TÜSİAD: Türkiye'den AB'ye 400 bin kişi göç edecek

TÜSİAD raporu: Beş yıl içinde Türkiye'den AB'ye 400 bin kişi göç edecek Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) "Türkiye-AB İlişkileri Bağlamında Uluslararası Göç Tart&#

TÜSİAD raporu: Beş yıl içinde Türkiye'den AB'ye 400 bin kişi göç edecek Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) "Türkiye-AB İlişkileri Bağlamında Uluslararası Göç Tartışmaları" konulu bir rapor yayınladı. Raporun tanıtım toplantısında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Çalışmada yorumlanan senaryolara bakıldığında serbest dolaşım halinde 2030'a kadar Türkiye'den AB'ye muhtemel göç, misafir işçi statüsü ile göçten daha düşük düzeyde çıkmaktadır." dedi. TÜSİAD tarafından hazırlatılan "Türkiye-AB İlişkileri Bağlamında Uluslararası Göç Tartışmaları" raporu düzenlenen basın toplantısında tanıtıldı. Ceylan İntercontinental Otel'de gerçekleştirilen toplantıda konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekleşmemesi halinde öngörülen göç düzeyinin, AB üyeliği ve serbest dolaşım alternatifine göre çok daha yüksek çıktığını dile getirdi. Yalçındağ, AB'de Türkiye ile ilgili göç tartışmalarının önemli bir boyutunu serbest dolaşımla birlikte muhtemel bir göç dalgasının AB'de siyasal, ekonomik ve toplumsal uyum sorunları yaratması endişesinden oluştuğunu söyledi. Avrupa işgücü piyasasının önümüzdeki dönemde azalacağını dile getiren Yalçındağ, Avrupa'da yaşlı nüfus oranının arttığına ve iş gücünün yaşlandığına dikkat çekerek, bugün 227 milyon kişilik AB iş gücü piyasasının hiç göç almaması durumunda 2025'e kadar 26 milyon, 2050'ye kadar 67 milyon daralacağını söyledi. Yalçındağ, "Çalışmada yorumlanan senaryolara bakıldığında serbest dolaşım halinde 2030'a kadar Türkiye'den AB'ye muhtemel göç, misafir işçi statüsü ile göçten daha düşük düzeydedir. Misafir işçi statüsünde dahi muhtemel göçmen sayısının 2 milyonunu altında öngörülmektedir. AB üyeliğinin gerçekleşmemesi halinde ise öngörülen göç düzeyi AB üyeliği ve serbest dolaşım alternatifine göre çok daha yüksek çıkmaktadır." şeklinde konuştu. Türkiye AB ilişkileri bağlamında uluslararası göçün, tarafların bu konuyu yönetişim gerektiren bir politika alanı olarak görmelerini zorunlu kıldığını dile getiren Yalçındağ, ''Türkiye ve AB üyelik müzakerelerini hızlı tamamlamaya çalışarak bütünleşir ve Türkiye önümüzdeki 20 yıl içinde demografik fırsat penceresine artan iş gücü arzı ve istihdam kaliteli eğitim ve sürdürülebilir ekonomik büyüme ile desteklerse, AB de önümüzdeki 20 yıl içinde demografik çöküşünü kapsamlı ekonomik temeli olan yabancı korkusundan arınmış bir göç politikası ile tamamlarsa Türkiye'den AB'ye yönelecek göç hareketlerinin her iki tarafa da olumlu sonuçlar getirmesi beklenmektedir Avrupa işgücü piyasasının önümüzdeki dönemde azalacağını dile getiren Yalçındağ, Avrupa'da yaşlı nüfus oranının arttığına ve iş gücünün yaşlandığına dikkat çekti. Yalçındağ, "Bugün 227 milyon kişilik AB iş gücü piyasasının hiç göç almaması durumunda 2025'e kadar 26 milyon, 2050'ye kadar 67 milyon daralacak. Bu iş gücü kaybının telafisi için tek başına iş gücüne katılım oranlarının artırılmasının veya emeklilik yaşının yükseltilmesinin yeterli olmayacak. Bu çerçevede AB'nin iyi kurgulanmış bir göçmen politikasına ihtiyaç duyduğu çok açık. Oysa AB'nin siyasi ve ideolojik nedenlerle bu konuda adım atmadığını, AB ülkelerinin her birinin kendi çözümünü üretmeye çalıştığını görüyoruz. Ayrıca AB'nin göçmen politikası tasarlamaktaki bu zafiyetinin AB içinde ırkçı veya aşırı sağ akımları beslediğini de düşünüyoruz'' şeklinde konuştu. Yalçındağ, Türkiye'de 2000'de 42 milyon olan çalışma yaşındaki nüfusunun 2030'a kadar 60 milyona çıkacağının öngörüldüğünü, dolayısıyla bu büyümenin iş gücü arzının da yükselmesi anlamına geldiğini vurguladı.