DIŞ ÃœLKELERDE TÜRKÇE DİLİNİN ÖĞRETİLMESİ İŞİ NE MERKEZDE?

İngiltere, “British Council”, Almanya, “Goethe Institut”, İspanya, “Cervantes” ve başka çeşitli ülkeler benzeri kuruluşlar yoluyla kendi dil ve etkinliklerini öğretir ve yayarken Türkiye Cumhuriyeti acaba ne yapmaktadır?

İngiltere, “British Council”, Almanya, “Goethe Institut”, İspanya, “Cervantes” ve başka çeşitli ülkeler benzeri kuruluşlar yoluyla kendi dil ve etkinliklerini öğretir ve yayarken Türkiye Cumhuriyeti acaba ne yapmaktadır?

1960’larda Türkiye’den gelen işçiler Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde çalışmaya başladıktan sonra bu gelişmeye koşut olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti işçilerimizin çocuklarının Türkçe eğitim ve öğretimleriyle ilgili olarak Türkçe öğretmenleri göndermeye başladı.

(Avrupa’ya işçiler gelmeden önce genel olarak dünyada Türkçe dilinin tanıtılması ve öğretilmesi için nasıl bir çalışma vardı acaba? Bunu incelemenin gerekli ve yararlı olacağına inanıyorum !)

Avrupa’daki çocuklarımıza Türkçe dilinin öğretilmesi yanında onlara din bilgisi verilmesi için de din görevlileri de gönderildi.

Türkçe dili öğretmenlerinin yanı sıra din görevlilerinin gönderilmesi de kuşkusuz yararlıydı; ancak Türkçe öğretmenlerinin yeri öncelik taşıyordu ve başta da bu böyle oldu.

Bir örnek vermek gerekirse, yukarıda sözünü ettiğimiz Goethe Enstitüsü, devlet desteğiyle kurduğu 150 enstitütü yoluyla çeşitli ülkelerde yaklaşık 1.5 milyon kişiye Almanca öğretiyor.(Bak, Aydınlık dergisi, İrfan Ergi, Diline Sahip Olmak).

Hükümet şimdi de, Türkçe’nin yaygınlaştırılması ve Türk kültürünün tanıtılması amacıyla Yunus Emre Kültür Merkezleri kurulması diye bir şey ortaya atmış bulunuyor. Yurtdışı Türkleri için 2011’de yaklaşık 1300 din görevlisi gönderilirken, öğretmen sayısı yaklaşık 1500’de kalmışdır. Onlarca cemaat, tarikat hocalarını da sayarsak öğretmenlerin 5 katı kadar din görevlisi olduğunu sayabiliriz. Yurtdışında 130 binden fazla üniversite öğrencisi ve 850 bin kadar ilköğretim öğrencisi bulunuyor. İlk ve orta öğretimde, Türkçe ve Türk kültürü derslerine gidenlerin sayısı 180 bini buluyor. Örnek olarak Almanya’yı alırsak, Alman öğretmenlere göre daha kötü konumda bulunan Türkçe öğretmenlerinin sayısı da sistemli olarak azaltılmakta ve Türkçe sınıfları kapatılmakta.(Bakınız, Aydınlık dergisi, İrfan Ergi, Diline Sahip Olmak).

Şimdi diyeceksiniz ki, bu ne lahana turşusu, ne perhiz!  İlgililer herhalde yine bir kolaylık düşünüyorlar.