Maçlar gelip geçicidir, dostluklar kalıcıdır. Bir anlık duygusal çıkışlar ve tepkiler, uzun süreli elde edilmiş dostluklara gölge düşürmemeli. Barış ve huzur ortamındaki sevinçler doğal hak olmakla beraber, sevinçlerin çok aşırı gürültü ve davranış biçimleriyle ortaya konulmasıda o derece yanlıştır.
2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri'nde (A) Grubu'nda ikincilik için mücadele edecek olan A Milli Takım Belçika’ya geldi. Hollanda'nın Tegelen kasabasında Belçika ile oynayacağı 2012 Avrupa Şampiyonası eleme grubu maçı için kampta bulunan A Milli Takım, bugün otobüsle Brüksel’e ulaştı.
Milli Takımımızı Büyükelçi Murat Ersavcı, Brüksel Başkonsolosu Mehmet Poroy karşılayarak, ‘Hoşgeldiniz’ diyerek, başarı dileklerinde bulundular. Millilerimize Belçika’da yaşayan Türklerden bir grubu ellerindeki Türk bayraklarıyla tezahüratta bulundular.
Bilindiği gibi spor dostluğun kaynaşmanın en önemli etkenlerindendir. Spor’da elbette kazanan ve kaybeden olacaktır. Sonuç ne olursa olsun iyi oynayanın kazandığı bir kural ile olayları değerlendirmek lazım. Sevinçler ve hüzünlerin birlikte yaşandığı sporda en önemli konu ise centilmenlik ve saygıdır. Kazansakda, kaybetsekde gönlümüzdeki takımın her zaman kazanma aşkı doğal bir duygudur. Ancak sonucun kötü olabilmeside dünyanın sonu değildir elbette. Kazanmak hedefimiz, kaybetmekse ümitsizliğimiz olmamalı.
Sağduyulu ve centilmen toplumlar eğlenmesinide, üzülmesinide bilen toplumlardır. Medeni toplumlar sevinçlerini yaşarken holigan bir anlayışla değil, çevresine yaşadığı topluma karşı büyük bir sorumluluk duygusuyla sevincini dostları ve komşularıyla huzur içerisinde paylaşan toplumlardır.
Bunları neden dile getirdiğimizi anlamışsınızdır. Üzerinde yaşadığımız Belçika ile Anavatanımız olan Türkiye’mizin bir karşılaşması olacaktır yarın. Bu maç her iki ülke içinde önemli. Ancak netice ne olursa olsun her iki takımda bizler için önemlidir. Gönlümüzdeki arzu ne olursa olsun kazansakda, kaybetsekde dostluğun centilmenliğin barış ve huzurun bizler için daha önemli olduğunu unutmamak gerekir.
Geçmişte bazı olumsuz olayların yaşandığını biliyoruz. Sevincimizin dozunun kaçmasıyla bir çok ülke halkı bizleri kınamış, rahatsızlıklarını dile getirmişlerdir. Belçika’da İspanyollar, Fransızlar, İtalyanlar yaşamakta. Onlar kazandıklarında son derece sakin bir davranışla sevinçlerini paylaşmaktalar. Biz onlara daha iyi örnek olabiliriz. Türkiye’de, Belçika’da kazansa her iki takımda bizlerin dostluğunun sembolleri olması nedeniyle her ikisinin sevincinide, üzüntüsünüde birlikte paylaşabilmeliyiz. Anadolumuzun toplumsal ahlak anlayışı bunu gerektiriyor. Türk toplumu olarak örnek davranışlarla bir taraftan sevincimizi toplumsal kurallar içerisinde paylaşırken diğer taraftanda bu sevincimizi saygılı bir şekilde komşularımıza yansıtalım. Bu maçın sonucu Belçika-Türk dostluğuna gölge düşürmemeli. Bu konuda herkesin özellikle gençlerimizin soğukkanlı bir şekilde davranmaları gerektiğini düşünüyoruz.
Maçlar gelip geçicidir, dostluklar kalıcıdır. Bir anlık duygusal çıkışlar ve tepkiler, uzun süreli elde edilmiş dostluklara gölge düşürmemeli. Barış ve huzur ortamındaki sevinçler doğal hak olmakla beraber, sevinçlerin çok aşırı gürültü ve davranış biçimleriyle ortaya konulmasıda o derece yanlıştır.
Her iki takımada başarı dileklerinde bulunarak, dostlukların kazanılmasını diliyorum…
Saygılarımla