O'nu anlatmaya ne kağıt yetiyor, ne de kalem!Çünkü;O, bir vatan sevdalısıydı! O, tarifi imkansız bir büyüklükteydi!O, halkı için mücadele verendi!O'nun sevdası, bitmez, tükenmez milleti'nin aşkıydı!O, gerçek bir Türk'tü ve bununla da gurur duyandı!
O, ÜLKEMİZE DOĞAN BİR GÜNEŞTİ!../Leman Kuzu
O'nu anlatmaya ne kağıt yetiyor, ne de kalem!Çünkü;
O, bir vatan sevdalısıydı!
O, tarifi imkansız bir büyüklükteydi!
O, halkı için mücadele verendi!
O'nun sevdası, bitmez, tükenmez milleti'nin aşkıydı!
O, gerçek bir Türk'tü ve bununla da gurur duyandı!
O, dünya'yı dik duruşuyla dize getirendi!
O, insana güven verendi!
O, yıllar yılı saygı duyulacak bir insandı!
O, yaşlılar ve çocuklar önünde eğilendi!
O, kendisine aşırı övgüleri reddedendi ve eleştireye saygı duyandı!
O, bilimin, yapıcılığın, aydınlığın ve yaratıcılığın lideriydi!
O, bireysel çıkarlarını elinin tersiyle itendi!
Çünkü o, halkı'nın çıkarlarını gözetip, koruyandı!
O, laikliğin, demokrasi'nin ve hukuk'un üstünlüğünü savunandı!
O, Türkiye'yi, demokrasiden ödün vermeyen bir ülke olarak görmek isteyendi!
O, halkına yol gösteren, yardımcı olan ve onunla kucaklaşandı!
O, bitmez, tükenmez samimiyetiyle Mustafa Kemal Atatürk'tü!
O, 2010 yılında da, arşa tırmanan saygısı ve sevgisiyle anılandı! Leman Kuzu
...Ve 10 Kasım 1938 Türk millet'i ağlıyor...Çünkü aramızda yoksun!
Vicdanımız seni unutmaya izin vermiyor ve sonsuza dek izin vermeyecek!..
SAYGIYLA ANIYORUZ!..
Dilerseniz, bu 10 Kasım'da Atamız'ın bilinmeyen özelliklerini hep beraber okuyalım!
ATATÜRK'ÜN PEK BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ
1."ATA" KELİMESİNİ PEK SEVMEZDİ...
"Atatürk" kelimesini ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında
kullanmış, Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı.Kendisine
"Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.
2.EN SEVDİĞİ YEMEK
Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en
sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi
ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.
3.EN BÜYÜK HAYALİ DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI
Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki
çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.
4.BAŞUCU KİTABI "ÇALIKUŞU'YDU"
Binlerce kitabi vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca
hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin'in ünlü
"Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rast gele bir yerinden acar,
birkaç sayfa okurdu.
5.KABUL SALONUNDAKİ AT YAVRUSU
Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adını verdiği köpeği,
Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki
bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin
Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.
6.TAM BİR SALON ADAMI
En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu.Klasik Batı
müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.
7.GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI
Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel
olarak dikilirken sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek
için Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı.
8.DOLABINDA LACİVERTE YER YOKTU
Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. Lacivert takım
giymeyi sevmezdi.
9.ÖLÇÜLERİ
Boyu 1.74 idi. Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının
ilerlemeye başlamasıyla 46'ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan
ayakkabı giyerdi.
10.RUMELİ ŞİVESİ
Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli
şivesiyle telaffuz ederdi.
11.CUMHURBAŞKANLIĞI'NDAN SIKILIYORDU
Hayatının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak
geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği
halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu.
12.PAPA`NIN TEMSİLCİSİNE ELBİSE
Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa
çıkmaları yasaklanınca, Monsenyör Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milaslı
eliyle bir koleksiyon hazırlattı.
13.KENDİSİ TRAŞ OLMAZDI
Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi.Yataktan kalkar kalkmaz
odasındaki divanın üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini
sigarasını içerdi. Bir özelliği de kendi kendine traş olmamasıydı.
14.DÜZEN TAKINTISI VARDI
Evinde, çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları
düzeltmeden rahat edemezdi.
15.HOŞGÖRÜLÜ LİDER
Köylünün birinin gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli
yanmış, "Alın bunu kendi içsin" diyerek Atatürk`e küfretmişti. Mahkemeye
çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize
doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi.
16.SİGARA PAZARLIĞI
Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç
paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde
bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti:
"Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım"
17."BU NASIL HALKÇILIK?"
Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti. Kondüktörün
milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini
sormuştu.Trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey
sinirlenmiş, "Ne de güzel halkçılık ama" demişti.
18."LAİKLİK ADAM OLMAKTIR!"
İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya
geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye
vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti: "Adam olmak demektir
hocam, adam olmak!"
19.KURBANLARI BAĞIŞLARDI
Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz
böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi.
20.YABANCI DİLE MERAKI
Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca'yı sonraki yıllarda geliştirdi.
Zengin bir kelime bilgisi vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de
eklerdi.
21.FASULYESİNE POKER
Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı. Oyun
sonunda kazandıklarını iade ederdi.
22.KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI
Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği
savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.
23.KULAKLARI DUYAN TEK KİŞİ
Fransız tarihçisi Herriot Ankara`ya geldiğinde Gazi`nin kulaklarının
duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu esprili bir dille anlatmıştı:
"T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar".
24.BİR RİCASI BAŞ TACIDIR
Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış, "Hafız
Hanım benim hatırım için başındakı örtüyü acar mısın?" diye sormuştu. Kadın
baş örtüsünü açarak, Atatürk`ün önünde eğildi ve ellerini öptü.
25.BİLARDO VE YÜZME
Sportmen kişiliği vardı. Her gün at biner, yüzmeye gider ve bilardo oynardı.
26.EN BAŞARILI DERS
Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikti. Pozitif bilimlere
ilgisi hayatı boyunca sürdü.
27.YAĞCILARA GEÇİT YOK
Yağcılara çok kızardı. Bir aksam sofrasında kendisine gereksiz şekilde
iltifat eden Abdülhak Hamit`e müdahale etti.
28.SON YILBAŞI GECESİ
1937`yi 1938`e bağlayan son yılbaşı gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü
Aras ile baş başa geçirmişti. O gece dolabındaki bazı elbiseleri Bakan'a
hediye etmişti.
29.KÖŞKTEKİ GÜVERCİNLİK
Kuşları çok severdi.Çankaya Köşkü`nde özel bir bakıcının ilgilendiği
güvercinliği vardı!
Evet, sevgili okurlarım her 10 Kasım'da ağlamamak elde değil!
Çünkü o'nu çok özlüyoruz! Bir Mustafa Kemal daha
doğar mı dersiniz !?! Bekleyişimiz bitmiyor, bitmeyecek!..
http://www.ataturkum.org/ (Boş zamanlarınızda okuyun lütfen)
10 Kasım 1938 / 10 Kasım 2010 Ata'mıza olan sevgi
ve saygı her geçen yıl çoğalıyor ve dolayısıyla
Atatürk'ü anlatmaya ne kağıt yetiyor ne de kalem...
Ayrıca Ata'yı anlatamıyorum! Çünkü tarifi imkansız
bir büyüklükteydi o! "Asırları Asan Adamdı"
Fransız basını'nın deyimiyle...Türk tarihi'nin en acı
günü, 10 Kasım 1938 ve bizlere bu vatanı emanet ederek
aramızdan ayrıldı. Ayrılmasına ayrıldı, ancak
bizler Ata'nın ilkelerini her daim yaşatmaya söz veriyoruz!
Türk milleti sonsuza dek, seninle gurur duyacak!
"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir" Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
SAYGIYLA ANIYORUZ! RUHUN ŞAD OLSUN SEVGİLİ ATAM!
Leman KUZU ©
İstanbul, 07/11/2010
kuzuleman@yahoo.com