AB'yi Silah Olarak Kullanıyorlar"

Rauf Denktaş, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yeniden başlatılan girişimleri değerlendirdi. Kuzey Kıbrıs Türk

Rauf Denktaş, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yeniden başlatılan girişimleri değerlendirdi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yeniden başlatılan girişimleri değerlendirirken, ''Hangi şartlarda masaya oturacağımızı bizim tayin etmemiz ve karşı taraf bunları kabul etmedikçe masaya oturmamamız gerekir'' dedi. Denktaş, Türk Ocakları Balıkesir Şubesi tarafından düzenlenen ''Dünden Yarına Kıbrıs'' konulu konferansa konuşmacı olarak katılmak üzere Balıkesir'e geldi. Konferansa gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Denktaş, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni'nin, ''Türkiye'nin Avrupa'ya yaklaşamamasının nedeni olarak Kıbrıs sorununu gösterdiğine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunun'' hatırlatılması üzerine Denktaş, Yunanistan'ın çok akıllı bir siyaset izlediğini söyledi. Denktaş, şöyle konuştu: ''Yunanistan, yasa, anlaşma, uluslararası anlaşma dinlemeksizin, Barış Harekatı'nda yedikleri tokadı da unutarak, şimdi Avrupa Birliğini (AB) silah olarak kullanmak suretiyle Kıbrıs'a sahip çıkma siyasetlerini yürütmektedir. Gayet akıllıca meseleyi Avrupa, Asya merkezlerinde temaslarla halletmeye çalışıyorlar. En son başarıları Londra'da Rum Lideri Hristofyas ile İngiliz Başbakanın yaptığı anlaşmadır.'' Denktaş, Türkiye'nin bu siyaset ve anlaşmalara karşı gereken reaksiyonu fiili şekilde göstermemesi halinde, Kıbrıs'ı zaman içerisinde kaybedebileceğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Fiili şekilde reaksiyon savaş değildir. Bize çıkarmış oldukları yolun çıkmaz yol olduğunu görerek 'biz bu yolda yokuz' diyerek, başlatmak istedikleri görüşmelere başlamamak ve hangi şartlarda masaya oturacağımızı bizim tayin etmemiz ve karşı taraf bunları kabul etmedikçe masaya oturmamamız lazım.'' Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni'nin, Türkiye'yi ''Kıbrıs'ı halletmezsen, askeri çekmezsen AB'ye giremezsin'' diyerek tehdit ettiğini ileri süren Denktaş, AB'nin Türkiye'yi şartlı üye yapacağının yine AB yetkililerince açıklandığını söyledi. Denktaş, Türkiye'nin AB üyeliği için en önemli şart olarak Kıbrıs meselesinin gösterildiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: ''Ön şart olarak Kıbrıs'ı söylüyorlar. Bunu Rumların istediği gibi hallederseniz, ardından Ege meselesini gündeme getirecekler. Onu hiç müdafaa edemeyeceksiniz. Denize açık bir ülke olmaktan çıkacaksınız. Onlar hem bizi yumuşak buldular, hem Türkiye'yi yumuşak buldular. Şartlarını açıkça ortaya koyuyorlar. Buna Türkiye'nin vereceği cevap önemlidir. Layık olduğu cevabı verip vermeyeceğini hep birlikte göreceğiz.'' TALAT'A ELEŞTİRİ Denktaş, bir gazetecinin, Türkiye'nin KKTC ile ilgili politikasını değerlendirmesini istemesi üzerine, ''Türkiye'nin Kıbrıs politikası bazen 'var' diyoruz, bazen de 'yok'' ifadesini kullandı. Milli Güvenlik Kurulu'nda, ''iki eşit egemen devlet'' konusunda görüş birliğine varıldığını ve bunun ardından KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın, ''Türkiye ve Türk hükümeti ile hem fikiriz'' açıklaması yaptığını anlatan Denktaş, şunları dile getirdi: ''Talat'ın Kıbrıs'ta yürüdüğü yol Milli Güvenlik Kurulu kararının yolu değil. Ama sayın Dışişleri Bakanı Ali Babacan ise 'Olumludur, güzeldir, fırsattır, değerlendirelim ve bu iş bitsin' beyanatını verdi. Onun için müşterek siyaset var mı, yok mu? Yoksa Türkiye, Milli Güvenlik Kurulu kararı ile Türk milletine bunları söylüyor, sayın Talat'a da 'Sen de yolunda devam et, halledersen desteklerim' mi diyor? Çünkü sayın Talat, korkusuzca Milli Güvenlik Kurulu kararında olmayan bir yolda yürüyor. Bunlar bizi endişe ettiriyor.'' ''MİLLİ DAVA MI, KAMBUR MU?'' Kıbrıs Rum Kesimi lideri Hristofyas'ın, ''Garanti anlaşması'nın kaldırılmasını, Türk askerinin adadan çıkarılmasını, Rum göçmenlerinin geri dönüşünü, Türkiye'den gelenlerin geri gönderilmesini ''Kırmızı çizgilerimiz'' diye açıkladığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunları söyleyen Hristofyas, 'Kıbrıs Türk'lerinin kendi kaderlerini tayin etme hakları yoktur' diyor. Yani bize 'Eşit değilsiniz, halk değilsiniz' diyor. Bunları açıkça söyleyen bir taraf ile sen oturursan görüşmeyi 'Kabul ediyorum' anlamı taşır. Türkiye bunu kabul ediyor mu? Şimdilik Türkiye'den ses yok. Sayın Babacan bunları gördüğü halde 'İnşallah bu fırsatı kaybetmeyiz' diyor. AB'yi engelleyen yegane konu Kıbrıs gibi görülmektedir, buna inanılmaktadır. Basında 'Kamburdur' diyenler olduğunu da görüyoruz. Ya kamburdur, ya stratejik açıdan güvenliğinizle ilgili vazgeçilmez bir adadır veya milli davadır. 'Milli davadır' da diyorlar. Milli dava ise o zaman bizim gittiğimiz yol milli dava yolu değildir.''