BİR TAS SU, BİR LOKMA EKMEK VE VİCDAN.../ LEMAN KUZU

Deveye sormuşlar, boynun niye eğri; demiş nerem düz ki... Kusura bakmayın, etrafımda güzellikler, insanlıklar ve duyarlılıklar göremediğim için, sizlerle ancak olumsuz giden hayatı paylaşmam gerekiyor! Doğruları yazmam insanlık erdemidir!

Deveye sormuşlar, boynun niye eğri; demiş nerem düz ki... Kusura bakmayın, etrafımda güzellikler, insanlıklar ve duyarlılıklar göremediğim için, sizlerle ancak olumsuz giden hayatı paylaşmam gerekiyor! Doğruları yazmam insanlık erdemidir!
Bilmem sizin etrafınızdaki hayat nasıl? Umarım siz, güzellikler, duyarlılıklar içindesinizdir! Toplum olarak, yaralarımız, sıkıntılarımız hızla ilerlemekte...
Herşeyden önce, insana ve doğaya karşı sorumluluklarımızı bilmiyoruz... Çıkarımıza göre arkadaş ediniyor, insanların gözlerinin içine baka baka yalan konuşuyor, kendimizi olduğundan farklı göstermeye çalışıyoruz, bırakın hayvana ve doğaya saygıyı, insana da saygı duymuyoruz... Duyarsızlık hat safhada...
Kendimizden başka herşey yalan... Kapı komşumuzu tanımıyoruz; aç mıdır, susuz mudur, hasta mıdır, bir derdi mi vardır bilmiyoruz, paylaşmıyoruz ve  gerekte duymuyoruz! İnsanların suratını aval, aval seyrediyoruz!
Apartmanımızdan çıkan bir cenazeye, acaba ölen kimdi diye merakla bakıyoruz! Olmaz arkadaş olmaz, biz böyle bir toplum değildik...Komşumuz, kedimiz, kuşumuz ve köpeğimiz değerliydi... Yediğimiz içtiğimiz herşeyi onlarla da paylaşır, dertleri dinlerdik! Artık derdimizi dinleyecek insanlarda kalmadı! Kimse, kimse için ağzını açmıyor, açsa bile bahşiş istiyor! Acaba neden bu haldeyiz bilen var mı?
Hızlı teknoloji midir bizi bu hale getiren, yoksa travma mı geçiriyoruz, kendimize  sormak lazım! Bir sanal alemdir ki, almış başımızı gidiyoruz...Önemli konulara,  yaralara, vatan için yazılan, çizilenlere gözümüzün kenarıyla bakmıyoruz bile, nerde aşk-meşk, ıvır-zıvır, esmer-sarışın bazı objeler varsa, hayranlıkla inceliyor onlarca "beğendi butonuna" basıyoruz! O zaman bir gerçekle yüzyüzeyiz; ya duygularımızı  yitirdik, ya da bazı şeyleri hazmedemiyoruz... Karıncaları birbir öldürüyoruz... Kendimizden güçsüz her canlıyı eziyor ve acı da duymuyoruz...
Neden mi? Merhamet duygusunu yitirdiğimizi düşünüyorum! Tabii bu söylediklerim herkes için değil, içimizde yüreği sevgi ile dolu olan pek çok insan var... İşte bunlardan bazılarını bu makalemde sizlerle paylaşacağım! Doğruyu söylemek gerekirse sırada başka bir konu vardı işleyeceğim ancak, uzun süredir yazmayı planladığım ama bir türlü kaleme alamadığım bu hassas konuyu şimdi yazma gereği duyuyorum!
Neden mi? Birkaç gün önce, HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Üyesi DOHAYKO Sivas Temsilcisi Doç. Dr. Nurten TEZER hanımdan, adıma "Ben insanım diyen herkesin bilgisine" başlıklı bir mail aldım! Onlarca mail arasından dikkatimi çekmiş ve hemen okumak için zaman ayırmıştım! Tabii bu mail beni çok etkiledi...Sizde şu sıcaktan kavrulan hayvanlar için birşeyler yapın diyor, ama çaresizliğini, hayvanların vahim
durumunu anlatmakta zorlanır gibiydi, neden mi? Çünkü o, duygu taşıyan bir insandı!

İçi yanıyordu, yüreği dayanamıyordu ve vicdanı sızlıyordu! Aynı duygularla, HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Başkan Yardımcısı, aynı zamanda ADANA İŞKADINLARI derneğinin de kurucu başkanı olan Nesrin ÇİTİRİK hanım konuyla ilgili mail göndererek, duyarlı bir sesin kendilerini ne kadar mutlu ettiğini ifade ediyordu! Bende kendilerini tanımaktan çok memnun olduğumu ifade etmeliyim... Aman birbirimizi bulmuşken
kaybetmeyelim! Ne yazık ki, azınlıktayız! Ardından Suna SEZER hanım ve Sn. Erinç ONAT tüm bildiklerini, yani konuyla ilgili tüm bilgilerini benimle paylaştılar...
Kendilerine şükranlarımı sunarken, beraber çok şey yapacağız ve başaracağız diyorum! Yeter ki, insani duygularımızı kaybetmeyelim, insan olduğumuzu unutmayalım! Hayvanlarında acı duyduklarını, acıktıklarını, üşüdüklerini ve hasta olduklarını en önemlisi de, sevgiye ihtiyaçları olduklarını unutmayalım!
Hayvanlarda doğanın bir parçası... Bakınız, şirkette masada gördüğüm bir karıncayı not kağıdının üzerine alıp dışarı bırakıyorum! Eminim şu an bazılarınız  gülüyorsunuzdur, hadi canım diyor ciddiye almıyorsunuzdur...İnanın tepkim bu!!
Çiçeği dalından koparırken bile duygusallaşıyorum, çünkü ben bir insanım!
 
Evimin balkonuna yaz-kış bir tas su, bir lokma birşeyler bırakırım, kuşlarım mutlaka balkonuma uğrar sularını içer, bisküvilerini yer giderler...Ayrıca kapı önlerine  yaz-kış ben ve birkaç duyarlı arkadaşım yoğurt kovalarına su ve bir lokma yiyecek  mutlaka bırakırız! Bu, insanlığın gereğidir ve insanlık erdemidir! Kim ne derse desin, kim nasıl yorumlarsa yorumlasın, hislerimi hiçe sayamam, saydırtmam!!! Çünkü, duygu taşıyorum! Evet, sokakta yaşamaya çalışan hayvanlar zaman zaman olmadık işkencelere  ve hatta katliamlara maruz kalabiliyor. Bu tarifi imkansız bir acı, apayrı bir kalpsizlik…
Evlerde yaşayanlara, yaşatılanlara da engel olunmaya çalışılıyor. Özellikle de can dostlar köpekler için.Bir köpeğin, bir kedinin veya bir başka hayvanın dostluğunu kazanmak sessiz yaşanan bir ayin gibidir; onların bakışlarında bir sır perdesi ve gizem saklıdır... Siz, o gizemi hiç hissetdiniz mi? Hayatlarına bir hayvanı kabul etmeden yaşayanların eksik yaşadıklarına inananlardanım! Ama yine de bugüne kadar bir hayvanınız olmasa da, sokak köpeklerinin size nasıl baktıklarına, gözlerinin içine sizi nasıl çektiklerine dikkat ettiniz mi; işte bunun farkına vardığınızda herşey
anlaşılacak bence....Çevremizde çeşit çeşit hayvanlar var, bunların çoğunun yararı var bizlere...Sadık köpeklerimiz bekçidir bahçemize, kediler neşe kaynağıdır, kuşlar ötüşleriyle iç açar, daha ne olsun! Biliyorum hayvanlarla ilgili olan makalem için geç kaldım dolayısıyla tüm can dostlarından özür dilerim!
Evet, can dostları yaşam bir bütündür; insan, doğa ve hayvan bir bütünü oluşturur! Tüm doğaya karşı sorumluluk içinde olmalıyız!  Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi 15 Ekim 1978 tarihinde Paris’teki UNESCO Merkezi’nde törenle ilan edilmiştir. Bu metin, 1989 yılında Hayvan Hakları Birliği  tarafından tekrar düzenlenerek 1990 yılında UNESCO Genel Direktörü'ne sunulmuş ve aynı yıl halka açıklanmıştır.
http://www.kedimveben.com/haklar.htm (inceleyin lütfen)
Hepimiz birer yıldız olmalıyız, karanlık olduğunda ortaya çıkmalıyız... Yani zorda kalan herkes ve herşey için...Ülkemizde hayvan barınakları çoğaltılmalı, sokakhayvanları koruma altına alınmalı!...Şimdi bazılarınızın amaaan, millet düşmüşgeçim derdine, bunun da konu ettiği şeye bak dediğinizi duyar gibiyim! Haklı olabilirsiniz belki ama günümüzde bazıları tarafından tüm değerler yitirilmiş bir durumda, komşuluk, akrabalık, sevgi, saygı, hoşgörü vs...Komşum düşüp ölse haberim olmayacak, hayvanımı düşüneceğim diyorsanız; vicdan sizin, Sevgili Mahmut Aşkar hocam'ın
dediği gibi sizi alkışlayacak halim yok! Benden alkış beklemeyin!
 
 
http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/1107/default.aspx  (Gizemli dünya'ya girin)

www.haytap.org   www.dohayko.org (Lütfen ziyaret ederek üye olunuz)
 
Tüm Can Dostlarına Sevgilerle,
 
ÖNEMLİ NOT: Facebook'un ilk çıkış zamanını bilenlerdenim! Ancak Facebook'a ayıracak zamanımın olmayacağını düşündüğümden bugüne kadar üye olmadım ve bundan sonra da üye olmayı düşünmüyorum! Ancak elleri boş, ayakları boş, ağızlarında sakız, önlerinde
bir bardak demli çay olan, milleti takip eden, özendikleri insanın taklitiyle hayatlarını sürdüren ve her defasında kendilerini tanıdığım güne lanet okuduğum, çirkef, her türlü düzenbazlık ve rezilliğe müsait, cici küçük kadınlar tarafından adıma Facebook sayfası açılmış ve bazı insanlar aptal yerine konulmuştur! Bu konuda, beni uyaran sevgili  arkadaşım Selenay'a sonsuz teşekkürler! Dolayısıyla hakkınızda gereken yasal işlemleri
başlatacağımı bildirmek isterim! Şimdi yazılanları iyi okuyun; bakınız benim topluma, doğaya, çiçeğe, böceğe ve tek başıma büyüttüğüm evladıma karşı, sorumluluklarım var...İnanın sizler kadar lay-lay-lom yapacak vaktim yok! Bırakın masum cici kız, prenses, iş kadını rollerini
de asıl hayatınıza, yaşadığınız yere bakın! Yaşamınızla rolleriniz birbirine uymuyor!
Hani şu televizyonun sesini son ses açmıştınız ya:)))) Hani şu Almanya vardı ya:)))) yahu onun, bunun suçu ne... Millet'e niye küsüyorsunuz:)))) Ayağınızdaki engelleri görün! Önce arkanızın sümbülünü içeriye alın, sonra da ağlanacak halinize oturun gülün... Biraz medeniyet öğrenin, biraz insan olun ve biraz insanların mutluluğuna gölge düşürmekten üzüntü duyun!
Size acıyorum, yazık sizlere...Çünkü, siz hiçbir zaman insan olmayı beceremeyeceksiniz... Zavallı yaratıklar.... Bu arada, yıllar önce çalıştığınız kolejin iflası nedenini, kolejin çarşaflarını hatırlatmak isterim! Kısaca topunuz insan değilsiniz, yüzünüzdeki maskeyi birgün mutlaka
düşüreceğim! Buna emin olun! Kiminle aşık tokuşturduğunuzu öğrenecek, haddinizi bilecek ve gölgemde ezileceksiniz! Bekleyin! Sizi küçükler, sizi...
Bu arada, foterinizi kaç paraya sattınız:))))
 
-Yaman mı ettim, bilmediklerinizi öğrettim....
-Yaman mı ettim iş-güç sahibi ettim....
-Yaman mı ettim şeklinizi-şemalinizi değiştirttim...
-Yaman mı ettim size model oldum! Yönünüz değişti...
 ..................................................Hey gidi günler hey!
 
Ne kadar çok insanla tanışırsam, köpeğimi o kadar, daha çok seviyorum/ RUS ATASÖZÜ
 
Sevgili okurlarım, bu cümleleri sarf ettiğim için sizlerden özür diliyorum! Aslında bu tarzlara cevap verme gereği bile duymuyorum ama, bazı okurlarımla benim adıma sohbet edilmiş, insanlar aptal yerine konulmuştur! Şeytanın aklına bile gelmeyecek şeyler yapmışlar... Dedim
ya, bunlar tam bir İblis! Bağışlayın, bunu yazmaya mecbur ettiler beni...İnanın doğruları  söylerken bile utanan, kızaran ben, kaldı ki insanlara iftira atan, çirkeflik yapan insanları da  Allah'a havale ediyorum! Allah sizi bildiği gibi yapsın!
 
 
Leman KUZU
İstanbul, 24/07/2011
kuzuleman@yahoo.com