Anadolu inanç ve kültür topluluklarına ev sahiplği yapmış bir yerdir. Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürkâün öncülüğünde bu topraklarda şekillenmiş ve çağdaş bir Cumhuriyet olarak kurulmuştur.
Anadolu inanç ve kültür topluluklarına ev sahiplği yapmış bir yerdir. Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürkâün öncülüğünde bu topraklarda şekillenmiş ve çağdaş bir Cumhuriyet olarak kurulmuştur. Anadoluânun kurtuluş mücadelesinde bu topraklar üzerinde yaşıyan tüm Türk halkı milli bir mücadelenin neferleri olarak canları pahasına mücadele etmişlerdir. Anadolunun asıl sahiplerinden olan ve Modern Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında önemli katkılarda bulunan Alevileri âazınlık â olarak lanse etmeye çalışanlar var. Uzun zamandan beri bu yolda bazı avrupalı siyasetçiler Alevileri âAzınlıklarâ listesine ekleme çabalarının bir art niyet olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde Brükselâde de bu yönde bir söylem dile getirildi. Belçika Alevi Birlikler Federasyonunun organize ettiği ve Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlayâın da hazır bulunduğu gecede Parti Sosyalistâten aday olan Saint Gilles belediye Başkan yardımcısı Carlo Luyckx bir talisiz konuşma yaptı. Luycks« Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Sünni olduğunu, Alevi haklarını ihlal ettiğini » vurgulayarak, « Türkiye'de insan hakları ve ifade özgürlüğünü sorgulanması gerektiğini ve Alevilerin âazınlıkâ olduklarına vurgu yaparak Türkçe âYaşasın Alevi Azınlığın Mücadelesiâ sloganı atması salonda duş etkisi yapmıştı. Ne yazık ki bu söyleme hiç bir dernek yetkilisi ve konuşmacı orada tepki göstermemişti. Bu durum dernek yetkililerin ev sahibi olarak huzursuzluğa neden olmaması için âhoşgörüâ anlayışından kaynaklanabilir. Ancak bu konu Alevilik felsefesini, Ehlibeyt felsefesini özümsemiş biri olarak binlerce alevi gibi benide rencide etmiştir. Bu önemli bir konudur. Türkiyenin üniter yapısını bozmaya yönelik bu söylem talihsiz bir söylemdir. Bu politikacnın ileri giderek bir militan gibi TürkçeâYaşasın Alevi Azınlığın Mücadelesiâ söylemleriyle Alevilik inancını siyasete alet etmesi hoş bir davranış biçimi olmamakla beraber art niyetli bir söylemdir. Türkiyeânin üniter yapısını siyasi malzeme olarak kullanmaya kalkan bu politikacının derhal Türk toplumundan ve bu toplumun önemli parçası olan Alevilerden özür dilemesi gerekir. Türkiye mozaiğinde yaşıyan toplumları inançlarından,, kültürlerinden dolayı azınlık olarak siyasi malzeme ederek insanların inançları üzerinden siyasi prim elde etmeye çalışmanın samimmi bir davramış biçimi olmadığı bir gibi Türkiye Cumhuriyetinin sahibi olan insanlara karşı büyük haksızlıktır. Türkiyeâde yaşayan insanları toplumları gerek ABâde gerekse Belçikaânın iç siyasetinde malzeme yapmanın kimseye yarar getirmeyeceğini bu söylemlerin rantâtan çok tepkiye neden olacağını ve olduğunu görüyoruz. Bu konudaki rahatsızlık Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliğincede gündeme getirilerek kınanması olayın ehemiyeti açısından önem arzetmekte. Bu söylemlerin Parti Sosyalist içerisinde siyaset yapan kişileride rencide ettiğini düşünüyoruz. Politikacılar bu konularda ki söylemlerinde biraz daha dikkatli davranmaları gerekir. Unutmamak gerekir ki Alevilik, siyasi malzeme yapılamayacak kadar kutsaldır⦠Bu gün Türkiyeâde 25 milyon alevi Türkiye Cumhuriyetinin sahipleri olarak yaşamakta. Cumhuriyetin temel harcı olan bu insanları âAzınlıkâ olarak görmenin bu topluma karşı büyük saygısızlık olduğunu düşünüyoruz. Türk toplumu alevisi-sünnisiyle asırlardır barışık yaşamış ve yaşamayada devam edecektir⦠Ãünkü alevi toplumunun manevi önderlerinden olan Hacı Bektaş-ı Veli toplumu için şu sözleri vasiyet etmiştir, « İri olalım, diri olalım, bir olalım » Birliği isteyen bir toplumu kendi toplumunda azınlık olarak gösterme çaba ve söylemlerin en azı Hacı bektaş-ı Veliye karşı haksızlık olarak görüyoruz. Bektai-ı Veli hazretlerinin bu sözlerine sahip çıkan Alevi toplumunun âAzınlıkâ gibi söylemlere meydan vermemesi gerekir. Saygılarımla