Darbe belgelerinin tümü CIA’dan servis edilmiş!

Dönemin ABD elçisi Edelman’a ulaştırılan  sözde ‘darbe planı’nı getiren Faruk Demir’in CIA ajanı olduğu ortaya çıktı. Ümraniye Davası’nda sorgulanan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, “Ajan olduğu, emekliliğimden sonra belirlendi” dedi.

Dönemin ABD elçisi Edelman’a ulaştırılan  sözde ‘darbe planı’nı getiren Faruk Demir’in CIA ajanı olduğu ortaya çıktı. Ümraniye Davası’nda sorgulanan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, “Ajan olduğu, emekliliğimden sonra belirlendi” dedi.
Haber: Salim YAVAŞOĞLU
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesinde görülen birleşik Ümraniye davasında ortaya atılan sözde darbe planlarının, çeşitli kurumlara CIA tarafından servis edildiği iddia edildi. İkinci Ümraniye davasının 72. duruşması ilginç diyaloglara sahne oldu. Davanın tutuklu sanık Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu’nun, “Jandarma İstihbarat Başkanı olduğunuz dönemde darbe planlarını size getiren Faruk Demir’in CIA ajanı olduğunu belirlemişsiniz. Hakkında ne gibi işlem yaptınız?” şeklindeki sorusuna, “Faruk Demir’in CIA ajanı olduğu, ben emekli olduktan sonra ilişkileri değerlendirilerek belirlendi. Ben görevde olduğum zaman ortaya çıksaydı, gereğini yapardım” cevabını verdi.

TSK’yı şikayet etmişler
Çapraz sorguda Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese’nin, Faruk Demir’in ilişkileri ile ilgili bir sorusu üzerine  Ersöz, “Gazeteci Nuray Başaran kanalıyla Emniyet, MİT ve Genelkurmay Başkanlığı ile bağlantıları vardı” dedi. Bu kez araya giren Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın da, “Bu belgeler nereye verilmiş? Faruk Demir, belgeleri misyondan mı, dernekten mi almış?” sorusunu yöneltti. Levent Ersöz de “Yabancı misyon şefliğinden aldığını, buranın da Amerikan Büyükelçiliği olduğunu söyledi. TSK, Amerikan Büyükelçiliği’ne şikayet edilmiştir” şeklinde koınuştu.

İfadesi alınamadı
Ersöz, darbe planlarıyla ilgili şunları söyledi: “Nuray Başaran tarafından tanıştırılan Faruk Demir, temmuz ayı içerisinde 4 sayfalık power point sunu fotokopileri getirdi ve bunların bizim tarafımızdan hazırlandığı söylentileri olduğunu söyledi. Nereden ele geçirdiğini sorduğumda da, HAKDER isimli derneğin genel sekreterliğince yabancı bir misyon şefliğine gönderilerek TSK’nın şikayet edildiğini, kendisine de öyle ulaştığını ifade etti. Ben bu sayfaları komuta katına arz ettim. Sorgumda belirtmeme rağmen bu şahsın ifadesinin niçin alınmadığını takdirlerinize sunuyorum. Emekli Tuğgeneral Ali Esener tanıktır. Her ikisinin de tanık olarak dinlenmesini istiyorum.”
Asılları yoksa yargılama olmaz
İkinci Ümraniye davasının 74.duruşması dün yapıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda görülen davada savunmasını yapan Levent Ersöz’ün avukatı Ali Rıza Dizdar, 2. iddianamenin ek delil klasörlerini tek tek inceleyerek değerlendirdi. Dizdar, “İddianame dediğimiz zaman iddia, iddia gibi olacak. Bir şeyi düşünmeyi, silahlı bir eylem olarak mı algılıyorsunuz? Biz ottan bir toplum yaratmadık ki. Herkes konuşacak. 116’ncı dosyada kafam çok karıştı. Size hiç kimse baskı yapamaz. Ben bunu bilirim, düşünürüm. Ama bu dosyayı okuyunca kafam karıştı. Hakimler taraf olamaz mı? Olurlar ama hukukun tarafında olurlar. Taraf olurken yetki sınırlarını aşarlarsa, buna gölge düşürürler” dedi.

Gizli tanıkları eleştirdi
Ali Rıza Dizdar, “Sarıkız’, ‘Yakamoz’, ‘Eldiven’, ‘Ayışığı’ gibi darbe planlarının asılları iddianamede yer almamaktadır. Asılları yoksa suret ile karar veremezsiniz. Asılları varsa vardır, yoksa delil olarak kullanamazsınız, yargılama yapamazsınız” dedi. Klasörlerde yer alan gizli tanıkların hiçbirinin devlet sırrı mahiyetinde bilgilerle donatılmadığını savunan Dizdar, “Eğer donatılmış olsalardı, savcıların ifade alması hukuken mümkün değildi. Çünkü zabıt katibi olmayacak, kimse olmayacaktı. Savcı ifadeleri aldı. 47. madde ‘bir suç olgusuna ilişkin bilgiler’den bahsediyor. Sayın savcılar, bu tanıklardan hangisi, hangi darbe bilgisini verdi bu dosyaya? Hangi gizli tanık, hangi suç ilişkisine dair bir bilgi verdi? Savcılar, sürekli Yüksel Dilsiz ile ilgili sorular sordu. ‘Nasıl plan yaptınız, nerede toplandınız’ diye sormadılar” şeklinde konuştu.


Albay Çiçek yanlış adliyeye getirildi
İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın altında imzası olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Kurmay Albay Dursun Çiçek, yanlışlıkla örgütlü suçlara bakan Beşiktaş Adliyesi’ne getirildi. Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Albay Çiçek, bir ring aracıyla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine getirilerek, binaya alındı. Ancak, içeride yaklaşık 10 dakika kadar kalan Kurmay Albay Çiçek, tekrar dışarı çıkarılarak ring aracına bindirildi. Kurmay Albay Çiçek, ring aracıyla adliye binasından götürüldü. Kendisine ‘pardon’ denilen Dursun Çiçek’in bazı basın mensupları hakkında yaptığı suç duyurusu nedeniyle Sultanahmet’te bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki savcı tarafından çağrıldığı, ancak yanlışlıkla Beşiktaş Adliyesi’ne getirildiği öğrenildi.


Çetin Doğan: Hakim ve savcı soruşturulsun
 “Balyoz planı” davası sanıkları arasında yer alan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ile hakim Ali Efendi Peksak hakkında soruşturma başlatılabilmesi için Ankara İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Doğan’ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz tarafından yapılan yazılı açıklamada, Çolakkadı ve Peksak hakkında soruşturma açılabilmesi Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne şikayet dilekçesi verildiği ve talebi değerlendiren Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün, Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 97. maddesinin ’a’ve ’d’bendi uyarınca “şikayetin işleme konulmaması” yönündeki karar verildiği hatırlatıldı. Açıklamada, Ankara İdare Mahkemesi’ne verilen 5 sayfalık dilekçeyle bu kararın iptali ile Peksak ve Çolakkadı hakkında soruşturma başlatılmasına müsaade edilmesi talep edilmesinin istendiği kaydedildi.

basinsan