Aslında Suriye'de olup bitenleri anlayacak biri varsa o da Türkiye. Çünkü Türkiye son 40 yılını sağ-sol, Alevi-Sünni ve PKK çatışmalarıyla geçiren bir ülke. Son bir ayda PKK saldırılarında ondan fazla asker ve güvenlik elemanı öldürüldü.
Aslında Suriye'de olup bitenleri anlayacak biri varsa o da Türkiye. Çünkü Türkiye son 40 yılını sağ-sol, Alevi-Sünni ve PKK çatışmalarıyla geçiren bir ülke. Son bir ayda PKK saldırılarında ondan fazla asker ve güvenlik elemanı öldürüldü.
Tüm bunları Suriye'de bulunduğum bu günlerde düşünüp durdum. Çünkü bir zamanlar Türkiye'de olduğu gibi bazıları Suriye'de iç savaş çıkartmaya çalışıyor. 'İç savaş' diyorum çünkü gerçek durum bu. Örneğin Hula'da yaşananlar. Bu katliamı Hür Suriye Ordusu'na bağlı silahlı gruplar gerçekleştirmiş ve öldürdükleri insanların kanı üzerinden prim yapmaya kalkışmışlardır.
HULA HALKI ALEVİ VE Şİİ
Hula katliamına kıyameti koparanlar Hür Suriye Ordusu'na verdikleri her türlü silahlı ve parasal desteği saklamıyorlar. Esad'a 'Annan Planı'nı uygula' diyen bu ülke ve güçler, plana göre Hür Suriye Ordusu'na verdikleri silahlı yardıma son vermekle yükümlü olduklarını unutuyorlar. Bu gruplara parasal, siyasal ve silahlı desteklerini artırıyorlar. Amaç Suriye'de iç savaş çıkartmak. Şaşırtıcı olan Ankara'nın olup bitenleri ve bunların Türkiye ve bölge yansımalarını görmemesidir. YİNE ÇOK ACI ÇEKECEĞİZ Suriye'deki durumun ve bu durumdan dolayı başta Türkiye olmak üzere tüm bölgenin çok tehlikeli gelişmelerle karşı karşıya kalabileceği endişesini taşıyor ve bu coğrafyanın tüm halkları adına üzülüyorum. Üzülüyorum çünkü bir kez daha klasik Batılı emperyalist ülke ve güçler kazanmak üzere. Çünkü yüz yıldır olduğu gibi bir kez daha biz bu coğrafyanın halkları çok acı çekeceğiz. Hiç kimsenin kısa vadeli çıkarlarla davranma hakkı yok. Hiç kimsenin dar kişisel, grupsal, mezhepsel, siyasal önyargı, dürtü, saplantı ve çıkar hesaplarıyla davranma hakkı yok ve olmamalıdır. Suriye'ye demokrasi emperyalist ülke ile onların çağdışı ve ilkel Suudi Arabistan ve Katar yönetimlerinin pis oyunlarıyla gelmez ve gelmeyecektir. Irak, Afganistan, Somali, Libya ve Yemen'de her şey ortada. Demokrasi haçlı-siyonist ittifakın umrunda değil. Mısır'da yapılan son başkanlık seçimlerine katlıma oranı % 42. 'Arap Baharı' ülkeleri Tunus, Fas ve Cezayir seçimlerinde oranlar aynı. Hiç kimse bu insanların neden sandığa gitmediğini sorgulamıyor. Hiç kimse 15 ay geçmesine rağmen % 70'i 'Sünni' olan Suriye halkının, eşi 'Sünni' olan 'Alevi' Esad'a karşı neden ayaklanmadığını ya da ayaklanmış olan 'Sünni' silahlı gruplara destek verip sahiplenmediğini sorgulamıyor. Hem de Hula'da, Şam'da, Halep'te, Deyr-i Zor'da ve diğer şehirlerdki katliam ve intihar eylemlerindeki vahşete rağmen Çünkü Hula halkı, Esad'dan yana. Çünkü Hula halkının büyük bölümü Alevi ve Şii. Çünkü Hula'da öldürülenlerin büyük bölümü tehditlere rağmen son seçimlere katılmış ve parlamentoya girmiş bir milletvekilinin akrabaları. Çünkü Hula ve çevresinde Suriye ordusu yok ve o bölge silahlı grupların kontrolünde. Çünkü katliamdan sonra BM'ye bağlı gözlemciler bile oraya girememişti. Peki bu katliam neden yapıldı? Yapıldı çünkü silahlı gruplar bunu hep yapıyor. Her BM Güvenlik Konseyi toplantısından önce dünya kamuoyunu hazırlamak ve Rusya'yı sıkıştırmak için silahlı gruplar katliam yapıyor. Annan Planı kabul edilme sürecinde silahlı gruplar katliam yapmıştı. Hula'da olduğu gibi Annan'ın her Şam ziyaretinden önce silahlı gruplar katliam yapıyor. Bir haftadır Suriye'deyim ve birçok yeri gezmeye çalışıyorum. 'Çalışıyorum' diyorum çünkü silahlı gruplar yol kesiyor ve bazı bölgeleri kontrolunda tutuyor. Tıpkı 1993-1998 döneminde PKK militanlarının geceleri Güneydoğu'da bazı köy, kasaba hatta şehir ve ana yolları kontrol edebildikleri gibi.