İstanbul ve Liege şehirlerinin Avrupa Kültür Başkenti kapsamında yaptıklar kültürel anlaşmaya bağlı olarak gerçekleşen Lidjestanbul 2010 program nın yeni bir faaliyetiolarak « Bizleri yakınlaştıran ve uzaklaştıran laiklikler » adlı konferans Liege Üniversitesiakademik salonunda gerçekleşti.
İstanbul ve Liege şehirlerinin Avrupa Kültür Başkenti kapsamında yaptıklar kültürel anlaşmaya bağlı olarak gerçekleşen Lidjestanbul 2010 program nın yeni bir faaliyeti olarak « Bizleri yakınlaştıran ve uzaklaştıran laiklikler » adlı konferans Liege Üniversitesi akademik salonunda gerçekleşti.
Liege belediye Meclis Üyesi ve Kültür ile Kültürleraras ilişkiler Komisyonu Başkanı ressam Mehmet AYDOĞDU ile Belçika Atatürkçü Düşünce Derneğinin ortak bir çalışması sonucunda 23 haziran günü gerçekleşen bu konferansa Türkiye’den Prof. Dr. Mümtaz SOYSAL ile Belçika’dan Valonya Bölgesi Hükümetinin ilk Başkanı olan Jean-Maurice DEHOUSSE konuşmacı olarak katıldılar.
1870 yılında kurulan ve Avrupa’nın en köklü eğitim merkezlerinden biri olan Liege Üniversitesi akademik salonlarında gerçekleşen konferansın açılış konuşmasını yapan Liege belediye Meclis Üyesi ressam Mehmet AYDOĞDU « Burada bir ilke imza atılarak Belçika ve Türkiye’den hem siyasi hemde üniversite baz nda değerli çalışmalar olan iki büyük insan’ın laiklik konusundaki bilgileri, görüş ve politik deneyimlerini dinleme fırsatını bulduğumuz için çok şanslı olduğumuza inanıyorum. Bu konferansın gerçekleşmesinde yardımını ve katkılarını esirgemiyen BADD - Belçika Atatürkçü Düşünce Derneğine teşekkürlerimizi bir borç bilirim. Türkiye’de olduğu gibi dünya’da da laikliğin bilinmesi, gelişmesi ve yaşatılmas için çaba gösteren bu derneğin her birimize örnek olması kaçınılmazdır » dedi.
Türkler ve Belçika’lılar yanı sıra fransız, afrika ve arap kökenlilerinde dinleyiciler arasında
yer aldığı ve büyük bir ilginin varlığı gözetlendiği bu konferansın ilk konuşmacısı Prof. Dr. Mümtaz SOYSAL oldu. Tüm konferansın fransızca dilinde veren Sayın Soysal Osmanlı tarihinden başlıyarak Türkiye Cumhuriyetinin laiklik ilkeleri üzerine kurulmasının tarihi sebepleri ile yerel nedenlerini anlatarak kısaca şöyle dedi : « Bu tür konferanslar konuşmacılara süre yönünden zorluklar yaşatır. Ya çok uzun olursunuz dinleyicileri yorarsınız yada çok kısa kesersiniz ki o zamanda yetersiz kalırsınız. Bunun için ortamdan bir
katılımı sağlıyacağım. Osmanlı döneminde modernleşmeye karşı olan medrese-i ortamlar
imparatorluğun bir nevi çöküşünü hazırladılar. Gelişen ve sürekli değişkenlik yaşayan bir dünya’ya doğru yol alındığın gören Mustafa Kemal Atatürk ülkesi ve insanlarının böylesi bir dünya arenasında yer alabilmeleri için çıkış noktası olarak kardeşi ortamlar yaşama desteklerini halktan alırlardı. Böylece sultanlık bütün milletlere ayn mesafede yaklaşmış sayılırdı. Ama bugün Türkiye Cumhuryeti Devleti laik olduğu halde « sunnilerin » çoğunluğu altında olan bir Diyanet İşleri Başkanlığı vardır. Buda devletin toplumuna vede din işlerine bakışını zorlamaktadır. Bence laiklik anlayış bir tolerans ve eşitlik anlayışıdır. Laiklik yönetim şekli sürekli değişen dünyamıza bir başka ve verimli açılım getiren yüksek bir değerdir » dedi.
İkinci olarak söz alan Belçika Valonya Bölgesi Hükümetinin ilk Başkan , bir dönem Avrupa
Millet Meclisi Üyesi ve Liege Belediyesi eski Başkan olan Jean-Maurice DEHOUSSE ise «Liege Üniversitesi kurulduğunda yaşadığımız bu topraklarda kadınlara eğitim almak yasaktı . Üniversite’ye değil ilkokula bile gitmek mümkün değil’di onlar için. Bu haksızlığı yıkabilmek için yıllarca siyasi ve sosyal savaş verildi. Bu akademik salonda, özellikle Türk kökenli Belçika’lı kadın vatandaşlarımla buluşmaktan büyük menmunluk duymaktayım. Prof. Dr. Mümtaz Soysal’dan biraz daha değişik bir laiklik anlayışının varlığı söz konusudur benim için. Türkiye, Fransa veya Meksika gibi anasayalarında veya siyasi arenalarında laiklik ilkeleri olan ülkelere göre, ki bu ülkelerde dini anlayışın toplumsal idari şekli üzerinde etkisi daha halen devam etmektedir, bir de bilimsel laiklik vardır bence. Bir ülkede varolan tüm nufus ile etnik, dini ve kültürel mozaik yapıya eşit derecede ve olanaklarla yaklaşabilmek bilimsel verilere bağlıdır. Böylece laiklik ilkeleri ile yönetilen ülkelerde laikliğin yeni bir dinivari bir anlayış şekli olmadığı ne de din karşıtı bir idari tarz olmadığının bilinmesi çok önemlidir. Birincil olarakta toplumsal huzur için önemlidir. Dine bağımlı bir anayasa ile yönetilen ülkelerdeki gelişmeler ve değişimler her zaman zoraki ve sorunlu olduğu gibi bir nevi eşitsizlik örneğidir. Aynen Amerika Devletinde olduğu gibi, ekonomik ilişkiler malzemesi olan bir dolar’ın üzerine Tanrı kelimesinin yazılması gibi. Tanrı kelimsenin yeri orası değil’dir. Buna rağmen bir başka gerçekte yine Amerika’da laiklik anlayışın yürütenler, geliştirmeye çalışanlarını neredeyse tamam katolik protestan kilisesi mensuplarıdır. Görüldüğü gibi dünya’da olduğu gibi Belçika ve Türkiye’de de laiklik daha kapsamlı ve derin gelişmelere yatkın olan bir konudur » dedi. Konferansin sonunda birçok sorulara cevap verilerek sıcak bir sohbet ortamı yaşandı.