DEMOKRASİSİNİ SAVUNAN TÜRK HALKINDAN DÜNYA'YA : "GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEYİZ" Celil GÜNDOĞDU

Hepinizin bildiği gibi Atatürk'ün öncülük ederek kurmuş olduğu genç Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasimiz bir çok 10-20 yıl aralıklarla gerçekleştirilen darbelerle gelişmesi ve kalkınması engellenmiştir.

Hepinizin bildiği gibi Atatürk’ün öncülük ederek kurmuş olduğu genç Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasimiz bir çok 10-20 yıl aralıklarla gerçekleştirilen darbelerle gelişmesi ve kalkınması engellenmiştir. 

Demokrasimize ve Cumhuriyetimize  kast eden her darbe bir sancılı dönemin hep başlangıcı olmuştur.

FETÖ adıyla ifade edilen en son darbe kalkışması da global güçlerin yerli işbirlikçileriyle sahneye koyduğu kabul edilemez bir darbe girişimi olmasına rağmen halkımızın 260 şehit, binlerce yaralı vermesiyle bu hain kalkışmayı şimdilik ucuz olarak atlatılmıştır. Allah korusun darbecilerin başarılı olmasıyla kim bilir ülkemizde nice canlar gidecekti…

Bu darbe kalkışmasında Türk halkı kararlı bir şekilde tüm kesimleriyle beraber darbeye ve darbecilere karşı Cumhuriyete ve demokrasiye olan inancını koruyarak, vatanını savunarak rüştünü fazlasıyla ispatladı.

İnsanlarımız tankların üstüne çıkarak namlularına kendilerini siper ederek, canı pahasına Demokrasi’sinin var olma ve koruma mücadelesini vermişlerdir ve vermeye de alanlarda devam ediyorlar.

Şimdi gelelim bu darbenin artı ve eksilerinin tahliline….

Bu hain darbe kalkışması göstermiştir ki, Darbe ve darbeciler ne şartta olursa olsun Türk toplumu tarafından destek görmemişlerdir bundan sonrada asla görmeyeceklerdir.

ABD, AB ve bazı Arap ülkelerinin de destek verdiği bu global darbenin figüranlığını yapan yerli işbirlikçileri kendi vatanına ihanet etmenin bedelini ağır ödediler  ve ödemeye de devam edeceklerdir.

Türk halkı Cumhuriyetini ve demokrasisini koruma ve kollama vazifesini hiçbir ayrım gözetmeden yapmıştır. İktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan tüm Türk halkı yekvücut olmuştur. Şuan alanları dolduran milyonlarca kişi ‘Demokrasi nöbetleriyle’ dünyaya bu konudaki kararlılığını göstermiştir.

Darbe kaygısı giderilinceye, suçlular adil bir biçimde yargılanarak cezalara çarptırılıncaya kadar da bu nöbetler devam edecek gibi gözüküyor.

Bu hain darbe kalkışması gösterdi ki Cumhuriyetimizin milli kodları ve yerleşik parlamenter sistemimizin köşe taşları ve idealleri ile oynanmamalıdır. Sistemde farklı değişiklikler sistemin dişlileri arasına illegal zihniyetlerin sızması veya yerleşmesine zemin hazırlıyor. Bu zeminde aynı zamanda karşı darbecilerin iştahını kabartıyor ve cüretlendiriyor.

İşler ve sistemi yönetenlerin, yandaş ve candaş anlayıştan uzak ilke ve liyakat sahibi insanlarla yürütülmesi gerektiği bir kez daha anlaşılmıştır.

‘Demokrasi anlayışını amaç olarak değil de araç olarak’  ya da ‘Demokrasiyi atlama tahtası olarak’ gördüğünüz zaman demokrasiyi yetim bırakırsınız, ona sahip çıkmaz iseniz  doğal olarak da bu yetim kalan demokrasiye illegal oluşumlar sahip çıkmaya başlar.

Birlikte yaşam, dayanışma, hoşgörü, barış ortamı ve barış dili demokrasilerin olmazsa olmazıdır.  Ayrımcı, dışlayıcı ve yandaş anlayış söylem ve eylemler Demokrasi tahterevallisinde dengesizliğe neden olacağı için, ülkeyi yönetenler söylem ve eylemlerinde muhalefet dengesini çok iyi koruyarak, dikkate alarak demokrasiye yönelik saldırı ve tehlikeyi asgariye indirmeliler.

Meşru muhalefet dışlanırsa, darbeci ve illegal muhalefet  ve oluşumlar hemen onun yerini alır. Bu ise demokrasimizi zora sokar.

Darbeciler ve hainler en çok puslu ve kaoslu havayı sever. Yapacakları illegal darbeleri kendilerince meşruiyet kazandıracak eylemler içerisinde olmuşlardır, olmaya da devam edeceklerdir.

Bu anlayıştan yola çıkarak ülkemiz demokrasisine darbe kalkışmasında bulunan hainlerin yakalanarak, adil bir şekilde yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekir. Cadı avı anlayışı değil, gerçek suçluların tespitine önem verilmelidir.

Ülkemiz de ve ülke dışında darbeye teşebbüs edenlerin yargılanmaları gayet doğaldır. Global bağlantılar ve güçlerin tespiti de önemlidir. Ülkemiz Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde darbecilerin dış bağlantılarıyla ilgili adli soruşturmaları ulusal ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde  bu sorumluların üzerine gitmelidir.

Darbe kalkışmasının ilk günlerindeki bazı olumsuz marjinal hal ve davranışlar, demokrasimizin haklı savunmasına gölge düşürmüştür.

Ülkemizde ve yurtdışında memleketimizde yaşanan olayları bahane ederek hukuk dışı davranışlarda bulunmak, sözlü ve fiziki saldırılar  son derece yanlıştır. Darbeye karşı elbette demokratik tepkilerimiz hakkımızdır. Ancak meydanlarda herkes hukuk dışı kendi kanununu uygulamaya kalkarsa kaos darbecilerin ve onları savunanların işine yarar.

Her fırsatta demokrasiden, çoğulcu parlamenter yapıdan ve demokratik düşüncelerden yana olan ABD , AB ve onların bazı müttefikleri de demokrasi mücadelesinde canları pahasına dik duruşlarını sergileyen Türk halkını tebrik etmeleri ve yanında durnmaları gerekirdi.

Ama aksine darbeyi gerçekleştiren özellikle darbeci genareller için “onlar bizlerin dost ve müttefiğiydiler şu an onlar içeride” demeleri gerçekten demokrasiyi savunanlar adına yüz karasıdır.

Batı demokrasi hakkındaki bu çifte standartından vazgeçmelidir. Ya darbecilerden yana olduğunu resmen ilan etsin, ya da demokrasiden yana duran Türk halkının haklı mücadelesini takdir etsin. En azı takdir edemiyorsa bile sussun.

ABD ve müttefiklerinin maskesi düşmüştür. ABD’li genaralin açıklaması aynı zamanda bir itirafın belgesidir.

Tüm bu zihniyettekiler sesleniyoruz… Demokrasimiz savunma mücadelemizde destek olmuyorsanız bari köstek olmayın.

Darbelerle Türk halkına ve devletine ayar vermeye kalkanlara Diyojen’in şu sözünü hatırlatırız: “Gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz”…

Demokrasi şehitlerimizi rahmetle, darbeci zihniyeti lanetle anarken, ellerinde Türk bayraklarıyla demokrasi nöbetindeki tüm halkımızı yürekten tebrik ediyorum…

Saygılarımla….