Noël ve Yılbaşı

Noël kutlamaları ile miladi takvim başlangıcı olan yeniyıl (yılbaşı) kutlamaları tarihlerinin yakın olması sebebiyle sıkça karıştırılır. Noël kutlamalarının temelinde Hz.İsa'nın doğumunu kutlama geleneği yatmaktadır.

Noël kutlamaları ile miladi takvim başlangıcı olan yeniyıl (yılbaşı) kutlamaları tarihlerinin yakın olması sebebiyle sıkça karıştırılır. Noël kutlamalarının temelinde Hz.İsa'nın doğumunu kutlama geleneği yatmaktadır.
Geçmişi Eski Romalılara dayanan yeniyıl kutlamaları ile Noël şenlikleri temelde birbirinden farklı olmakla birlikte, adet ve gelenekler açısından karışmış vaziyettedir. Noël Yortusu (Christmas) adı verilen ve Hz. İsa’nın doğumu anısına 25 Aralık’ta gerçekleştirilen kutlamalar tamamıyla dinsel bir bayramdır.
Ayrıca, Hz. İsa’nın doğum gününün ne zamana denk düştüğü yoğun bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Doğu Hıristiyanları’nca 6 Ocak olarak hesaplandığı ve hatta bu günün nisan ayındaki bir zamana denk geldiği yönünde görüşlerin de ileri sürüldüğü bilinmektedir.

 

Noël, nisanda kutlanan Paskalya bayramıyla birlikte Hıristiyanlığın en önemli bayramları arasında yer almaktadır. Günümüzün Noël kutlamalarının vazgeçilmez folklorik unsurları arasında, Hz.İsa’nın doğumunun canlandırıldığı oyunlar sahnelenir, ışıklı ev, bahçe, cadde süslemeleri yapılır, hediyeler alınır, tebrik kartları verilir ve çam ağaçları süslenir. Çam ağacı süslemelerinin ilk kez 15. Yüzyıl’da Kuzey Avrupa’da ortaya çıktığı ve bu adetin eski Cermen ve Kelt dinsel geleneklerinden adapte edildiği ve meydanlara dikilen veya evlerde bulundurulan bir yeşil ağacın verimlilik, bereket ve üretkenliği sembolize ettiği kabul edilmektedir. Kuzey Avrupa halklarının Hıristiyan olmasıyla birlikte, Hıristiyan geleneğindeki Hayat Ağacı’nı temsilen Hz. İsa’nın doğum gününde yeşil bir ağaç süsleme ve dallarına çeşitli hediyeler asma adeti ortaya çıkmış ve 18. Yüzyıl’dan itibaren çam ağacı adeti Güney Avrupa Hıristiyanları arasında yayılmaya başlamıştır.

 

Noël kutlamalarının bütün adet, tören ve kökeni itibariyle tamamıyla dinsel bir bayram anlamına geldiğini unutmamak gerekir. Bu bayramın ve bayramla ilgili olarak yapılan adet ve törenlerin Müslümanlar’ca benimsenip uygulanması ise dinsel ve kültürel bir yozlaşma olarak görülmeli; böylesi bir tutumun, kendi değerlerimizden uzaklaşma ve başkalaşma sürecini hızlandırmaya oldukça elverişli bir durum oluşturacağı gözlerden uzak tutulmamalıdır.

 

1 Ocak’ta kutlanan yılbaşına gelince, böyle bir adet her ne kadar batı Hıristiyan toplumlarınca Noël’le birleştirilen bir kutlama olarak görülse de, miladi takvimi esas alan bütün uluslarca yeni yılın başlangıcı anısına kutlanan bir etkinliktir. Tarihin bilinen en erken dönemlerinden beri yeni yıl kutlamalarının bütün toplumların geleneklerinde mevcut olması, güneş ya da ay takvimini esas alan uluslar, yılın çeşitli mevsimlerine denk düşen ve genellikle tarımsal faaliyetlerden hareketle düşünülen farklı yılbaşı günleri ortaya koymuşlardır. Bugün dünya genelinde yılbaşı kutlamaları, dinsel bir bağlamdan öte kültürel bir anlam ifade etmekte; insanlar yeni yıla yönelik iyilik, bereket, refah, huzur ve barış beklentilerini yeni yıl kutlamalarında dile getirmektedirler. Ancak bu kutlamaları dinsel ve kültürel değerlerimize aykırı birtakım adet ve geleneklerle birlikte düzenlemek, kutlamalar esnasında kamuoyunu rahatsız edici ya da dinimizin emir ve yasaklarına, genel ahlaka ve toplumsal kurallara aykırı davranışlarda bulunmak, kesinlikle doğru değildir.

 

Yılbaşı ve Noël ile ilgili ele alınması gereken diğer bir konuda, bu kutlamaların günümüzde aşırı tüketim çılgınlığını simgeleyen bir eğlenceye dönüşmüş olmasıdır. Ayrıca bu durum, dünyada pek çok Hıristiyan tarafından da hoş karşılanmamaktadır. Fabrikaların daha çok çalışarak daha fazla mal üretmesine yol açan tüketim günleri, dünyamızın daha çok kirlenmesine, kaynakların daha hızlı azalmasına ve doğanın daha çok tahrip edilerek ısınmasına ve dengelerin bozulmasına neden olmaktadır.

 

Sonuç ise şudur: özellikle Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan müslümanlar, içinde yaşadıkları hakim toplumda yılbaşını kutlayan komşularına, bu onların kültürü ve örfü olduğu için, “yeni yıl – mutlu yıllar” dileğinde bulunabilirler, ancak “Hıristiyan inançları kapsamında bir ayin ya da kutlamaya katılmaları asla caiz değildir.
Yeni bir yıla girerken, geçmiş yılın ve yılların muhasebesini yaparak önümüzde kalan sınırlı zaman dilimini daha iyi kullanma bilinci kazanmamızı, yeni yılın bütün insanlara hayırlar getirmesini; yoksulluğun, açlığın, doğal felaketlerin yaşanmadığı, savaş ve terör gibi üzücü olayların son bulduğu bir dönem olmasını, yeni yılın bütün insanlığa huzur ve barış getirmesini dileyerek ellerimizi açıyor ve şöyle yalvarıyoruz:

 

"Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle. Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla." (İbrahim sûresi 40-41)

 

Amin...