CHARLEROI BOLGESİ KUTLU DOĞUM HAFTASI COŞKULUYDU

Charleroi bölgesinden gelen haberi sizlerle paylaşıyoruz.

Charleroi bölgesinden gelen haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belçika Turk İslam Diyanet Vakfi’nin ve Charleroi Bolgesi Diyanet Derneklerinin ve Din Gorevlilerinin organize ettiği 'Kutlu Doğum Haftasi' (Hz. Muhammed s.a.v efendimizin doğum gunu) kutlamasi Quaregnon da yapıldı. 20 Nisan 2008 Pazar günü, kutlanan 'Kutlu Doğum Haftası' programına ilgi büyüktü . Programin yapıldığı salon vatandaşlarımız tarafindan doldu taştı. Çoğu vatandaşlarımızda programi dışarıda dinledi. Programa Turkiye'den konuşmacı olarak gelen 9 Eylül Üniversitesi İlahyat Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat AŞIK, Din Hizmetleri Müşavir Yardimcisi Ali GÜN, Exécutif (Belçika Muslumanlari Temsil Kurumu )Başkani Şemsettin UĞURLU Charleroi bölgesi Koordinatoru Kiyaseddin ERTANO, Din Görevlileri, Dernek Başkanları, Din Dersi Oğretmenleri, Kültür Dersi Oğretmenleri ve Basın Mensuplari katıldı. Program Charleroi Bölgesi Diyanet camileri din görevlilerinin ve cami öğrencilerinin hazırlamiş oldugu programla başladı. Cami öğrencileri ilahiler kasideler, şiirler okudular. Peygamberimiz île ilgili ayetler ve hadisler okundu. Ayrica Kur’an-i Kerim'den ayeti şerifler okundu. Türkiye'den konusmaci olarak gelen 9 Eylul Universitesi Ilahyat Fakultesi Ogretim Uyesi Prof. Dr. Nevzat ASIK, "Peygambere yakın olmak kabrinin yanında olmak değildir. Medine’de olmak değildir. Her sene hac veya umre'ye gitmek de değildir. Ancak onun ilmine, irfanına, anlayışına, ahlakına komşuluk hukukuna gösterdiği hassasiyete yakın olmaktır. Peygamberimizin medeniyeti toplumda konuşurken , uyanık olanların duyacağı, istirahat eden varsa, rahatsız olmayacağı bir tonda hitap etmekti. Peygamberimiz, baskıcı, iki başlı, tutarsız aile tipine karşıdır. Biz her şeyden önce insanız, karşımızdakine dini, meşrebi, mezhebi açısından değil, önce insan oluşu noktasında muamele etmeliyiz. Çocuklarımız için bir fidan yetiştirmeye verdiğimiz değer kadar değer vermeliyiz. Peygamberimiz,inanmadığı hiçbir şeyi söylemedi. Söylediği her şeye inandı ve yaptı. Hiçbir yerde kendini öne sürmedi. Yani ayrıcalıklı olmadı. Ahlakı güzel insan her yaşta güzeldir. Ama ahlakı çirkin olan kişiyse ne olursa olsun çirkindir. Biz davranışlarımızla insanları kendimizden uzaklaştırıyor muyuz? veya birbirine yaklaştırıyor muyuz? diye kendimize sormalıyız. Hazreti Peygamber Mekke’ye girdiği gün, orayı fethettiğinde, bütün düşmanları ona bakıyorlar. Dövenler, hakaret edenler, kapısına kan sürenler, yoluna diken döşeyenler, önüne hendek kazanlar,onu izliyordu. Hatta eşine iftira atanlar…? Peygamberimiz şöyle dedi:”hepiniz serbestsiniz” yani peygamberimiz dost çoğaltıyor, düşman üretmiyor. Akıllı insan, dost kazanır düşmanla uğraşmaz. Peygamberimiz kendisine kötülük yapanların, kendilerine karşı değil, düşmanlığın problemine karşı olduğunu ifade eder. Örneğin, yalan söyleyene değil, sorunla ilgileniyordu.Yunus Emre de bu konuyla alakalı şöyle der: “adımız miskindir bizim ,düşmanımız kindir bizim”. Niçin geri kaldığımızın ifadesi : İlim ve sanat değerinin bilinmediği yerden göç eder(İbni Sina). Okuyan insan, yaşlandıkça dirilir. Okumayan insan ise yaşlandıkça hiç olur. Bizde birtakım insanlar dinlenerek yaşlanıyorlar. Dini, dini bilmeyen insanlar zorlaştırıyor. Ahengi kim bozuyor? diye sorarsak, aydın geçinen cahiller. Çocuk eğitimiyle ilgili Hz. Ali’nin bir sözünü nakletmeden geçmeyelim. “Çocuklarınızla 14 yaşına kadar arkadaş gibi olun, 15 yaşından sonra ise, onlardan danışman olarak istifade edin. Peygamberimiz gibi giyinmek sünneti yaşamak demek değildir. Çünkü peygamber efendimiz , peygamberliğinden önce hangi kılık kıyafetle yaşıyor idiyse, vahiy geldikten sonra da aynı tarzda yaşadı. Kısaca sünneti algılamada problemlerimiz var. Konuşmacımız Nevzat Aşık özellikle sohbetinde, hanım cemaatin çoklunu da göz önünde bulundurarak,aile içi iletişimin öneminden" bahsetti. Kıyaseddin ERTANO Koordinator Din Gorevlisi www.belcikahaber.be