sormakta elbette? İşgalci olan Ermenilerin bir an evvel işgal ettikleri topraklardan çekilerek, milyonlarca göçmen Azerinin yurtlarına dönmesinin sağlanması gerek. Bu konuda BM başta olmak üzere tüm evrensel kurumlar herekete geçmeli. AB'nin Hocalı katliamı ile ilgili olarak Ermenistanı kınaması ve mahkum etmesi gerek. Dünyanın suskunluğu Ermenistan'ın saldırgan siyasetine destek anlayışını güçlendirir bu anlayışında bağımsız ve dünyanın hür hukukuyla bağdaşmadığı gerçeğini ortaya koyar. Hocalı Şehitlerini saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle bir kez daha Azerbaycan halkına Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in şahsında başsağlığı diliyoruz.