Saygıdeğer okurlar, Sizlerinde takdir ettiği gibi toplumların dilleri kimlikleridir. Türkçeâde Türk toplumunun dil kimliğidir. âGüzel Türkçemizâ bizim dünya kimliğimizdir. Bu dili susturmak ve engellemek hem düşünce,
Saygıdeğer okurlar, Sizlerinde takdir ettiği gibi toplumların dilleri kimlikleridir. Türkçeâde Türk toplumunun dil kimliğidir. âGüzel Türkçemizâ bizim dünya kimliğimizdir. Bu dili susturmak ve engellemek hem düşünce, hem konuşma hem de demokrasi anlayışına karşı bir darbedir. Bir toplumun diline karşı başlatılan bu sivil darbeânin Avrupa Birliği, demokrasi ve düşünce kriterleriyle örtüşmez. Diller toplumların zenginlikleri olarak bulundukları ülke ve toplumlara renk katarlar. Toplumların dillerini entegrasyona engel gibi görenlerin iyiniyet sahipleri olmadıklarını, dillere yönelik baskı ve sindirmelerin asimilasyona yönelik derin politikaların bir tezahürü olarak görüyoruz. Dillere saygı toplumsal barış ve uzlaşmanın en güzel organıdır. İnsanların ve toplumların kendilerini ifade etmeleri ve anlatmaları dilleriyle olmaktadır. Ana dillerin korunarak üzerinde yaşadığımız ülke dillerinin öğrenilmeside elbette elzemdir. Ancak bu diller, anadillerin yok sayılarak öğrenilmesiyle olamaz. Anadil temeldir. İyi bir anadil ile yeni diller daha iyi bir şekilde öğrenilmektedir. Bu Dil bilimcilerinin de önemli tesbitidir. Toplumların anadillerine müdahale en azı dilbilimine karşı alınmış bilim dışı davranışlardır. Avrupa gibi kendisini aşmış ülkelerde siyasi endişelerden dolayı, dillerin susturulması demokrasi, insani ve toplumsal değerlerle çelişir. Avrupaâda uzun dönemden beri âTürkçeâ yi silme ve sindirmeâ politikaları hızla artarak devam etmekte. Avrupa Parlamentosunca resmi diller arasında kabul edilen âTürkçeâye karşı başlatılan olumsuz kampanyalar neticesi Avrupaânın çeşitli ülkelerinde yayın yapan radyolar birer birer susturulmakta. Fransa, Hollanda, Belçika ve en son olarak da Almanyaâda son bir haftadan beri ulusal gazete ve televizyonlarda da bu konu gündeme geldi. WDRâye bağlı olarak yıllardır Türklere, Türkçe hitap eden âKöln Radyosuâda tasarruf bahanesiyle önce yayın saatleri kısaltılıp, daha sonra kapatılmasına yönelik çalışmalar, büyük tepkilere neden oldu. Almanya Muhabirler yönetimi başta olmak üzere Türk toplumunun tepkisini çeken âTürkçe Radyosuânun susturulmak istenmesi konusunda Avrupaâda yaşayan tüm sivil toplum kuruluşlarını hareketlendirmeli. Bu demokratik haklarının korunmasını yine demokrasinin kuralları dahilinde sahip çıkmalıdır. âSen diline sahip çıkmazsan, başkaları senin diline sahip çıkmaz.â Kimliğimiz olan Güzel Türkçemizi evimizde okullarda, işyerlerinde radyolarda, gazete ve dergilerde yaşatmalıyız. Unutmamak gerekir ki; geçmişimizle bu günümüz arasında en büyük tercüman olan Türkçemiz, dünyada yüzmilyonlarca Türkâün ortak dilidir. Türkçemizâin yaşatılması ve yayılmasında en büyük araçlar olan televizyonlarımıza, radyolarımıza gazete ve dergilerimize her zamankinden daha duyarlı sahip çıkmalıyız. Bunlar kendi dilimizin korunması yani kimliğimizin korunması adına önem arzetmekte. Bulunduğumuz ülke halkıyla anlaşma ve toplumsal kaynaşma adınada üzerindeki yaşadığımız ülke dillerinide öz ana dilimiz kadar önemseyip, onu da yaşamımızda âanlaşma diliâ olarak muhakkak öğrenmeliyiz, gayret etmeliyiz. Ãok dillilik bir zenginliktir. Unutulmamalı ki her bir dil, yeni bir insan demektir. Kendi âduygusal diliâ ve öğrendiği âanlaşma diliâni öğrenmiş bir insan toplumsal uzlaşıya büyük katkılar sağlar. Duygusal anadilini susturup, anlaşma dilini ön plana çıkarmak toplumsal anlaşma denklemini bozacağından insanların ana diline saygı, toplumsal barışa saygıyla orantılıdır. Anadilimiz olan 'Türkçemizin' yaşatılmasında ve toplumsal barışa katkı anlamında 'Belçika Haber Dergisi' olarak gücümüz yettiğince sesimizi duyurmaya çalışacağız. "Bir elin nesi var iki elin sesi var" atasözümüz ışığında Türkçe yayınlarımıza sahip çıkalım, onları Türkçemiz adına yaşatalım... Saygılarımla.... Belçika Haber. Be