Amerikaâda sormuşlar « Where are jou from ? diye, âIâm from Adanaâ demiş. Dünyada herkes biliyor ya Adanaâyı!
Amerikaâda sormuşlar « Where are jou from ? diye, âIâm from Adanaâ demiş. Dünyada herkes biliyor ya Adanaâyı! Dün gece okudum bu cümleyi Ahmet Şerif İzgörenâin bir kitabında. Hoşuma gitti, gülmeden geçemedim. Sanki biraz Temel fıkralarına benzettim. Fıkralar, fıkralarımız, Temel, Nasrettin Hoca, diğerleri⦠Şüphesiz büyük bir kitle tarafından beğenilerek okunur, dinlenilir. Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyeciklerdir. Dünyanın her yerinde her milletin kendine has fıkraları, düşündürücü sözleri vardır. Toplumların espri anlayışları farklı olduğu gibi, her toplumun içinde mutlaka şakacı, mukallit, yaratıcı ve pratik zekaya sahip insanlar vardır. Böyle kişiler bazen insanları bazen de olayları konu edinir, eğlenmek ve eğlendirmek için. Eğlenerek eğlendirebilmek aynı zamanda da düşündürebilmek kesinlikle yetenek ister. Yaratıcılık ruhu gerektirir. Aslında zaman zaman hepimizin farkında olmadan pot kırdığı veya yanlış bir kelime kullandığı olmuştur. Ãoğu zaman bunlar bizi rahatsız eder, bazen de kendi kendimize güler geçeriz. Kişi sadece konuşurken değil, düşünerek yazarken bile, hatta en profesyonel olduğu konuda bile hata yapabilir. Hatasız kul olmaz da diyebiliriz. Daha önceleri de belirttiğim gibi güzel konuşmak şüphesiz bir sanattır. Konuşurken etkileyici olmak, dikkatleri üzerine çekmek elbette yetenek ister. Yalnız her konuda olduğu gibi bu konuda da kesinlikle eğitimin altını çizmek gerekir. Yetenek ile eğitim bir araya getirildiğinde ortaya çok büyük bir kişilik, mükemmel bir insan tablosu çıkabilir. Bu özellikle de güzel ahlâka sahip kişilerde çok daha güzel neticeler verir. Kişi vardır okula gitmeden veya gidemeden de kendini yetiştirmesini bilir. Hatta öyle kişiler vardır ki bazı alanlarda uzmanlaşır, büyük bir kitleye seslenmeyi, bir topluma yon vermeyi bile becerebilir. Bu tür kişiler nadirdir ve de dahîdir. Kişi vardır yıllar boyunca okula gider ama hiçbir şey öğrenemez, öğrense bile öğrendiklerini kullanamaz hatta kötüye kullanır. Bu ikinci grup ise çok tehlikelidir, istemeden bile olsa etrafına büyük zararlar verebilir. Ãğrendiklerini iyiye kullanmak ise etrafına faydalı olabilmek, yapıcı olmaktır, yıkıcı olmamaktır. Kısacası paylaşabilmektir. Ne olursa olsun kişi olabildiğince açık fikirli ve araştırıcı olmaya çalışmalıdır. Boşuna dememiş atalar; âBilmiyorsan bir bilene sorâ diye. Eğitimli, aynı zamanda da güzel ahlaklı ve güzel işler yapan insanlara hayran olmamak mümkün müdür? Ahlak güzelliğinin çevredeki kişilerce fark edilmemesi de mümkün değildir. İnsan kendisini belki herkese sevdiremez, herkesin zayıf noktası olduğuna göre hoşlanılmadığı veya beğenilmediği yanları olabilir, önemli olan tabii ki çoğunluğun düşüncesidir. Söze fıkralarla başlamışken yine bir fıkra ile bitirirsek daha uygun olur diye düşündüm : Ãocuk babasına âbabacığım annem ile nasıl evlendin? Diye sorar. Adam eşine döner : Görüyor musun çocuk bile anlam veremiyor. Herkese gülücüklerle, şakalarla, fıkralarla dolu mutlu bir hayat diliyorum. Birgul Kapaklikaya 16/09/2008