IRKÇILIK DOSYASI/ Birgük Kapaklıkaya

Mesele insan olunca.... Mesleğim gereği her gün, konusu insan olan bir çok dosyayla ilgilenmek durumundayım ama şimdiye kadar hiç bu kadar geniş kapsamlı ve de önemli bir dosyayla ilgilenme zorunluluğunu hissetmemi#

Mesele insan olunca.... Mesleğim gereği her gün, konusu insan olan bir çok dosyayla ilgilenmek durumundayım ama şimdiye kadar hiç bu kadar geniş kapsamlı ve de önemli bir dosyayla ilgilenme zorunluluğunu hissetmemiştim. Aslına bakarsanız son günlerde Almanya’da toplumumuza karşı yapılan ve son derece üzücü olan ırkçılık hareketleri beni bu konuda yazmaya mecbur kılıyor. Kalbinde insan sevgisi olan herkesin bu konu karsısında duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. Yüzyıllardan beri her kıtada pek çok topluma zarar veren, aslında insanlığın yüz karası da diyebileceğimiz “ırkçılık görüşü” ve eylemleri ne yazık ki günümüzde tekrar artmaya başlamıştır. Dolayısıyla bu konuya sessiz kalmak mümkün değildir. Başta sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, medya, aslına bakarsanız sesi çıkabilen herkes, doğaya, canlıya ve insana zarar veren her şeye, herkese bir şekilde karsı çıkmalıdır. Irkçılık, J. Huxley'in de belirttiği gibi, “tehlikeli bir mitostur, tehlikeli bir oyuncaktır, onunla oynamak, ateşle oynamak demektir.” Ama maalesef bu gün bu oyuncakla oynamak isteyen ve sonuçta kendilerine de zarar gelebileceğini düşünemeyen, önyargılı ve kotü niyetli insanların sayısı pek de az değildir. Bu gün bizim toplumumuza yapılanlar aslında asırlardır pek çok topluma yapılmıştır ve de yapan topluluklar için yüzkarası olmaktan başka bir şekilde algılanamaz. Asırlar önce Amerika’daki köle tüccarlığı, Kızılderili düşmanlığı, Yahudi düşmanlıkları, Afrika’da, Avrupa’da, Asya’daki ve dünyanın hemen her yerinde yapılan ırkçılık hareketleri insanlara büyük zararlar vererek, hafızalardan silinmeyecek derecede büyük yaralar bırakmıştır. İnsanın insana zarar vermesi... Mantıklı düşünmek gerekirse insanın insana zarar vermesi kendi kendine zarar vermesi anlamına gelmez mi ? Irkçılık… bu mitosu hangi zihniyet açıklayabilir? Bu önemli konu hakkında yapılması gereken şeyler aslında gayet açıktır; ilk yapılması gereken şeylerlerden birisi de bu tür olaylar karşısında herkesin duyarlılık göstermesidir. Bu gösterim ise mantıklı, bilinçli ve de gayet insancıl bir biçimde olmalıdır. Şiddetin şiddet doğurduğunu hepimiz biliriz. O halde kaygılarımızı kesinlikle insancıl yollarla tüm dünyaya göstermemiz gerekir. Bence bunu göstermek hiç de zor değildir; konuşarak, yazarak, çizerek veya resim yaparak…..Kısacası insanlara bir şeyler anlatarak. Yeter ki sessiz kalmayalım! Bizler ki, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli kültürü ile yoğurulmuş, sevgi besini ile yetişmiş insanlar….. Bizler ki “Yurtta sulh cihanda sulh” diyen Atatürk’ün çocukları….. Her konuda üzerimize düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışmalıyız. Sevginin ve saygının önemine her fırsatta değinmeli, bu kelimelerin her zaman ve her yerde, gerekirse defalarca altını çizmeliyiz. İnsanlık adına ne gerekiyorsa bir saniye bile düşünmeden yapmalıyız. Bu küçük bir gülümsemeyle bile olsa….