Belçika'da Türk toplumunun şerifi olduğunu sanan medya gladyatörü zatı muhteremin kıskançlık hastalığı yine nüksetmiş. Kendisi gibi minik kafalı kuşunun ağzıyla konuşmuş üstü örtülü olarak kıskançlık duygularıyla kendi aklınca bizlere saldırmış ve alay etmiş.
Belçika'da Türk toplumunun şerifi olduğunu sanan medya gladyatörü zatı muhteremin kıskançlık hastalığı yine nüksetmiş. Kendisi gibi minik kafalı kuşunun ağzıyla konuşmuş üstü örtülü olarak kıskançlık duygularıyla kendi aklınca bizlere saldırmış ve alay etmiş.
Sarı basın kartı olduğunu öne süren bu zat toplumdan kırmızı kart yediğini unutmuş sağa sola saldırmayı kendisine marifet sayıyor. Atalar ne demiş 'boş tenekeden çok ses çıkar'.
Toplumdan dışlanan medya gladyatörü, toplum şerifi hıyarlı konuşmalarına devam etsin. Ancak toplum onun ne olduğunu çok iyi biliyor.
Bizler mendil açmıyoruz. Şantajla tehditle reklamda almıyoruz. Ayın bitimine 3-4 gün kala gazete çıkarıp aylık gazete diye toplumu aptal yerine de koymuyoruz. İki gazete çıkarıp reklam avcılığıda yapmıyoruz.
Mesleğe saygı gereği hakkımız olan kurumsallaşma düşüncesi belliki bu şerifi kızdırmış. Yıllardır bu mesleği yaptığını ileri süren sarı basın kartlı bu zatı muhterem, şimdiye kadar neden kurumsallaşma yolunda öncülük etmedi. Kendisinden başkalarını beğenmeyenler, toplumdan uzaklaştıkça agresifleşmekte.
Gazetecilik topluma şeriflik taslamak, onu bunu aşağılamak, ona buna hakaret etmek değildir. gazetecilik saygın ve değerli bir meslektir. Sarı basın kartı almak marifet değildir. Marifet toplumuna mesleğin saygısı içerisinde hizmet etmektir. Duayen diye geçinenlerin artık bunları öğrenmesi gerekir.
Kimse bizim yasal hakkımız olan dernekleşme fikrimizden rahatsız olmasın. Bu mesleğe saygınlık kazandırmak için, şantaj yayıncılıktan, seviyesiz hakaret dolu yayınlardan uzak meslek ilkelerine saygılı toplumsal değer yargılarını ön plana çıkaracak çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Şerif istemediği içinde doğru bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz...
