ÖĞRENMENİN BİLİŞSEL MEKANİZMASI

Şimdiye kadar beyin nöronlarınız kaç milyon tane işlem yaptı? Beyniniz hangi tür zihinsel etkinliklerden geçerek kişiliğinizi ortaya çıkardı

Şimdiye kadar beyin nöronlarınız kaç milyon tane işlem yaptı? Beyniniz hangi tür zihinsel etkinliklerden geçerek kişiliğinizi ortaya çıkardı? Hafızanızda ne kadar hatıra saklı? Elbette bu sorulara cevap verebilmeniz imkânsız. Beynimiz sayısız bilgiyi içinde barındırır, ihtiyaç duyduğu zaman bu bilgilere başvurarak öğrenme sürecini gerçekleştirir.

Biliş, insanın kendini, çevresini anlaması, yorumlaması ve bunun yanında öğrenmenin gerçekleşmesi için zihinsel etkinlikleri gösteren bir kavramdır. Bu etkinlikler insanın doğumunda başlayıp ölümüne kadar devam eder. Farkında olarak ya da olmayarak, beynimize sürekli olarak veri gelmektedir. Duyu organlarımız, dış dünyadan aldıkları verileri, nöronlar vasıtasıyla beyne aktarırlar, beyin ise, kişinin yaşadığı önceki tecrübeleri ve bilgileri bu verilerle birlikte işleyerek bir yargı oluşturur. İşte bu yargıya öğrenme diyoruz.


Bütün bu işlemler birbirlerine bağlıdır. Öğrenme olmadan beyin mekanizması gelişmez. Beyin gelişmediği zaman da öğrenme olmaz. Bilgi ve tecrübeler öğrenme hızını arttırır; öğrendiklerimiz ise hayatımıza yön vermemizde bize yardımcı olur.


Okullarda bu mekanizma oldukça fazla kullanılır. Öğretmen ve öğrencinin karşılıklı etkileşimi, öğrenilenlere uygulama fırsatının tanınması, bilgi-işlem yaklaşımı bilişsel öğrenmelere örnek olarak gösterilebilir
Öğrenmede rol oynayan bu bilişsel süreçleri doğrudan gözlemlemek oldukça zordur. Kişi elde ettiği birtakım bilgiler ve tecrübeler sonucunda davranışını değiştirirse, bu durumu zihinde meydana gelen öğrenmenin dışa yansıması olarak yorumlayabiliriz. Böylece öğrenmeyi açık bir biçimde gözlemleriz.

Piaget ve Bruner gibi bilişsel kuramcılara göre öğrenme: Bireyin çevresinde olup bitenlere bir anlam yüklemesidir. Brooks ise öğrenmeyi daha çok keşfetmek değil tasarlama ve olgular yoluyla daha çok şey yorumlamak olarak tanımlamıştır.
Öğrenmenin bilişsel mekanizmasını şu cümlelerle özetleyebiliriz. Uyarıcının birey tarafından algılanmasından itibaren bireyde meydana gelen içsel süreçler ve öğrenmeye etki eden bireysel özellikler ile ilgilenir. Bu kurama göre yeni öğrenilenler öncekilerin üzerine bina edilir… Öğrenme bir anlam yükleme çabasıdır.

Bu durum bilginin, okumanın, araştırmanın ve tecrübenin önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Ne kadar doğru ve fazla bilgiye sahipsek beynimiz o derece doğru yorum yapıyor. Toplumlar ya da bireyler arasında yaşanan sorunların başında bilgisizlik/yanlış bilgi gelmektedir. Bir şey hakkında kesin bir yargıya varabilmemiz için onun hakkında her şeyi biliyor olmamız gerekir. Paramparça, kaynağı belli olmayan ve yanlış bilgiler, beynimizin de yanlış yorum yapmasını sağlar; yanlış yorumlar ve yanlış öğreniriz. Doğruluğu ispatlanmış bilgiler ve yaşanan tecrübeler beynimizde doğru bilgi damlaları oluşturur, bir sonraki yorum için yeni öğrenme kapıları açar.

Saygılarımla

Mustafa ÖZCAN – Öğretmen, UCL üniversitesi Eğitim Yönetimi Master Öğrencisi