Türkiye’de heran herşey olabilir diyenler sanırım bir kez daha yanılmadılar. Seçim sonrası gündem bir anda değişti, yazılı ve görsel basına bakıyoruz; haberlerin ana kaynağı futboldaki şike operasyonu oldu.
Türkiye’de heran herşey olabilir diyenler sanırım bir kez daha yanılmadılar. Seçim sonrası gündem bir anda değişti, yazılı ve görsel basına bakıyoruz; haberlerin ana kaynağı futboldaki şike operasyonu oldu. Kimse tutuklanan Askerlerden, Generallerden, liderlerin ortamı geren konuşmalarından, yemin etmeyen veya meclis toplantılarına
katılmayan milletvekillerinden, yeni kurulacak kabineden pek söz etmiyor. Onların yerini 2010 - 2011 futbol sezonu şampiyonu Fenerbahçe’nin gölge düşen şampiyonluğu aldı.
Peki şimdi ne olacak???
Soruşturmayı yürütenlerden, eldeki delilleri inceleyenlerden başka kimse bir şey bilmiyor…
Değişen Futbol Federasyonu, yargı kararını beklemeden, eldeki delillere göre ne karar verecek?
Avrupa Kupalarına katılacak takımların kısa bir süre içerisinde, UEFA’ya bilgi vermesi gerekir. Belki de UEFA Türkiye’deki bu karmaşık duruma el koyarak, bir karar verecek…
Edindiğimiz bilgilere göre operasyonu yürütenler, uzun süre öncesinden delilleri toplamışlar, soruşturma dokuz ay öncesinden başlamış.
Peki neden şimdi düğmeye basıldı?
Fenerbahçe’nin şampiyonluğu tescil edilmeden önce bu operasyon başlatılamaz mıydı???
Fenerbahçe çok büyük bir camia, acaba seçim sonuçlarımı beklendi?
Onu tam bilemiyoruz. Söylenenler, televizyonlarda ahkâm kesenlerin söyledikleri kendilerinden menkul yorumlar…
Kuşkusuz, bu konuda yargı en doğru kararı verecek, ak mı kara mı pek yakında ortaya çıkacaktır…
Fenerbahçe Türk futbolunun olmazsa olmazlarındandır. Geçmişe yönelik baktığımızda tarihi zaferlerle, şampiyonluklarla doludur. Türkiye’ye en güzel stadyumlarından birini kazandıran, gözaltına alındıktan sonra rahatsızlanan ve anjio olan Fenerbahçe Başkanının şike konusunda yargıya düşmesi büyük bir olaydır…
Şike operasyonu çerçevesinde başta Fenerbahçe Kulüp Başkanı
olmak üzere bazı kulüp başkanları, yöneticileri, teknik adamları ve bazı futbolcular gözaltına alındılar. Acaba bunu diğer futbolcular, kulüp yöneticileri, hakemler ve belki de gazetecilerin de katılacağı ikinci bir dalga takip edebilir mi?
Onu da şimdiden kestirebilmek gerçekten güç!!!
Türkiye’de bazı kritik maçlarda şikenin yapıldığı, teşvik primleri verildiği yıllardır söyleniyordu ama hiç kimse bu konunun üzerine bu kadar eğilmemişti. Söylenenler, söylentiden öteye gidememişti.
Şimdi Türk futbolu yönünden adeta bir milat başlatılarak, temiz bir sayfa açılacağını ümid ediyoruz.
Şike olayları var ise bunun mafya bağlantısı olabilir mi?
Önümüzdeki günlerde bunu da hep birlikte göreceğiz…
Aslında Avrupa’da bunun öncülüğünü 2004–2005 sezonunda İtalya yapmıştı. İtalyanların ünlü savcısı Antonio di Petro düğmeye basarak, kimsenin gözünün yaşına bakmamış, futbolda deprem oluşturan soruşturma başlatmış, Juventus gibi bir dünya devinin şampiyonluğu elinden alınarak bir alt kümeye düşürülmüş, orada eksi puanla lige
başlamıştı…
Anavatan’daki futbolumuz şimdi şike iddiaları ile çalkalanıyor… Futbol sektöründe trilyonlarca para dönüyor, yöneticiler başta olmak üzere futbolcular adeta dokunulmazlık zırhı içerisindeler. Ünlü olmaları bir yana parasal yönden de çok güçlüler… Her zaman söylediğim gibi bizim Anavatanımız da kas gücü bilim gücünün çok çok
üzerindedir. Böylesine paraların su gibi akıp gittiği ortamda her türlü çirkinliğin olması da doğaldır. Golcüye sakın gol atma, kaleciye gol ye, bu maça sakın çıkma gibi maddi çıkar karşılığı taleplerde bulunulabilir mi?
İnsan karakteri güçlü maddi tekliflere ne kadar dayanabilir?
Bence, araştırma ve soruşturmalar da geçmiş yıllara da inilmelidir. Bakın o zaman neler ortaya çıkacak!!!
Hiç unutmam yıllar öncesi Beşiktaş’tan Ankaragücü’ne geçen kaleci Zalad Galatasaray’dan sekiz gol yemiş ve sarı-kırmızılılar averajla şampiyon olmuştu.
Türk futbolunda elle atılan, hakemlerin görmediği (!) goller vardır.. Göz göre göre penaltıyı çalmayan veya hiç yoktan penaltı veren, maçı gereğinden çok uzatan hakemler vardır… Bence bunlar da bir bir ortaya çıkmalıdır….
Bir kaleci hatalı gol yer mi? Yer... Bir golcü yüzde yüz golü kaçırır mı? Kaçırır. Her yanlışı şike ile suçlamakta doğru değildir… Yıllar öncesi şampiyonluğuna saniyeler kalmış Beşiktaş kalecisi Fevzi topu ıskalamış ve Galatasaray şampiyon olmuştu. Bu bir şike miydi? Hayır, yalnızca kendine aşırı güvenen bir kaleci hatasıydı bence...
Şahsi düşünceme göre, Emniyet güçlerinin elinde sağlam dayanaklar olmalıdır. Böyle olmasa Fenerbahçe gibi bir kulübün üzerine bu kadar gidilirmiydi? Kısacası polis her şeyi adım adım izlemiş, konuşmaları, buluşmaları, sohbetleri değerlendirmiş… Telefon konuşmaları da işin cabası…
Ben birde gönül verdikleri takımların taraftarlarına üzülüyorum!!!
Ailesinin nafakasından keserek tuttukları takımların maçlarına, deplasmanlara giderek, üzülen ve sevinenlere, Avrupa’nın birçok Ülkesinden özellikle de Belçika’dan sırf maç izlemek ve o coşkuyu yaşamak için günübirlik Türkiye’ye gidip gelen o kadar meşakkate katlanan gurbetçilerimize üzülüyorum...
Şimdi acaba onlar bu olanlar için ne düşünürler???
Saygılarımla