~~AZERBAYCAN AĞDAM'LI İLAHA TAĞIYEVA : AĞDAM İŞGAL EDİLDİĞİNDE 11 YAŞINDAYDIM. ERMENİLERİN VAHŞİLİKLERİNİ GÖZLERİMLE GÖRDÜM.

O acı ve korkunç katliam günlerini yaşayan, o gün 9 yaşında olan, bu gün Belçika'da yaşayan "˜İlaha Tağıyeva' başından geçenleri ve bugünkü savaş hakkında duygularını bizlerle paylaşarak, hüzünlü ama, topraklarının kurtarılmasından dolayı da sevinç dolu sözlerini sizlerle paylaşıyoruz.

Bugünlerde dünya gündeminde olan Azerbaycan- Ermenistan savaşı 30 yıl aradan sonra bir kez daha dikkatleri Dağlık Karabağ’a çekti.

Bundan tam 30 yıl önce, zamanın SSCB (Rusya) desteğiyle, Azerbaycan toprağı olan Karabağ Ermenistan terör devleti tarafından işgal edilmişti. O günlerde Karabağ, Hocalı, Ağdam, Fuzuli gibi bir çok şehirde Ermeniler soykırım gerçekleştirerek, yüzlerce masum  sivilin ölmesine, yaralanmasına ve bir milyon kişinin göç etmesine neden olmuşlardı.

O acı ve korkunç katliam günlerini yaşayan, o gün 9 yaşında olan, bu gün Belçika’da yaşayan ‘İlaha Tağıyeva’ başından geçenleri ve bugünkü savaş hakkında duygularını bizlerle paylaşarak, hüzünlü ama, topraklarının kurtarılmasından dolayı da sevinç dolu sözlerini sizlerle paylaşıyoruz.

“Öncelikle kendimi anlatma fırsatı verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Ben,  İlahe Tağıyeva (Rafaelkızı) 1982 yılında Karabağ’ın Ağdam şehrinde dünyaya geldim.  1993 yılında Şehrimizin Ermeniler tarafından işgal edilmesiyle canımızı kurtarmak amacıyla küçük yaşta ailemle birlikte Bakü’ye göçtük. Uzun yıllar burada bir gazete ve radyo da siyasi muhabir olarak çalıştım. Daha sonra 2013 yılında Belçika’ya geldim. Evli ve 3 çocuk annesiyim. 1988 yılında başlayan ve 1993 yılında SSBC’nin yardımıyla işgalle sonuçlanan kendi şehrimiz ağdam ile birlikte topraklarımızın %20’si işgal edildi. 30 yıla yakındır işgal edilen topraklarımızın kurtulmasının hayaliyle yaşadık.

İşgal edilmiş topraklarımız yetmediği gibi, Ermeniler cüretlenerek, Tovuz başta olmak üzere diğer şehirlerimize de saldırınca, Cumhurbaşkanımız ve başkomutan İlham Aliyev’in önderliğinde başlatılan karşı atakta, kahraman ordumuz kahramanca mücadelesi sonucu,  Allah’a şükürler olsun ki bir çok yerleşim yerimizi kurtardı ve kurtarmaya devam ediyor. Ağdam başta olmak üzere Karabağ dahil tüm topraklarımızın kurtarılmasını Allah’tan diliyorum. İnşallah kurtarılacak.

Yıllardır çektiğimiz acı ve özlemler son bulacaktır inşallah. Bu günlerde 30 yıl öncesi yaşadıklarım tekrar bir filim şeridi gibi gözlerimden geçmekte. Biz çok sıkıntılı ve acılı günler yaşadık o zamanlar. Ben o zamanlar çocuk olduğum için o zaman savaştaki patlamalara seslere şahit olduğum için, bugün benim yanımda bir balon patlasa bile hemen panik atak oluyor, korkuyorum. O zamanki çocukluğumdan kalan psikolojik tepki yani.

Annem ve babam savaş ortamında bizleri kendilerinden ayırıp uzak yerlere götürmedi. Biz ailece Ağdam’da kaldık. Benim amcamın oğlu Anar Eliyev, 17 yaşında savaşa katılarak, cephede yardım ediyordu. O şehit oldu. O’nun şehit oluşuyla ailemizin ağıtları halen kulaklarımda. Bu ister istemez bizlerde deprasyona neden oluyordu. Kimin şehidi varsa ailece hemen koşuyor onlara yardımcı olmaya onları teselli etmeye çalışıyordu aile büyüklerimiz.

Biz çocukken pijama giyip yatamazdık her an bir bomba patlayacak, yada baskın olacak endişesiyle elbiselerimizle yatardık. Annemiz ceplerimize ekmek ve su koyardı ne olurdu ne olmazdı diye. O dönem en çok bizim şehir şehit verdi. 1992 yılında Şuşa ve Hocalı alındı. Buradaki şehitler diğer özgür şehirlerdeki camilere getirildi. 1992’de ben 10 yaşındaydım bir taraftan okuyor, diğer taraftan da Ermenilerin hergün artan cinayetlerine şahit oluyor üzülüyorduk. Okula geldiğimizde sınıfta arkadaşlarımızın akrabalarının şehit haberlerini alıyor üzülüyorduk. Bu ortamda alınan eğitim ne kadar verimli olabilirdi?

1988’de başlayan işgal savaşı 1993’e kadar sürdü. en çok şehidi 1992 ve 1993 yıllarında verdik. Hocalı, Ağdam, Fuzuli, Kelbecer, Şuşa hep bu yıllarda işgal edildi. O zamanlar babam çalışıyordu biz annemle evde idik, top attılar biz hemen kendi yaptığımız derme çatma sığınağa koşardık.

Sığınağa kaçarken kız kardeşimle beraber biz annemizin elini sıkıca tutardık. Annem kızım elini bırakın değişik yerlere kaçınki top düşerse hepimiz ölmeyelim bari birilerimiz yaşar derdi. Biz ise ondan ayrılmak istemiyorduk annemiz ölmesin diye. Biz başka evdeydik asıl evimizin bacasına füze düştü evimizin çatısı dağıldı.

Çocukluğumuzu yaşayamadık. Çocukluğumuz bomba ve şehit ağıtlarıyla geçti. Tabidir ki buda bizde çok olumsuz etkiler oluşturdu.

Ben Ordumuzun işgal edilmiş kalan topraklarını da kurtaracağına inanıyorum. Tüm bu savaş ortamında bizler ülkemizde olmasak da en azı buralardan Azerbaycan halkının haklı davasını birebir görüştüğümüz insanlar ve sosyal medya paylaşımlarımızla Belçikalı dostlarımıza anlatıyor, işgalci Ermenistan’ın çirkin işgal ve cinayetlerini aşikar etmeye çalışıyoruz.

Azerbaycan Ermenistan toprağına saldırmıyor, işgal edilmiş kendi toprağını savunuyor, biz vatandaşlarda devletimizin bu haklı mücadelesinde yanındayız. Şehitlerimiz ve kahraman ordumuzu dualarla anıyor, Zaferin bizim olacağı ümidini halen koruyoruz.

Bu anlamda kahraman ordumuzun şehit ailelerine yardımcı olmak amacıyla ‘yardım kampanyası’ düzenledik.

www.belcikaaydinhaber.com