En mükemmel kadın, çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır. / Goethe
En mükemmel kadın, çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır. / Goethe
Düşünüyorum da Türkiye de kadın olmak zor iş vesselam... Türkiye’de kadın olmak Amerika’da zenci olmak gibi... Türkiye de kadın olmak özgürlük için mücadele etmeyi gerektiren bir durum gibi. Özgürlük için mutlaka savaşmalıdırlar. Kimse savaşmadan bir şey vermez onlara. Mutlaka çile çekmeleri gerekir. Türkiye'de kadın olduysanız yıllardan beri süregelen birçok sıkıntıyı defalarca yaşamışsınızdır.
Ayrıca ister Avrupa, ister Amerika, isterseniz Avrasya birliğine giriniz durum değişmiyor. Kim ne derse desin, kim nasıl yorumlarsa yorumlasın, kadın ve erkek arasında süre gelen eşitsizliğin giderilmesi, toplumdaki yerinin iyileştirilmesi ve sosyal adaletin sağlanabilmesi için düşünerek yol alınması en doğru karar. Emansipasyon kavramı, yani "Aynı seviyede olma durumu" diğer bir deyimle eşitlik. Demek istediğim, erkeklerin gücü kadar gücümüz olmasa da, değer olarak eşit olmayı hak etmeliyiz. Kısaca emansipasyon, eşit muamelenin olmasına vurgu yapar. Ama bu söylenenler sadece vurguda kalır.
Lakin Türkiye de kadın olmak, değeri bilinmeyen bir elmas parçası olmaktır çoğu zaman… Her çileyi çektirmek, sonrasında ise defalarca aşağılanıp sokaklara atılmak, sokak ortasında otuz küsür yerinden bıçaklanmak, yakılmak sokak ortasında, egoların tatmini vs... Kadın hala sofrada öküzümüzden sonra geliyor. Öyle ki dürüstlüğün ve namusun tek odağı kadın oluveriyor.
Tüm savunmasızlığıyla kadın tecavüze uğruyor ancak aynı arabada mahkemeye gittiği tecavüzcüsüyle evlendiriliyor. Kardeşi vefat eden şerefli bir erkek yengesiyle evlenebiliyor. Durun bakalım, bir de kampanyalarımız var; bu daha da önemli bir hal alıyor... "Haydi kızlar okula" diyoruz ya da erkekten izin isteyen "Baba beni okula gönder" kampanyalarımız devam ediyor. Kızlar artık okula da gidebiliyor. Bir başka ilginçlik daha; ülkemizde hayvan hakları, engelli hakları ve kadın hakları mevcuttur. Elbette bu durumda erkek haklarından bahsetmek komik olur. Malum, hakkı sunan güçlü erkeklerdir. Oysaki sosyal adaletimiz; eşit şans tanınması, çalışma, eğitim-öğretim ve seçme-seçilme hakkını kapsıyor.
Peki, bu saydıklarımız uygulanıyor mu? Elbette bu sorunun yanıtını vermek oldukça zor. Bunları gördükçe kendimi konuşan robotlar gibi hissediyorum... Kadının bir ana, bir bacı, bir arkadaş, bir doktor, bir öğretmen yani kısacası kadının bir insan olduğunu kabullenemeyen süper beyinlere, kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin diyen sefil varlıklara, kadına el kaldırmayı marifet bilen
acizlere hep beraber DUR diyelim. Ne acıdır ki, bunu yapanlar dünya'nın en güçsüz erkeğidir, bilmenizi isterim. Tabii, bu söylediklerim herkes için geçerli değil, etrafımızda ne kadar mütevazi, eşine değer veren, adaleti sağlayan ve onunla mutluluğu yakalayan pek çok insan var, işte bu noktaya gelmiş insanları sevgiyle selamlıyorum.
Kadın toplumda belli bir yeri olan ve insanca yaşamayı hakeden bir varlıktır. Bunun için mücadele etmek en doğal hakkımızdır. Bakınız öncelikli durumlardan biri, kendimizi bir obje durumuna getirmemeliyiz. Bizler insanız, nesne değiliz...Yıllarca bir mal olarak bakılmışız afedersiniz...Neden mi? İşte bir örnekle açıklık getireyim; hiçbir zaman kız istemeye gittiklerinde fikirleriniz nelerdir, bu ülke hakkında neler düşünüyorsunuz, ya da gelecekte hedefleriniz nelerdir diye sorulmamıştır müstakbel geline... Aaaa güzel olması, boylu-poslu olması, güzel yemek yapıyor olması en önemli kriterdir...
Gelinin düşünen beyni önemli değildir. İşte bu yüzden ayrılıklar, bu yüzden mutsuzluklar vs... Kendimize de kızıyorum yahu, bu sosyal paylaşım siteleri yok mu, hani şu kendimizi tanıyamaz olduğumuz siteler, yahu bazıları resmen gel beni al der gibi (tam bir obje)...O cilve, o kadınsı bakışlar yok mu deli ediyor beni, hani insan fotoğrafta da adam gibi durur. Ya cici kız rolündeyiz, ya bilmişlik rolünde, ya sevimli polyanna görüntüsü, ya kırmızı giyip ağzımız kulaklarımıza varıncaya kadar gülme modu, (yahu resim çektirirken bu kadar gülecek ne var Allah aşkına)
Ya başımızda ağırlığımız kadar bir foter (Elizabeth Taylor modeli, oysa ki ömrümüzde takmamışız o foteri) ya elimizde kalem, ya bir şeker, ya da huri melek vs... Hani şu sağlık sorunumuza kadar paylaşım yapıyoruz ya olacak şey değil, yarın ameliyat olacam, yarın uyuyacam, yarın kalkacam, yarın aile saadeti yaşayacam vs... Ay bunlar ne kadar komik ve bir o kadar da vahim şeyler... Yahu ne haya kalmış, ne edep, ne de gizlilik. Herşeyimiz ay gibi ortada vesselam. Lütfen kendinizi obje durumuna getirmeyin, insan gibi duruşunuz olsun!
Basit kadın; güzel olmayı, zeki olmaya tercih eder. Çünkü basit erkekte, zekayı anlayacak kafa değil, güzelliği görecek göz vardır. / Anton Pavloviç Çehov
Bakınız, derdim derin fazla yormayın beni. Biliyorum ki, birçok kadının ruhunda bir erkeğin açtığı derin yaralar var. 8 Mart'ın kutlanması şu durumda sadece ironik. Ağlayan bir çocuğun ağzına bir parmak bal çalmak , eline elma şekeri tutuşturmak gibi. Hani şu belediyelerin, siyasi partilerin vs. ellerimize sıkıştırdıkları karanfiller yok mu, deli oluyorum... Yahu yapay duruyor, yapmayın Allah aşkına, o karanfilleri bizlere vereceğinize daha mantıklı işler de kullanın. Örneğin, aile ekonomisini derleyen-toplayan gizli kahraman kadınları, oğlunu vatan'a şehit vermiş anneleri, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalarak büyüyen, yaşayan ve ölen kadınları yad eyleyin. Uzmanlar tarafından konferanslar verin, sempozyumlar düzenleyin vs...
Yok canım olur mu, şöyle haber sitelerine falan bakıyorum da nerde bir zengin, şöhret sahibi, hali-vakti yerinde bir kadın varsa onlar davet edilmiş yurtdışına, yemeğe, içmeye, yılın kadını olarak değer biçilmeye vs... Ya da herhangi bir bayram şenliğine ya siyasetten biri ya da zengin, makam sahibi birileri davet ediliyor, bizde de iş yok canım, herşeyi hakediyoruz aslında, işimiz-gücümüz yaltaklık. Desem ki bir garibanı, sıradan bir vatandaşı ya da bir şehit anasını davet edin, yedirin, giydirin, onurlandırın burun bükersiniz... Yahu sizin yaptığınız ekmeğe tereyağı sürmek, onlar zaten rahatlık içinde yaşam sürüyorlar. Birde sizin tereyağınız onlara bal-kaymak oluyor. Ne diyeyim kalbiniz sızlamasın inşallah...
---Gönül ister ki; kadınlar ensest kurbanı olmasın!
---Gönül ister ki; kadınlar eşya gibi pazarlanmasın!
---Gönül ister ki; kadınlar fikirlerini açıkça söyleyebilsin!
---Gönül ister ki; kadınlar bir paçavra gibi kullanılıp atılmasın!
---Gönül ister ki; kadınlar çocuklarını aile ortamında yetiştirsin!
---Gönül ister ki; kadınlar obje gözüyle algılanmasın!
---Gönül ister ki; güçlü bir kadın, 50 kiloluk çırpı kocasından dayak yemeyi kendine hak görmesin!
---Gönül ister ki; 8 Mart çiçekleri sadece kariyer sahibi kadınlara değil, tüm kadınları içine alsın!
---Gönül ister ki; hepimiz ama hepimiz insan gibi yaşamayı kendimize yakıştıralım.
Evet, taktir edersiniz ki, Cumhuriyetimizin odak noktasında yer alan kadınlarımızın, modern ve çağdaş Türkiye'nin kurulmasındaki önemi ve başarıları oldukça büyüktür. Çağdaş Türk kadınına yakışır bir şekilde yaşam sürmenizi dilerken, bu özel gününüzü de tebrik ediyorum!
DEĞERİNİZİ KENDİNİZ BELİRLEYİN.... SİZ DEĞERLİSİNİZ, BUNU UNUTMAYIN...
MUTLU YARINLARDA BULUŞABİLMEK DİLEĞİYLE... İYİ BAKIN KENDİNİZE!
KOYUN OLMAYI REDDEDEN KUZU'DAN TÜM DOST OKURLARA 8 MART ARMAĞANIDIR...
Kişiye Özel Notlar: TV program sunumu teklifleriniz için teşekkürler, bu teklifler son 3 yıldır yapılıyor
ancak ben böyle iyiyim. Şöhreti ve siyaseti hiç bir zaman istemedim ve istemiyorum da, dedim ya ben
böyle iyiyim. Meraklılarına teklifi götürürseniz daha yerinde olur...Üstelik artık TV-MVİ kalmadı ki,
herkes istediği yerden sesini duyurabiliyor. Onlar yıllar önceydi, artık sade yaşayan vatandaş revaçta...
Kendimizi kasmayalım.
Şimdi farkı anlıyor musun, şeker kız candy? Sizin içiniz geçiyor, temcit pilavı gibi ısıtıp-ısıtıp ortaya koyuyorsunuz kendinizi, ama ben tek kalemde reddediyorum ;) Bu da size özel gün armağanımdır, hadi bakalım şimdi kasın kendinizi ;)
Bu söylediklerim bazı siyasiler içinde geçerlidir, kendinizi bu kadar kasmayın, sürekli geçersiz yasa teklifi
verip, halka kendinizi birşeyler yapıyormuş modunda göstermeyin..İcraat bekliyoruz, geçersiz yasa
teklifleri değil...Ben uyarımı yapayım da, siz eğlenmenize devam edin, ne oldum delisi olmayın!
Şunu da unutmayın, kendinizi birşey sandığınız o koltuk, birçok insanın hayali iken, benim istemediğim
yerdir... Buna kendiniz gibi, şerefiniz gibi inanın lütfen!