ÖZÜR DİLEMEK/Birgül Kapaklıkaya

Tekerrür eden tarih değil, hatalardiır demiştik.

Tekerrür eden tarih değil, hatalardiır demiştik. Hangi alanda olursa olsun aynı hatalara duşmemek için ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini hepimiz biliriz ama nedense aynı hatayı çoğu kez yine tekrarlarız. Çünkü bizi yönlendiren genlede beynimiz değil, kalbimizdir, duygularımızdır . “Öfkeyle kalkan zararla oturur” atasözümiz bu konuya en güzel örnektir. Duygularımızın tanımını yapmak ise hiç de kolay değildir. Kimi zaman önüne geçemediğimiz, saklayamadığımız davranışlarımızı olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkileyen duyumlarımızdır duygularımız. Kimi zaman saklarken acı çektiğimiz, acı çekerken saklamaya çalıştığımız, içimize attığımiz, bazen karmakarışık olan duygularımız… Mutluluk hayatta insanın her an hissetmek, dolu dolu yaşamak istediği en önemli duygudur. Üzüntü ise tam tersi . Pişmanlık duygusu, insana azab veren ama çoğu zaman saklamak istedigimiz duygularımız arasında gelir. Her insan zaman zaman pişmanlık duygusu yaşar ama gurur dediğimiz şey onu saklamamız için elinden geleni yapar. ‘’Yaşadığım hiçbir şeyden pismanlık duymuyorum’’ diyen insanlarn sayısı hiç de az değildir ama yazik ki böyle dediğimiz an kendimizi kandırmış olmuyor muyuz?. Hepimizin Ah keşke ! dedigi anlar mutlaka olmuştur. Hatasız insan yoktur sonuçta. Hepimizin özür dilemesi gerektiği anlar mutlaka olmuştur. Özür dilemenin bir meziyet olduğunu unutmamak, gerektiğinde tereddüt bile etmeden özür dilemek gerekir. Meziyetli insan olmak istiyorsak yeri geldiğinde hatalarımızı itiraf etmeli, derhal özür dilemeliyiz. Sürçü lisan etti isem af, istemeden kalbini kirdığım okurlarım var ise onlardan özür diliyorum. 19-06-2009 Birgül KAPAKLIKAYA