KADINLARIN KAÇ ÇOCUK DOĞURACAĞI DEĞİL YAŞAM HAKKINI NASIL KORUYACAĞIZ GÜNDEMİMİZDE OLMALI? Celil GÜNDOĞDU

Hükümetlerin görevi kadınlarımızın kaç çocuk doğuracağını dizayn etmek değil, kadınlarımızın yaşam tarzını yükseltecek onların yaşamlarını güvenli bir ortamda sürdürebilecek, kanunları yapmak ve sağlamaktır.

Bilindiği gibi bu gün '8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü' bu gün dolayısıyla tüm kadınlarımızın 'Dünya Kadınlar Günü'nü öncelikle tebrik ediyoruz.

Kısaca önce bu günün anlamı ve kutlanması ile ilgili bir iki nutu paylaşalım. "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm dünya kadınlarının kutladığı uluslararası bir gündür.  1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı’nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı tüm kadınları için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı. Türkiye’de 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984′ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya başlandı.

Ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde saygınlığı korunması gereken kadınlarımızın taciz, darp ve ölümle sonuçlanan vakalarla karşı karşıya kalması insanlığın büyük bir ayıbıdır.

Bizim inancımızda "Cennetin analar ayakları altında" olduğu gerçeği gözönündeyken, bu gün ana olan veya olacak olan kadınlarımız cehalet ve töre hukukuyla ezilmekte, dışlanmakta hatta katledilmekte.

Dünyanın değişik coğrafyalarında farklı metodlarla ezilen, horlanan ve katledilen kadınlar, ülkemizde de sokak ortasında kurşunlanıyor, bıçaklanıyor, darp ediliyor ya da tacize maruz kalıyor.

Ülkemizde her geçen gün artan kadınlara yönelik şiddet, töre cinayetleri ile köklü mücadele edilmesi gerekirken, iktidarın kadınların doğuracağı çocuğun 3'mi, 5'mi olması ile ilgili sanal gündemi, gerçek gündemi ne yazıkki kapatmakta.

Önemli olan Kadınların kaç çocuk doğuracağı değil. Doğuracağı çocuğu ve kendisinin güvenli bir ortamda nasıl yaşam sürdürebileceği olmalı? Kadına 3-5 çocuk yap diyen iktidar, kadının doğuracağı kız çocuklarınında annesi gibi töre ve maganda cinayetlerine kurban gitmeyeceğinin teminatını verebiliyor mu? Çocukların huzurlu, sağlıklı, ekonomik ve güvenli bir ortamda yaşayabilecek mi? bu sorular üzerinde gündem oluşturmak daha anlamlı ve daha yararlı olur.

Hükümetlerin görevi kadınlarımızın kaç çocuk doğuracağını dizayn etmek değil, kadınlarımızın yaşam tarzını yükseltecek onların yaşamlarını güvenli bir ortamda sürdürebilecek, kanunları yapmak ve sağlamaktır diye düşünüyorum.

Sesli çığlıkların yanında yüzbinlerce sessiz çığlığı olan kadınlarımızın koca dayağı, töre cinayeti, taciz ve saldırılardan uzak bir dünyada yaşamalarını sağlayacak günlerin ve düşüncelerin hakim olacağı yarınları özlemle bekliyoruz.

Ülkemizin güzel tablosunu kirleten, kadında şiddeti ifade edeni kadınlarımızın yüzlerindeki korku ve endişeden uzak, yüzlerin bahar çiçekleri gibi hayata açacağı tabloya imza atanların çoğalması dileklerimle.

Tokat, tekme ve cinayete maruz kalan kadınlarımızı başlarına taç edebilecek yürekli bayların çoğalması en büyük arzumuzdur.

Kadınlarımıza huzur ve mutlu yarınlar diler, tüm kadınlarımızı özekllikle emekçi kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum....