SİYASETÇİDEN TARİHÃ‡İ OLMAZ

Ermeni diasporasının, 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul ettirmek için bulundukları ülkelerin yerel ve ulusal parlamentolarında yoğun çaba gösterdiklerini sık sık belirtiyoruz. Diasporasın&

Ermeni diasporasının, 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul ettirmek için bulundukları ülkelerin yerel ve ulusal parlamentolarında yoğun çaba gösterdiklerini sık sık belirtiyoruz. Diasporasının örgütlenme yapısı da, yaşadıkları ülkelerin yasama organlarına müdahale edebilme konusunda avantaj sağlıyor. Dolayısıyla bu ülkelerde, 100 yıl öncesine ait tartışmalı bir konunun meclis gündemine getirilmesi artık alışıldık bir sahne olmaya başladı maalesef. Öncelikle şunu hatırlatmak gerekiyor, hiçbir politikacı, tarihle ilgili tartışmalı bir konuda hüküm verebilecek donanıma sahip değildir. Ancak, şunu da hatırlamak gerekir ki her politikacı iyi kötü pragmatiktir de. Bir takım siyasi kararlar alırken bu kararların seçmenlerine nasıl yansıyacağının hesabını yapmak zorundadırlar. Bu nedenlerle, herhangi bir politikacının önüne diaspora tarafından 1915 olaylarına ilişkin bir dosya geldiğinde, bu kişiler konuyu tarihi gerçekler ışığında değil, ülkesinde siyasi ve ekonomik olarak etkili bir grubun desteğini almak ya da almamak çerçevesinde değerlendirmektedir. Sizce AB ya da ABD’de diaspora gruplarıyla birlikte hareket eden politikacıların kaçı 1915’te neler yaşandığını tam anlamıyla biliyordur ki? Çoğu haritanın üzerinde Türkiye’nin yerini bile bilmiyordur belki. Peki bu politikacıların kaçı, meselenin asıl mağduru olan Türklerin neler yaşadığını öğrenmeye çalışmıştır ki? Hadi diyelim konunun iki yüzünü de biliyorlar, hangisini desteklemek siyasi açıdan kendi kariyerleri ve gelecekleri açısından daha mantıklı? İşte bu yüzden, adil ve doğru bir karar için, tarihle ilgili ciddi meseleler siyasilere bırakılmamalıdır. Bu konuda en güzel duruşlardan birini geçtiğimiz aylarda İsveç sergiledi. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, İsveç’in 1915 olaylarına ilişkin duruşu ile ilgili, milletvekili Cecilia Wikstörm’ün sorusuna “Tarihi olaylar konusunda karar vermek siyasilerin görevi değildir” dedi. Bildt sözlerine, “Soykırım’ın tanınması, çözdüğünden daha çok sorun yaratacaktır” dedi ve “1915 olayları konusunda açık bir tartışma isteyen gruplar için işleri zorlaştıracaktır” diye ekledi. Tarihi konularda çıkan yasalara bakacak olursak, bugün Yahudilere yönelik soykırım ile ilgili yasa çıkarılması normal. Çünkü 1945 – 1949 arasında Nürnberg Davaları olarak bilinen mahkemelerde Nazilerin işlemiş olduğu suçlar tek tek tartışılıp ortaya konuldu ve Nazilerin soykırım işlediğine karar verildi. Ermeni diasporasının elinde ise sadece “bütün dünya kabul etti” yalanıyla desteklenmeye çalışılan kendi iddiaları var. Hatırlatmak gerekir ki, 1915 için “soykırımdır” diyen olduğu kadar “soykırım değildir” diyen araştırmacı ve akademisyen de var. Onların sorunu diaspora kadar seslerini yükseltememeleri ve politikacıların siyasi hesaplarla çıkarttığı sorumsuz yasalar yüzünden seslerinin kesilmesidir. Tarihçiler siyasete atılmadığı, milletvekilliğine tarih diploması ön şartı konulmadığı sürece siyasiler, tarihi tarihçilere bıraksın, ya da en azından bu konudaki gerçekleri ortaya çıkarmak için konuyu tartışmak ve araştırmak isteyenlere mani olmasın. A C T U E L Selim GURAY selimguray@lactuel.be