Katar'ın başkenti Doha'daki patlamaların ardından İsrail ordusu, Hamas'ın üst düzey isimlerine hava saldırısıyla suikast düzenlediğini bildirdi. Suikast'tan üst düzey yetkililer kurtulurken, çalışanlardan şehitlerin olduğu söylenmekte.
Katar'ın başkenti Doha'daki patlamaların ardından İsrail ordusu, Hamas'ın üst düzey isimlerine hava saldırısıyla suikast düzenlediğini bildirdi. Suikast'tan üst düzey yetkililer kurtulurken, çalışanlardan şehitlerin olduğu söylenmekte.
Trump'ın saldırıya onay verdiği aktarıldı
Al Jazeera'ya konuşan ve adı açıklanmayan Hamas yetkilisi, İsrail saldırısının, ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv ile Hamas arasında yeni bir esir takası anlaşmasına varılması için sunduğu yeni taslağın görüşüldüğü toplantı sırasında düzenlendiğini belirtti.
İsrail basını, saldırı öncesi Tel Aviv yönetiminin ABD'yi bilgilendirdiğini, Trump'ın Hamas'ın üst düzey isimlerine suikast düzenlenmesine "yeşil ışık yaktığını" belirtti.
Öte yandan hem İsrail hem de uluslararası basında çıkan haberlerde, saldırının düzenlendiği binada Hamas'ın üst düzey yöneticilerinden Halil el-Hayye ve Halid Meşal'in de bulunduğu öne sürüldü.
İsrail yönetimi daha önce Hamas'ın yurt dışındaki üst düzey isimlerine suikast tehdidinde bulunmuştu.
Hamas, Katar'daki liderlerinin İsrail'in suikast girişiminden sağ kurtulduğunu duyurdu
Hamas'tan yapılan açıklamada, İsrail'in Katar'ın başkenti Doha'da Hamas müzakere heyetini hedef alan suikast girişiminin "iğrenç bir suç ve tüm uluslararası norm ve yasaların açıkça ihlali" olduğu belirtildi.
Hamas'ın müzakere heyetindeki liderlerinin İsrail'in suikast girişiminden sağ kurtulduğuna vurgu yapıldı.
Katar'ın Mısır ile birlikte Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılması için arabuluculuk yaptığı hatırlatılan açıklamada, "Bu suç, Katar'ın egemenliğine yönelik bir saldırıdır." ifadesi kullanıldı.
İsrail saldırısında Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye'nin ofis müdürü Cihad Lebed, Halil Hayye'nin oğlu Hemmam Hayye, Hamas üyeleri Abdullah Abdulvahid, Mümin Hassune, Ahmed el-Memluk ve Katarlı polis Bedir Saad Muhammed el-Hamidi'nin hayatını kaybettiği aktarıldı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın önerisini görüşen müzakere heyetinin hedef alınmasının İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin herhangi bir anlaşmaya varmak istemediğinin kanıtı olduğuna dikkati çekildi.
İsrail'in Gazze'deki İsrailli esirlerin can güvenliğini, devletlerin egemenliğini, bölgenin güvenlik ve istikrarını hiçe saydığı ve uluslararası çabaları engellemeye çalıştığı kaydedildi.
Saldırıdan İsrail'in yanı sıra Tel Aviv yönetimine sürekli destek veren ABD yönetimi de sorumlu tutuldu.
Katar'ı hedef alan saldırının "Siyonist işgalci İsrail'in bölge ve dünya için bir tehdit olduğunu ortaya koyduğu" aktarıldı.
Netanyahu yönetiminin Filistinlilerin haklarını yok etmeye çalıştığı, göçe zorlama, soykırım, etnik temizlik ve aç bırakma gibi suçlar işlediği hatırlatıldı.
Hamas: İsrail'in saldırısında Hamas liderlerinden Halil el-Hayye'nin oğlu ile ofis müdürü hayatını kaybetti
Hamas Siyasi Büro Üyesi Suheyl el-Hindi, Katar’ın Al Jazeera televizyonuna yaptığı açıklamada, İsrail’in Doha’daki Hamas müzakere heyetine saldırısında Hamas lideri Halil el-Hayye’nin ofis müdürü Cihad Lebed ile oğlu Hemmam el-Hayye’nin de aralarında olduğu bazı kişilerin öldüğünü belirtti.
Saldırının, müzakere heyetinin ABD’nin sunduğu öneriyi görüşmek üzere yaptığı bir toplantı sırasında gerçekleştiğini aktaran Hindi, Halil el-Hayye ile Zahir Cabbarin’in de aralarında olduğu Hamas liderlerinin suikast girişiminden sağ kurtulduğunu ifade etti.
Hindi, Hamas’ın bu saldırıdan ABD yönetimini ve İsrail’i sorumlu tuttuğunu vurguladı.
Katar, İsrail'in Hamas üyelerine yönelik saldırısında güvenlik personellerinden ölü ve yaralıların olduğunu duyurdu
İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Doha’nın farklı bölgelerinde İsrail saldırıları sonucunda meydana gelen patlamaların, Hamas üyelerinden bazılarını hedef aldığı belirtildi.
Katar: Egemenliğimizin ihlal edilmesine müsamaha göstermeyeceğiz, saldırıya yanıt verme hakkımız saklı
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Katar'ın egemenliğinin ihlal edilmesine müsamaha göstermeyeceğini ve bu açık saldırıya yanıt verme hakkını saklı tuttuğunu vurguluyoruz." dedi
Katar Dışişleri Bakanı, "İsrail, Doha’ya yönelik alçakça bir saldırı gerçekleştirmiştir ve bu ancak bir devlet terörü olarak ifade edilebilir. Saldırı, Hamas liderliğinin Gazze müzakerelerine ilişkin toplantısı sırasında gerçekleşti. Bugün yaşananlar devlet terörüdür, bölgesel güvenlik ve istikrarı bozma girişimidir." şeklinde konuştu.
"İsrail, barış için her fırsatı sabote ediyor"
Al Sani, saldırı olduğu sırada Gazze'de ateşkes müzakerelerinin ABD'nin talebi üzerine sürdüğüne dikkati çekerek, "İsrail, barış için her fırsatı sabote ediyor." şeklinde konuştu.
İsrail saldırısına karşı hukuki işlem başlatılması için bir ekibin oluşturulduğunu aktaran Al Sani, "Bugün yaşananlar, devlet terörü ve bölgesel güvenlik ve istikrarı bozma girişimiydi." şeklinde konuştu.
Al Sani, İsrail saldırısının "bölgede haydut bir aktörün ve siyasi kaosun olduğu mesajı" verdiğini belirterek, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu bölgeyi telafisi mümkün olmayan bir noktaya sürüklüyor." dedi.
Katar Başbakanı, Netanyahu'nun Orta Doğu'yu yeniden şekillendireceği yönündeki açıklamasını hatırlatarak, saldırının, Körfez bölgesini de yeniden şekillendirme yönünde bir adım olup olmadığını sorguladı.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı, "İsrail'in yaptıkları göz ardı edilmemeli ve buna karşı her türlü tedbir alınmalıdır." dedi.
İlk incelemelerde İç Güvenlik Kuvvetleri’nden Vekil Onbaşı Badr Saad Mohammed El-Humeidi El-Dosari’nin görev başındayken öldürüldüğü, güvenlik personeli arasında da çok sayıda yaralıların bulunduğu bildirildi.
Açıklamada, patlamaların yaşandığı bölgede İç Güvenlik Kuvvetleri’ne bağlı uzman patlayıcı imha ekiplerinin çalışmalarını sürdürdüğü, güvenlik taramasının devam ettiği ve saha prosedürlerinin planlara uygun şekilde yürütüldüğü belirtildi.
Bakanlık, İç Güvenlik Kuvvetleri ile koordineli biçimde gelişmeleri yakından takip ettiklerini, vatandaşların ve bölgede yaşayanların güvenliğinin birincil öncelik olduğunu vurguladı. Ayrıca halka yalnızca resmi kaynaklardan bilgi edinmeleri çağrısı yapıldı.