Ali Rıza Soydan’ dan tek kişilik dev gösteri

İki ay önce ülkesini terk ederek Brüksel’e gelen tiyatro ve sinema sanatçısı Ali Rıza Soydan sanatsal çalışmalarına Brüksel’de devam ediyor.

Ali Rıza Soydan’ dan tek kişilik dev gösteri

“YURDUM İNSANI” 

İki ay önce ülkesini terk ederek Brüksel’e gelen tiyatro ve sinema sanatçısı Ali Rıza Soydan sanatsal çalışmalarına Brüksel’de devam ediyor.

6 ve 9 mayıs tarihlerinde saat 20.00 de Sazzn Jazz’da “YURDUM İNSANI”

adlı tek kişilik gösterisine başlayacak olan Ali Rıza Soydan oyununda Türkiye insanlarının komik hallerini hicvediyor.

Oyunu Atatürk’ün Türk milleti akıllıdır. Türk milleti zekidir. Türk milleti çalışkandır sözleriyle açan sanatçı. Yurdum insanı başlığı altında Türkiye insanlarına ait fıkralarla da süslediği oyunuyla güldürürken düşündürüyor.

İşte oyundan birkaç örnek;

Onu bazen duvara yazılmış eğri büğrü bir uyarı yazısında görüyoruz, bazen komik bir kartvizitte... Ya da olmadık bir kaza haberinde... Ne de olsa burası bir uçağın trenle çarpıştığı bir ülke... 
Başka nerede insanlar tarlasına indiğini sandığı uzaylıları taşla kovalamıştır ki...? 
Ya da yolda yürürken, intihar için balkondan atlayan bir insanın altında kalarak ölmüştür. 
'Yurdum insanı', Türkiye'ye özgü bu tür tuhaflıklar için üretilmiş bir tanım... 
Garip, ezik, komik, muzip, kızgın, cahil ama kurnaz, tanıdık bir adam bu... 
Mizah dergilerinin vazgeçilmez konuğu... 
Kah kendi oturacağı evin çimentosundan çalan bir müteahhit, kah film seyrederken perdedeki kahramana "Dikkat arkanda adam var" diye bağıran bir seyirci... 
Türkiye'nin nasıl kurtulacağına dair günlerce anlatabileceği müthiş fikirleri var; ama evdeki gaz tüpünün kaçak yapıp yapmadığını çakmakla kontrol eder. 
Gazozu dişiyle açar, sandalına 'Öztitanik' adı takar, sünnet halayında dolduruşa gelip etrafa kurşun saçar. 
Kimi zaman kibirli orta sınıf seçkinlerinin küçümsemek için kullandığı bir tabir olsa da çoğu zaman, 'bizden biri'dir o... 
Güleriz, kendi halimize... 
Evet, biz de ödev yaparken kurşun kalemle karıştırmışızdır kulağımızı... Veya duyda elektrik var mı diye parmağımızla yoklamışızdır. 
Bu yurdun insanıyızdır. 
İşte bir kısmı tevatür, bir kısmı gerçek; haberler, söylentiler ve görüntülerle karşınızda 'Yurdum İnsanı': 
 
ALKIŞLAR ÇILGIN TÜRKLERE:) 
 
Kaza mahalinde elinde cep telefonuyla koşturup "112'nin numarasi neydiiiii?" diye bagıran sarışına, ALKIŞ 
Birbirlerine ana avrat küfür eden iki kişinin arasına girip ikisine de birer tokat atan ve "Analar kutsaldır, analara küfür etmeyin, o.çocukları!!" diyen Karadenizli ağır abiye, ALKIŞ 
Annesine kızıp, buharlı ütünün içine işemeyi akıl eden! Annesini buram buram çiş kokularıyla iş yerine yollayan! Annesi; ancak arkadaşları ”acayip kokuyorsun” dediğinde işi çözen anneye ve çocuğuna, ALKIŞ 
Banyonun lambası yanmayınca elektrikler kesik zannedip yarım saat gelmesini bekleyen. Beklerken de canı sıkılmasın diye televizyon seyreden kişiye, ALKIŞ 
Ailecek televizyon izlerken üst komşu küçük oğlunu göndermiş. Çocuk, anneme ”X teyze, annem dedi ki, bari haberleri açsınlar da, biz de dinleyelim”. Biz de kırmadık, açtık. Ailecek çok iyi niyetli olduğumuzdan, televizyonları bozuk sandık. Yüksek sesten dolayı bize laf soktuklarını anlamamız çocuğun ikinci gelişinden sonra oldu. Bu olayı yaşayan aileye, 
Lisedeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenimiz AIDS’in açılımını yapıyor: (A)llaha (İ)syan eden (D)eyyusların (S)onu… diyen hocaya,birer alkış istiyorum:))  
 
Ayrıca bunlarda birer tebrik hak ediyor: 
Acı Kaybımız:  
3 ay önce ailemize katılan, "Necmi" ismini verdigimiz kaplumbağamız dün vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka bahçesine gömdük. Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip, Necmi’yi aldığımız dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ”Abi onlar kış uykusuna yatar” cevabını almış bulunmaktayız. Hepimizin başı sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde. 
Annemin Maceraları:  
Shrek’in fragmanlarını gösteren bir televizyon kanalında, el ele 
tutuşmuş Shrek ve Fiona’yi gören annem, ‘Bunlar Süleyman ve Nazmiye Demirel çifti mi?’ diye sordu! Seçememiş gözleri o mesafeden. 
Alfabe:  
Ben de bu yıl okula başlayan torunum için kuvvetli bir moral alkışı istiyorum. Daha ikinci gün: ‘örrrtmenim, taa evden buraya tel çizmeye mi geldik, hep yumarlak mı yapcaz, harf felan öretmicen mi?’ deme cesaretini gösterdiği için, 
Annem:  
"Bu taraf bitti" diye CD’yi arkasına çeviren ve sonra da "CD çalar çalışmıyor!" diye feryat eden anneme alkış az geliyor! 
Modem:  
Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem "Bu ne?" diye sordu. Ben de kolay anlasın diye "Hani benim bilgisayarım var ya, onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu zorunlu" diye uzun uzun açıkladım. Anneannem dinledi beni ve "Yani modem bu" dedi ve konu kapandi… 
Yaz Okulu:  
Bir alkış da annesine yaz okulunu kazandığı müjdesini veren üniversite ögrencisine gelsin. Bu yaratıcılığa şapka çıkarılır. 
Beyin Göçü:  
Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim  
midibüsünde yanındakı arkadaşına dert yanmaktadır. ”Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS’ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika’ya o olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işte aa!” Sen git, masrafları ben karşılıyorum. 
Bir alkış da lisede edebiyat dersinde okuduğu şiir bitince sınıfa dönüp "Bu şiiri ünlü Alman yazar Goethe yazmıştır" diyen hocaya, "Niye, kağıt bulamamış mı?" cevabını veren arkadaşa gönderelim. 
Düz Mantık:  
Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ”Bu ev kiralıktır” yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ”Bu da” yazısını görürseniz, bilin ki Trabzon’dasınız. 
İngilizce Yazılısı:  
Bir alkış da İngilizce sınavında "Nice …….." şeklindeki boşluğu  
"Nice mutlu yıllara!" biçiminde dolduran, dahi mi yoksa aptal mı olduğunu henüz anlayamadığımız öğrencime istiyorum. 
Bir alkış da lisede edebiyat kitabından bir metni tüm sınıfa sesli olarak okurken V. Hugo’ya "Beşinci Hugo" diyen arkadaşımıza gelsin. 
Ne Zaman?  
Kardeşim karne almıştı; fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu: "Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin" uyarılar özellikle babama yönelikti: "Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma". Babam daha fazla dayanamadı ve sordu: "Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?" 
Havale:  
Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor: "Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?" Teyzem cevap veriyor: "Bu paranın hayrını görme inşallah yazalım" evladım.  
Lamba:  
Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: "Bacım o geçtiğin gece lambası değildi; çek sağa". 
Hacim nedir?  
Öğretmen bir arkadaşımdan naklen: 5. Sınıfların Fen Bilgisi sınavının 2. sorusu: "Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız". Öğrencimizden gelen cevap: "Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?". 
Alkışlar yurdum insanları için…