POLONYA ULUSLARARASI İLİŞKİLER ENSTİTÜSÜ’NDEN AB’YE MESAJ: “BİRLİKTE ÇALIŞIN”

“Birlikte Çalışın”. Bu öneri, Polonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü uzmanlarından Adam Szymanski tarafından yazılan “Güney Kafkasya: Türkiye ve AB’nin Ortak Taahhüt Bölgesi” başlıklı raporun

POLONYA ULUSLARARASI İLİŞKİLER ENSTİTÜSÜ’NDEN AB’YE MESAJ: “BİRLİKTE ÇALIŞIN” 06-08-2009 “Birlikte Çalışın”. Bu öneri, Polonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü uzmanlarından Adam Szymanski tarafından yazılan “Güney Kafkasya: Türkiye ve AB’nin Ortak Taahhüt Bölgesi” başlıklı raporunun iki kelimeyle özetleyebileceğimiz ana temasını oluşturuyor. Güney Kafkasya’da yaşanan gelişmelerin ve mevcut ilişkilerin, AB ve Türkiye için ne kadar önemli olduğunun vurgulandığı raporda, Szymanski bölgede güvenliğin tesisi ve ekonomik kalkınma için AB’ye şunu tavsiye ediyor; “Birlikte çalışın, Türkiye’yi destekleyin”. Türk Devleti’nin güvenliği için bölge istikrarının son derece önemli olduğunu belirten Szymanski, durumun AB açısından da pek farklı olmadığını vurguluyor. Güney Kafkasya’nın Hazar havzasındaki enerji kaynaklarının Batı’ya taşınmasında kilit konuma sahip olduğu bilinen bir gerçek. Szyamsnki’nin ifadesiyle, “bu bölge AB enerji güvenliğinde sadece enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinde değil, dağıtım yollarının çeşitlendirilmesine de katkı yaparak hayati rol oynuyor.” Szymanski raporda, Güney Kafkasya’da istikrar ve güvenliğin Türkiye ve AB’nin ortak hedefi olduğunu belirterek, bunun için Dağlık Karabağ, Güney Osetya ve Abhazya dahil bölgedeki “donmuşâ€ sorunların barışçıl yollarla çözülmesi, enerji boru hatları projelerinin gerçekleştirilmesi, terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer organize suçların önlenmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca Türkiye ve AB’nin ortaklaşa mücadele etmesi gereken bir diğer sorun olarak da “Rusya tehdidine” karşı mücadele edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Zira Syzmanski’ye göre, Rusya’nın bir zamanlar “arka bahçesi” olarak gördüğü bu bölgede “etki alanı” kurma çabaları Türkiye ve AB ikilisinin hedeflerine ulaşmasını zorlaştırıyor. Peki o zaman çözüm nedir? Szymanski’nin sunduğu çözümü şu şekilde özetleyebiliriz, “Türkiye’nin eksilerini AB, AB’nin eksilerini Türkiye tamamlayacak.” Szymanski AB’ye, “Türkiye’nin artılarını güçlendirecek ve zayıf noktalarını dengeleyecek şekilde harekete geçmesi halinde Türkiye ve AB, Güney Kafkasya’daki ortak hedeflerine ulaşabilir. Bunun için iki güç zımni iş bölümü yapmalıdır” mesajını verirken, Türkiye’ye ise “bölgesel güvenliği geliştirmeye odaklanarak, enerji üssü ve siyasi-ekonomik kalkınma modeli konumlarını güçlendirmesini” tavsiye ediyor. Szymanski’nin bir diğer önerisi de Ermenistan’la ilgili. Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış umudunun arttığını son dönemde, Dağlık Karabağ sorununun çözülmesiyle Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinin yolunun açılacağını belirten Szymanski, Ermeni diasporasının eylemlerinin Ermenistan’ın çıkarlarına zarar verdiğine dikkat çekiyor ve yaşanan süreçte AB’nin, Ermenistan ve Ermeni diasporasını birbirinden ayrı tutarak, Ermeni diasporasına eleştirel yaklaşması gerektiğini belirtiyor. AB içerisinde Türkiye konusunda, olumlu ya da olumsuz farklı görüşler olduğu malum. Szymanski’nin değerlendirmeleri için “pragmatik kanadı temsil ediyor” diyebiliriz. Türkiye’nin AB için önemini ortaya koyan bu değerlendirme, AB’ye bir uyarı niteliği de taşıyor: “Türkiye’siz Güney Kafkasya politikası sürdürülemez”. Nitekim, bunu fark eden ABD’nin gerek AGİT Minsk Grubu’nun Amerikalı Eş Başkanlarından Matthew Bryza gibi pek çok yetkili tarafından zaman zaman yapılan açıklamalarda, Türkiye ile ilgili söylem değişiklikleri göze çarparken, “Türkiye’nin bölgesel süper güç olduğu” şeklindeki yaklaşımlara da sıklıkla şahit oluyoruz. Benzer bir akımın AB’de de baş göstermeye başladığının sinyalini ise bu rapor veriyor. A C T U E L Selim GÜRAY selimguray@lactuel.be