Avrupa'daki STK'lar AB'nin İsrail Politikasını Eleştirdi

22 Avrupalı STK, Avrupa Birliği'ni İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki yerleşim politikasına yardımcı olmakla suçladı.

22 Avrupalı STK, Avrupa Birliği'ni İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki yerleşim politikasına yardımcı olmakla suçladı.

Aralarında kiliselerin, insani yardım ve insan hakları örgütlerinin olduğu 22 Avrupalı Sivil Toplum Kuruluşu (STK), Avrupa Birliği'ni (AB), İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki yerleşim politikasına yardımcı olmakla suçladı.

Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç, Norveç, Finlandiya ve Danimarka merkezli kilise yardım kuruluşlarının öncülüğündeki sivil toplum kuruluşları tarafından ortaklaşa hazırlanan raporda, AB'nin resmi pozisyonu "Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim yerleri uluslararası hukuka göre gayrı meşrudur, barışa engeldir ve iki devletli çözümü tehdit etmektedir" şeklinde ifade edilse de, takip edilen politikaların bu yaklaşımla çeliştiği vurgulandı.

Raporda, uyguladığı politikalarla İsrail'in yerleşim politikasının devamına yardımcı olan AB'nin gayrı meşru Yahudi yerleşim yerlerinden yaptığı ithalatın Filistinlilerden yapılan ithalatı 15'e katladığı belirtildi.

Raporda, halen Batı Şeria topraklarının yüzde 42'sine gayrı meşru yerleşimlerle tecavüz eden ve su kaynakları ve tabii zenginliklerin çoğunu sömüren İsrail'in bir taraftan iki devletli çözümü imkansız hale getirirken diğer yandan gayrı meşru yerleşim yerlerinden AB'ye hurma, narenciye, kozmetik ürünleri, tekstil ve oyuncak başta olmak üzere yılda 300 milyon dolarlık ihracat yaptığını, böylelikle AB'nin Filistin topraklarındaki sözde İsrail egemenliğini pratikte kabul ettiği kaydedildi.

-"AB yerleşimlere zımnen rıza gösteriyor"

22 Avrupalı sivil toplum kuruluşunun ortak raporunda, "(Yahudi) Yerleşimlerin İsrail'in parçası olmadığı konusundaki sağlam duruşuna rağmen Avrupa bu yerleşimlerin ürünlerini, menşei 'İsrail' olarak ithal ederek İsrail'in egemenliğini işgal altındaki topraklara genişletmesine zımnen rıza göstermektedir. Bu ürünler Avrupa'daki birçok satış noktasında yanıltıcı 'İsrail malı' etiketiyle satılarak tüketicilerin de AB yasalarında güvence altına alınan alışverişte doğru bilgilenme hakkı ihlal edilmektedir. Bunun sonucunda birçok Avrupalı tüketici istemeyerek de olsa yerleşim politikasını desteklemekte ve insan hakları ihlallerine hizmet etmektedir" tespiti yapıldı.

Buna ilaveten bazı Avrupalı şirketlerin Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşimlerinde yatırım yaparak ve faaliyet göstererek İsrail'in politikalarına hizmet ettikleri aktarılan raporda, bunlara örnek olarak İngiltere ve Danimarka ortaklığındaki güvenlik şirketi G4S, Fransa'dan demiryolu taşıtları ve santral üreticisi Alstom ile su ve atıksu işletmelerinde uzmanlaşmış Veolia ve Almanya'nın dev çimento üreticisi Heidelberg Cement gösterildi.

Raporda AB de araştırma-geliştirme fonlarıyla İsrail'in yerleşim faaliyetlerine "doğrudan destek sağlamakla" suçlandı.

Avrupalı sivil toplum kuruluşlarının raporunda, bu durumu tersine çevirmek için AB'ye ve üye ülkelere, Yahudi yerleşimlerinden ithalatı durdurmaları, yerleşim faaliyetlerine dolaylı ve doğrudan destek sağlayan kişiler, kuruluşlar ve şirketleri caydıracak önlemler almaları çağrısı yapıldı.

Rapora önsöz yazan Hollanda eski Dışişleri Bakanı Hans van den Broek, bugüne dek İsrail'in yerleşim faaliyetlerini kınarken eyleme geçmekte başarısız olan AB'nin "iki devletli çözümü gerçekten muhafaza etmek istiyorsa gecikmeden eyleme geçmek ve öncülük yapmak zorunda olduğunu" vurguladı.