Belçika'ya Bak Gör Halini! ALİ SİRMEN

*Belçika'daki olaylar, beni hep gülümsetmiştir. Yanlış anlaşılmasın! Bu, yüzölçümü Konya ilimizin ancak üçte ikisi, hakeza nüfusu da İstanbul'un üçte ikisi kadar olan ülkenin, üç ayaklı,

*Belçika'daki olaylar, beni hep gülümsetmiştir. Yanlış anlaşılmasın! Bu, yüzölçümü Konya ilimizin ancak üçte ikisi, hakeza nüfusu da İstanbul'un üçte ikisi kadar olan ülkenin, üç ayaklı, üç ayrı dil konuşan üç cemaate dayalı federal yapısı ve sürekli ayrılma terennüm eden insanların devletlerinin sloganının "birlikten kuvvet doğar" olması değil beni güldüren.* *Ben Belçika örneğini incelerken, bilir bilmez fikir beyan eden, her olaya şablon uygulayan düşünce türüne gülerim hep.* *Nitekim bu hafta bütün bu gülünçlükleri bir kez daha gün yüzüne çıkaran bir gelişmeye daha sahne oldu Belçika ve Başbakan Yves Leterne istifa etti.* *Leterne kabinesi, 2007 yazında yapılan seçimlerden sonra aylar süren görüşmelerin ardından, ancak 2008 Nisanı'nda kurulabilmişti ve ne yazık ki, ömrü 4 ay bile sürmedi.* *Şu anda Belçika'da, söz konusu olan bir hükümet veya rejim bunalımının da ötesinde, devlet bunalımıdır.* *Kısacası, Belçika devletinin sona ermesi söz konusudur ve bu gerçek yalnız son aylarda değil, uzunca bir süredir, çoğu çevre tarafından açıklıkla dile getirilmekteydi.* ***** *"Kahrolsun Belçika!", Belçika'nın boyunduruğunda yaşamış, sömürgeciliğinin zulmünden nasibini almış, Kongolu yurtseverlerin değil, bizzat Belçika'nın siyasi hayatında çok önemli rol oynayan (Flaman bölgesindeki oyların yüzde 25'ini almış olan) Vlaams Belang Partisi'nin sloganıdır.* *Belçika'nın içinde bulunduğu durumu anlamak için, yakın tarihine ve yapısına kısaca göz atalım dilerseniz.* *1815'te Napolyon'un yenilgisi üzerine Fransa'ya karşı tampon olarak Hollanda krallığına bağlanmış olan Belçika halkı, bağlandığı ülke ile mezhep ayrılığı yüzünden, 1831'de bağımsız bir krallığa dönüştü. Zengin demir ve kömür madenlerinin yanı sıra, Anvers ya da Antwerpen liman kentinin katkıları ve Angola sömürgesinin sağladıklarıyla dünyanın küçük ama zengin ülkeleri arasında yer aldı.* *Halk genellikle Latin kökenli Valonlar ile Germen kökenli Flamanlardan oluşuyordu.* *Nüfusun yüzde 31'ini oluşturan Valonların dili başlarda egemendi. Ama çoğunluk Flamanlardaydı.* *150 yıl kadar iyi kötü giden devlet, 1980'den sonra, çoğunlukta olan Flamanların Valonların ayrıcalıklarına karşı çıkmalarıyla, federatif yapısı gittikçe ağır basan bir yapıya büründü, merkezi iktidarın yetkileri gittikçe kısıldı.* *Konya'dan küçük olduğu halde dokuz ile bölünmüş Belçika'da, nüfusun çok küçük bir bölümünü oluşturan ve Valon bölgesinin Almanya sınırında oturan Almanca konuşan topluluk bir yana bırakılırsa, halk Valon ve Flaman olarak ikiye ayrılmış durumdadır.* ***** *Bu yapı içinde Flaman bölgesinin ortasında, bir Valon adası gibi duran Başkent (aynı zamanda AB'nin de başkenti) Brüksel durmaktadır. Her on Belçika yurttaşından birinin oturduğu Brüksel'de nüfusun yüzde 80'i Valon kökenli olup, Fransızca konuşmaktadır.* *Çok garip bir şekilde Brüksel, Belçika'nın parçalanmasını bugüne kadar erteleyen öğe olmuş durumda.* *Neden mi?* *Çünkü ayrılmaya eğilimli iki topluluğun hiçbiri Brüksel'i gözden çıkaramamakta, ama paylaşım için de bir formül üretememektedir.* *Bir başka ilginç nokta da, son kırk yılda refahını sürekli arttıran, ekonomik olarak artık Valonları geçip, fersah fersah da geride bırakan, hukuki ve siyasal statü olarak da, artık düşman olarak gördüğü topluluğun önüne geçen Flamanlardan kaynaklanmaktadır daha çok ayrılık isteği.* *Bu durumda, etnik ayrılığa karşı, bu talepte bulunanların, siyasi statülerinin iyileştirilmesi, ekonomik durumlarının güçlendirilmesi halinde bu istemlerin sona ereceği konusundaki hiçbir dayanağı olmayan, genel geçer görüş, bir kez daha Belçika örneğinde iflas etmiş oluyor.* *Belçika'nın parçalanmasının eli kulağında.* *Bundan on yıl kadar önce Flaman televizyonlarından birinin muhabiri bana bölgenin ekonomik durumunun düzeltilmesi halinde, Kürt etnik taleplerinin sona erebileceği yolunda, her Avrupalı'nın her bunu yemeye amade Türk'e yaptığı gibi nasihatta bulunurken, dayanamayıp onu şöyle yanıtlamıştım:* *- Siz Flamanlar ki, ülkenizi ilk gördüğüm kırk yıl öncesinden bu yana 4 kat zenginleştiniz, ayrılık emelleriniz azaldı mı, arttı mı? Brüksel'i paylaşmayı becerseniz, şu anda hemen ayrılacaksınız. Şimdi bana böyle geçersiz önerileri yapmanızı ciddiyete ve akla aykırı bulmama herhalde kızmazsınız.* *Tabii ki, kızmıştı. Herhalde o ısmarlama röportajı içinde benim sözlerime de yer vermemeyi yeğlemişti.* *Belçika'nın ağlanacak haline bakarken, hangi uyruktan olursa olsun, bilir bilmez konuşan ahmaklara gülmem işte bu yüzdendir. * *asirmen@cumhuriyet.com.tr* Cumhuriyet 17.07.2008*