Belgeselci Rabia Kaçar ile Kongo dönüşü söyleştik..
(Not: İzlenimler ile ilgili resim galerimiz haberin altındadır. Haber ve resimlerin başka yerde kullanılmamasını rica ediyoruz.) ------------------------------------------------------------------------- Belçikaâda belgesel filmleri ile tanınan Rabia Kaçar'la, eşi Tony van der Eecken ile 5. kez gittikleri Kongo üzerine söyleştik. Kongo Kültür bakanlığının daveti üzerine buradaki geleneksel Gungu Festivali icin Kongoâya giden Rabia Kaçar, buradaki çalışmaları ve izlenimleri hakkında Sitemiz Genel Yayın Yönetmeni Celil Gündoğdu'ya şu açıklamalarda bulundu: âDaha önce degisik vesilelerle dört kez gittiğimiz Kongoâya bu yıl çok önemli bir festivali çekmek için yeniden gittik. Bu seferki çekim çalışmalarımız öncekilere nazaran daha rahat oldu. Burada bulunduğumuz süre içinde 50 saatlik çekim yaptım; bundan da 50 dakikalık bir belgesel film yapmayı planlıyorum. Bu belgeseli bütün âbelgesel filmâ festivallerine gönderecegiz. Ayrıca ART televizyonundan belgeselin yayınlamasi icin teklif geldi. Bu çalışmayı Türk televizyonlarına da sunacağız. Yakın zamanda Brüksel Başkonsolosu iken Kinshasa'ya Büyükelçi olarak atanan Sayın Büyükelçi Mehmet Ãzyıldız, Sefire Demet Ãzyıldız, Kongo Başbakanının eşi başta olmak üzere Kültür bakanı, organizatörler ve halkın çok büyük yardımları oldu. Bu vesile ile bizlere yardımlarını esirgemeyen herkese bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Rabia Kacar, önceki gidişleri ve bu son gidişindeki farklılıklarla ilgili sorumuza şu cevabı verdi. â Başkent Kinshasa her yıl biraz daha modernleşmekte, öte yandan köylerde ki sefalet aynen sürmekte; bir yandan açlık diger yanda sıtma, aids gibi hastalıklar korkunç boyutlarda. Bu arada misyoner faaliyetleri ile günden güne dine doğru bir yöneliş hemen fark ediliyor. Her köşe başında bir kilise ve buralarda sabahlara kadar ağlayarak, haykırarak Tanrıya yalvarış nidalari geceyi kaplıyor. Ayrıca Rwandaâyla sınır bölgelerde yerli halkla askerlerin zaman zaman çatışmaları bitmiş değil. Askerlerin zulmüne en çok kadınlar ve çocuklar uğruyor. Ãocuk yaştaki askerler gün geçtikce çoğalmaktaâ dedi. âGözle görülür hiçbir gelişme yok mu?â, sorumuza Kaçarâın cevabı şöyle oldu: âÃinli bir firma yol yapım ihalesini almış bu beni çok sevindirdi. Ãünkü Kongoâda yol yok 500 veya 1000 km mesafeye ancak küçük 10-15 kişilik eski Rus uçaklarıyla ulaşabiliyorsunuz. Zamanında Belçikalılar 5 bin km demir yolu yapmışlar ama 50 yıldır kullanılmadığı için rayların üzerine köyler kurulmuş, ancak bunların beşte biri kullanılıyor. Köylerde yerli ve geleneksel halk dansları aynı şekilde devam ediyor. Başkentte ve büyük şehirlerde Amerika, Avrupa taklidini görebilirsiniz ama köyler bu konuda gelenek ve kültürlerine sahip çıkıyorlar bu da beni çok mutlu ediyor kuşkusuz. Kinsasaâdan yaklaşık 1000 km uzaklıkta yaptığımız çekimler sırasında bölge halkının sıcak ilgi ve alakası vardı. Bana karşı daha sıcaklardı. Avrupalıları pek sevmiyorlar, ben Asyalı ve Türk olduğum için çok özel ilgi gördum. Bu özel ilgi bütün yorgunluğumu aldı desem yerinde olur. Bir Türk okulu var. Bu okulda okuyan Kongolu çocuklar Türkçe eğitim görmekteler. Kongoyu ve Afrikaâyı zor şartlar olmasına rağmen çok seviyorum. Havası, toprağı, suyu insanları harika. Her gidişimde uçakdan iner inmez o, oraya has havayı teneffüs ederken, âTanrıâya teşekkur ediyorum, nihayet yine buradayımâ diye. İlk baharda yine Kongoâda Lububasiâde bir başka maske ve geleneksel büyücülerin dansını çekecegim. Seneryoya ve ön araştırmalara başladım, inşallah Lubumbasiâyi de görürüm. Zor şartlarda gerçekleştirdiğimiz çekimleri tamamlayarak döndük" dedi. Zor bir coğrafyada, zor sartlar altında elinde kamerası ile çekimler yapan bir Türk kadın belgeselcisinin izlenimlerini sizlerle paylaşmak istedik. Sayın Rabia Kaçar'a katkılarından dolayı teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz. www.belcikahaber.be