Hollanda'dan Türkiye'nin AB üyeliğine destek mesajı

Hollanda Türk İşadamları Derneği'nin (HOTİAD düzenlediği geleneksel 2. Maastricht Türk İşadamları Ekonomi Zirvesi'nin ikinci günkü oturumda, Türkiye'nin Avrupa

Hollanda Türk İşadamları Derneği'nin (HOTİAD düzenlediği geleneksel 2. Maastricht Türk İşadamları Ekonomi Zirvesi'nin ikinci günkü oturumda, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine destek mesajları verildi. İkinci gün oturumlarının açılış konuşmasını yapan Maastricht Belediye Başkanı Yardımcısı J.Costongs, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklemekle birlikte önemsediklerini de dile getirdi. Türkiye'nin AB üyeliğinin her iki kesim içinde olumlu sonuçlar doğuracağını belirten Costongs, işadamlarının bu ilişkilerde önemli bir rol üstelendiğine değindi. Yaşadığımız çağda sadece sınırlar içine kapanıp kalmanın mümkün olamayacağını, insanların, sınırlar ötesi bir düşünceye sahip olmaları gerektiğini de dile getiren Costongs, AB'nin dördüncü büyük şehir Maastricht'te böylesine önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade etti. Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili olarak kimi çevrelerin beslediği korkuların yersiz olduğuna değinen Hollanda - Türkiye İş Konseyi (NETUBA) Başkanı Hans Rich de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin üyeliğine destek verdiklerini söyledi. AB'nin ne kültürel ne de dini bir birlik olmadığını bu yüzden Türkiye'nin önüne de bu türden engellerin çıkarılmaması gerektiğini belirten Hans Rich, kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak değerlendirdiği Türkiye'nin AB ile ilişkileri konusunda şu değerlendirmede bulundu: "Avrupa'nın Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarak korku duyduğu en önemli noktalardan bir tanesi göç olgusudur. Çoğu insan üyelikten sonra büyük bir göçün yaşanacağı endişesini yaşamakta, ama bence bu yersiz bir korkudur. Bana göre geri dönüş, yani Türkiye'ye göç dahi yaşanır. Avrupa'nın yaşlı bir nüfusu var. Bence Türkiye'nin dinamik ve genç nüfusu Avrupa'nın yaşlı nüfus ile ilgili problemlerine çözüm olabilir. Türkiye kaçırılmaması gereken bir fırsattır. Türkiye'nin AB için risk taşımamakta. Türkiye'nin AB'ye dönük beklentilerinin karşılanması gerekir bence ama Kopenhag kriterleri de yerine getirilmeli. Bence kültürel ve dini argümanlar üyelik ilişkilerin de rol oynamamalı. Çünkü AB dini veya kültürel bir birlik değil; ekonomik ve siyasi bir yapıdır. Bunu unutmamak lazım." Türkiye'de son dönemlerde yakalanan istikrar ortamının işadamlarına güven verdiğini de sözlerine ekleyen NETUBA Başkanı Hans Rich, "Başbakan Erdoğan başkanlığındaki hükümetlerin yakaladığı bu istikrar oldukça önemli. Bu ortam yatırımcılara güven vermekte. Batılı ticari şirketlerin Türkiye'deki yatırımlarında yaşanan artış hepimizin malumudur."şeklinde konuştu. Rich, "Bu yakalanan istikrarın sonucudur. Türkiye, bilgi, teknoloji ve ticari birikimiyle Hollanda şirketleri için de önemli bir rol oynayabilir. Türkiye'deki ticari pazarın dışa açılım yaşayacağını ve Hollanda'nın da diğer AB ülkelerinin de bundan olumlu etkileneceğini söyleyebilirim." diye kaydetti. "TÜRKİYE'NİN AB YOLUNDA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA ÖNEMLİ İŞ DÜŞMEKTE" Kimi çevrelerde yükselen bazı olumsuz seslere rağmen Türkiye'nin AB yoluna devam ettiğini kaydeden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete ise, Türkiye'nin içinde yer almadığı bir tablo ile geleceği tasarlamanın mümkün olamayacağını dile getirdi. Bölgesinin dinamik gücü konumunda bulunan Türkiye'nin AB'ye katılımından herkesin kazançlı çıkacağını da vurgulayan Mete, "Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde önemli bir aşama kaydedilmiştir. Son dönemlerde yapılan reformlara rağmen bazı ülkelerin tutumları yüzünden katılım süreci bazı soru işaretlerine yol açmıştır. Bir belisizlik ortamı oluşturmak motivasyonumuzu olumsuz etkilemekte." dedi. Ancak Türkiye'nin üyeliğinden herkesin kazançlı çıkacağını savunan Mete, "Çünkü Türkiye, bölgesinin en büyük ve dinamik gücüdür. Dünyanın geleceği ile ilgili konuşulan tüm tablolarda Türkiye muhakkak yer almaktadır. Türkiye'nin içinde yer almadığı bir resimle geleceği tasarlamak mümkün görünmemekte." diye ekledi. Hollanda'nın Türkiye'ye desteğinin kendilerini memnun ettiğini ifade eden Mete, "Genç ve dinamik ve eğitimli nüfusumuzu gelecekte AB'yi hareket geçirecek bir lokomotif görevi görecektir. AB ile ilişkilerde siyasilerin yanı sıra sivil toplumunda önemli bir etkisi vardır. Bir birimiz tanımıyoruz. Geçmişte yaşanılanlarla bugünü şekillendiremeyiz. Bir birimiz öteki muamelesi yapmamalıyız. Bu konuda Avrupa'daki işadamlarına çok önemli görevler düşmekte. İşadamları bana göre birer elçidirler." diye konuştu. AB yolundaki yürüyüşümüzün devam etmesi gerektiğini de dile getiren TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete, Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Mete daha sonra şöyle konuştu: "İşadamları olarak gündemdeki konuları olumlu ve aynı zamanda temkinli ele alırız. Olumlu mesajlar vermek istiyorum. Türkiye 1980 yılından itibaren çok hızlı bir dönüşüm süreci yaşamakta. Bu dönüşüm sürecinde iş dünyası öncü rol oynamaktadır. İşletme sayısındaki artış bunun en güzel göstergesi. Türkiye, bulunduğu bölgede bir sanayi üssü haline gelmiştir. Türkiye'deki yatırım imkanları artmakta ve artık AB ülkeleriyle rekabet eder hale gelmiş durumdadır. Bunda kuşkusuz girişimcilerin önemli bir rolü var." Sivil toplum örgütlerinin demokratik yaşamın vazgeçilemez kurumları arasında yer aldığını belirten Sanayi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yavuz Cabbar ise, bu örgütlerin, Türkiye'nin AB üyeliği sürecine yapabilecekleri katkılara değindi. Avrupa ülkelerinde bulunan sivil toplum örgütlerinin Türkiye'ye karşı beslenen yanlış anlamaların giderilmesinde önemli bir rol üstelenebileceğine değinen Yavuz Cabbar şu değerlendirmede bulundu: "İleride Avrupa ülkeleri vatandaşlarına Türkiye'nin üyeliği konusunu sorabilirler. Siz ne düşünüyorsunuz diyebilirler. Bu yüzden bir kısın insanların Türkiye ile ilgili besledikleri yanlış veya olumsuz yargıların değişmesi çok önemli. Burada işte sivil toplum örgütlerine çok rol düşer. Onun için Bu kurumların varlığına önem veriyoruz." Türkiye'nin nihai amacının AB'ye tam üyelik olduğunu hatırlatan Dünya Türk İşadamları Vakfı Başkanı Ertuğrul Önen de yaptığı konuşmada, herkesin bunu anlaması gerektiğine işaret etti. Türkiye'nin Maastricht kriterlerine tam anlamıyla uyduğunu ve Kopenhag kriterlerinin ise yerine getirilmeye çalışıldığını kaydeden Mete, "Tek arzumuz var. Dediğim gibi Türkiye'nin amacı AB'ye tam üyeliktir. Kriterleri tam anlamıyla yerine getiriyoruz. Arzumuz çifte standarttın uygulanmamasıdır. Kimi zaman çifte standart olduğunu görüyoruz bu bizi üzüyor. Bize yeni kriterlerin konulmamasını istiyoruz. " şeklinde konuştu.