Orası Türkiye ise,burası da Belçika! Yusuf CİNAL yazıyor

Sevgili okurlar; Aslında böyle bir yazıyı kaleme almaya, sevgili dostum Celil Gündoğdu´nun yazısını okuduktan sonra karar verdim..

Sevgili okurlar; Aslında böyle bir yazıyı kaleme almaya, sevgili dostum Celil Gündoğdu´nun yazısını okuduktan sonra karar verdim.. Her meslekte kokuşmuşluk alabildiğine sürürken, bizim meslek olan ´medyada´ ise aynı kokuşmuşluk devam ediyor. Bir haftadır televizyonlarda devam eden kavgalara tanık olmuşsunuzdur. İki müzik adamı Ercan Saatçi ile Metin Özülkü´nün Galatasaray´a gönderdikleri küfürler internet ortamından ekranlara kadar yansıdı.! Bir kere bu spor adamlığı değil.. Medya mensupluğu hiç değil.. Hani derler ya ´özrü kabahatinden büyük´ diye!.. -Efendim özür dileriz.. Oldu mu şimdi? Ama burası Türkiye! Burada her şey olur ve her şey mübah! Oh ne ala memleket! Belçika´da durum sanki farkıl!? Adam taraftar ya, hangi takımınsa?.. Orayı babasının çiftliği görür..O takım adına her türlü naneyi yemeyi kendinde hak sanır!.. Var efendim var! Böyle ukala tipler var!.. Daha da ileri gider, ait olduğu mesleği icra edenleri unutup, küfür bile edenler var!.. Hatta bu tipler Roma´yı bile yakmaktan çekinmezler.. Haydi bunlar, üç yıl önce oldu..Şimdi gündeme düştü.. Özürler yapıldı.. Ama televizyonlarda anlı şanlı yazarlar ve yorumcular da koy koylarda! ´İki arkadaş maçtan sonra koysa ne olur! Kim bu zibidiler?´ türünden sohbetlere tanık olmak, bu mesleğe yıllarını vermiş biri olarak beni şoka uğrattı!.. İşte bunlar bu mesleğin pislikleridir.. Medya pazarında çıkar, reyting tezgahı açan bu tipler… Tez elden ayıklanmalıdırlar.. x x x Sevgili okurlar; bir cami derneğinin başkanı telefon etti. Bir Web sitede yazılanlardan şikayet etti.. ´Yani yanlı yazılanlardan söz ediyorum´ diyerek başladı söze; ´Efendim, Kurban Bayramı´nı idrak edeceğimiz, 4 gün içinde bir kentte kurban kesimi yasaklanıyor.. Siyasetçi, sivil örgüt temsilcileri, dini kümeler isyanlarda.. Hatta ırkçı Vlaams Belang Partisi bile Müslümanların yanında yer alıyor.. Ama bir partinin militanı rolündeki gazeteci ise olayı çarpıtıyor.. Sonuçta; iptal edilen kararı kendi partisinin zaferi olarak vatandaşa sunuyor. Vatandaş enayi mi? Aptal mı? Bunları yer mi? Bu taraflı tutum bizi çileden çıkardı´ diyor. Bizim gibi konuyu tarafsız bir şekilde irdeleyecek medya mensuplarına durumu anlatıyor, doğruların yazılmasını istiyor.. Şimdi oldu mu? Burası Türkiye diyoruz ya.. Burası da Belçika! Burada da oluyor işte.. Hem işsizlik yardımı al, hem gazetecilik yap, hem de bir partinin militanlığını, tetikçiliğini üstlen.. Boşuna dememişler, üç köfte beş kuruş! ´İch Möhte, isterim çiğ köfte!´ türünden nameler bunlar.. Bu da Belçika işi! Hem de bir kaç şapka ile ahkam kes.. İnsanımız işte, anlat anlat bitmez.. x x x Brüksel´de yeni Büyükelçi N.Murat Ersavcı´nın basınla tanışma toplantısı var. Duyan gelmiş.. Adamların suçu yok.. Duyan gelmiş.. Kim basın mensubu? Kim tarikat mensubu? Kim gazeteci belli değil!? Onların suçu değil bu! Eskiden böyle durum olmazdı.. Gazetecilerin listesi itina ile tutulurdu..Bu liste itina ile saklanır ve ilgili birimlere gönderilirdi.. Şimdi ipini kıranın ismi bu listelerde.. Seç, seç beğen al.. Diyarbakır işi bunlar!.. Zart konsorsiyum temsilcisi, zart site mensubu, bassssss editörü?.. ´Ben o kadar konuşmayacağım.. Resepsiyon Haber´den Şablemettin Mağdur! Bendeniz de Karşıyaka´dan çok şükür! Seç yavrum, seç! x x x Belçika´da gerçekten gazetecilik yapmak zor.. Tarikatların esnafı kıskaca aldığı, şakirt ve mürit toplantılarında gazetecilerin karalandığı, kendi gazetelerinin baş tacı edildiği, ama kendi haberlerinin de karşı sitelerde yer alınmasının istendiği bir ortamda, gazetecilik yapmak ha! Bu yıl reklam veremiyoruz efendim!.. Çok verdik, bütçemiz kalmadı!.. Yorulduk,dar alanda kısa paslaşmalardan.. Gol vuruşu bekliyoruz.. Yani nazikçe size burada mama yok demeye getiriyorlar.. Düpedüz ayrımcılık ve ırkçılık!.. İşte kendi toplumuna ışık olmaya çalışanlara reva görülen sözler bunlar.. Sevgili Celil Gündoğdu az bile yazmış.. Bir de ´Biz Türklerle çalışmıyoruz´ diyenler var ya.. Allah sabırlar versin!.. Böyle ortamda gazete çıkartmak, dergi hazırlamak ha!.. Ah be Sevgili Celil Gündoğdu kardeşim; Sen de git,´Sanat Sanat İçindir Merkezi´ kur! Al Flaman Devlet Yardımı´nı, yan gel yat.. Ya da çal, COCOF´un kapısını kültürel etkinliklere başlıyoruz deyi ver.. Ser şilteyi yere.. Bing-bank, herkes için spor turları yaptır.. Ya da tut devasa bir bina.. Herkese nurlu ışıklar kursları ver.. Bak o zaman kasan nasıl doluyor.. Türkçe dergi çıkarmak ha! Boş ver be kardeşim boş ver! Maalesef durumun özeti bu! x x x Yok efendim, Türkçe´ ye katkı yapmak, Türk toplumu´nu haberdar etmek, Türk Kültürü´ne hizmet etmek, Belçika Türklerinin gündemini Türkçe tutmak… Geç beyim geç.. Bu işte para yok.. Olsa idi, sana bana bu işi bırakırlar mıydı!? Siyasetçinin, esnafın, yetkililerin her işi bedavaya getirmeye çalıştığı bu ortamda dergi çıkartmak, gazete basmak ve dağıtmak ha!.. Adamlar yeme içmeyi bile sponsorlara ödetiyorlar?!.. Yaş günleri ise bu işin çabası.. Ya, vay anam vay! Allah sabırlar ve kolaylıklar versin.. Medya çarşısında kaçak tezgah açanların koymaları, yalanlarının reyting yaptığı şu günlerde Brüksel´de dergi çıkarmak, gazete çıkarmak ha!.. Seni gidi dergici seni! Seni gidi gazeteci seni!. Bir de Türkçe ha! Eskiden, Tercüman Gazetesi´nde Rauf Tamer sorardı; ´Biz ne zaman adam oluruz´ diye? Boşuna ilan ve destek beklemenin alemi yok! Diyarbakır´da PKK kepenk kapatanlara itibar edilen kadar, bizim Brüksel´de kepenk kapatmamızı tınlayan olmaz!.. İşte sevgili okurlar, orası Türkiye ise, burası da Belçika! Allah kolaylık versin! BİR FIKRA Atı ile birlikte yorgun argın bir hana gelen vatandaşımız iyi bir uyku çektikten sonra sabahleyin kalkmış.. Bir türlü atını bulamıyor.. Bütün atları tek tek gözden geçirmesine rağmen yok, at ortada yok.. Çekmiş tabancasını dan,dan,dan, üç el ateş etmiş.. Handa yatanlar tabanca sesleri ile uyanmışlar.. Vahaiyyyy kuzüm! Herkes atini alsin..Ben atimi vuracağiimm! Papuç pahalı herkes koşup atını çözüp almış.. Kala kala bir sıska at kalmış.. Çaresiz bizim vatandaş, buna da şükür, yoksa aldiğim at, aldiğim fiyata gidecekti´ diyerek handan uzaklaşmış.. NOT Bu fıkradan birşey anlayanlar, lütfen anlamayanlara anlatsın.. Güzel,sağlıklı gripsiz günler dileği ile.. Yenihaber